Ahmet Hakan, Hürriyet'te "3 maddede uçaktaki Erdoğan’ın Babacangillere bakışı" başlığıyla yayımlanan yazısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ve eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan için kullandığı ifadeleri değerlendirdi.
"MADDE BİR
Davutoğlu’na, Babacan’a, Gül’e karşı duyguları
Ahmet Davutoğlu’na karşı: Derin bir kırgınlık içinde gibi...
Ali Babacan’a karşı: Tam anlamıyla gönül koymuş bir tutum içinde gibi...
Abdullah Gül’e karşı: Sitemkâr bir mesafe duygusu içinde gibi...
MADDE İKİ
Her üç isim için de aklından şunları geçiriyor
AK Parti sayesinde en üst makamlara geldiler...
Cumhurbaşkanı oldular... Başbakan oldular... Her dönemde bakan oldular...
Yol arkadaşlığı yaptık, dava arkadaşlığı yaptık.
Üstelik girdiğimiz son seçimlerin hiçbirinde de yanımızda yer almadılar.
Hüzünlenmemek, üzülmemek, sinirlenmemek elde mi?
MADDE ÜÇ
Söyledikleri okunurken çok sert gibi görünse de...
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın her üç isim için de söyledikleri okunduğunda çok sert sözler gibi algılansa da...
İşin aslı öyle değil...
Erdoğan’ın konuşma biçimde ve ses tonunda...
Ne polemik açma çabası, ne yıkıcı vuruş arzusu... Sadece sitem vardı.
Üç ismi de mahcup etmeyi hedefleyen şefkatli bir eda vardı.
Aşırı kırgınlıktan kaynaklanan üzgün bir tını vardı.
BİRİNDEN ‘BEYEFENDİ’ DİYE SÖZ EDİYORSA
Nereden mi anladım?
Şuradan:
Cumhurbaşkanı Erdoğan, birinden...“Beyefendiye kalsa şöyle olacak/Şöyle demiş beyefendi/Tabii beyefendinin bu işlerden haberi yok” falan türü sözlerle söz ediyorsa...
Bilin ki...
Ona karşı çok öfkeli, çok kızgındır.
Erdoğan, uçakta yaptığı açıklamalarda Murat Yalçınkaya’dan 'beyefendi' diye söz etti de oradan anladım."