Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yurt dışı temsilciliklerde görevli ataşeler ve din görevlilerinin katıldığı konferansta konuşan Erbaş, İslamofobi'nin İslam düşmanlığı bir proje olduğunu belirtti.
Prof. Dr. Erbaş, şöyle konuştu:
''Bir İslam düşmanlığı projesi olan İslamofobi, ardında kirli çıkar ilişkileri ve ırkçılık barındıran ciddi bir insan hakları sorunudur. İslam'ı, şiddet ve terörü besleyen bir ideolojiden ibaret göstererek bunu suni bir korku ile dünya kamuoyunda yaymak için çalışan hain ve karanlık bir projedir. Birçok Avrupa ülkesinde siyasi partilerin oy almak için İslamofobi'ye dayalı propagandalar üzerinden seçim kampanyaları yürüttükleri ve terör örgütlerinin karanlık yüzüyle aydınlık bir dini bağdaştırmaya çalıştıkları da dikkat çekmektedir. Dolayısıyla İslamofobi ile mücadele konusunda Müslümanların alternatif söylemlerini, çalışma planlarını oluşturmaları, İslamofobi endüstrisinin kirli yüzünü ifşa etmeleri ve bütün dünyada yaygınlaştırmaları gerekmektedir."
FETÖ, DEAŞ, Boko Haram, Eş-Şebap gibi terör örgütlerin İslamafobi'yi desteklediğini ifade eden Erbaş, ''Derin hesapların, küresel güç savaşlarının, kirli çıkar ilişkilerinin neticesi olarak kurulan ve desteklenen ve hepsi birer proje olan terör örgütleri, yaptıkları insanlık dışı uygulamalarla İslamofobi endüstrisine malzeme üretmektedir. FETÖ, DEAŞ, Boko Haram, Eş-Şebab gibi terör örgütlerinin arkasında hangi kirli çıkar ilişkilerinin olduğu apaçık ortadadır'' diye konuştu.
Erbaş ayrıca, LGBTİ üyeleri ve onları destekleyenler tarafından her yıl haziran ayı sonlarında yapılan Onur Yürüyüşü'ne değinerek eleştiride bulundu. Anne ve baba olmayı devreden çıkaran anlayışın yaradılışa aykırı bir davranış olduğunu ifade eden Erbaş, şöyle konuştu:
''Dünyanın çeşitli yerlerinde şimdi ülkemizde de yavaş yavaş olmaya başladı, zaman zaman bazı kavramlar, organizasyonlar, cinsiyet eşitliği gibi sloganlar adı altında birtakım sapkınlıkların gündeme getirildiğini ve yaygara yapıldığını görmekteyiz. Aileyi tahrip eden, insani ve ahlaki değerleri hiçe sayan söz konusu propagandanın, özgürlük, onur gibi kavramlarla servis edilmesi bir algı operasyonu ve aldatmacadır. Anne olmayı devreden çıkaran bir kadın ve baba olmayı devreden çıkaran bir erkek tasavvuru, fıtrata, yaratılışa aykırı bir sapkınlıktır ve tarih boyunca bütün inançlar tarafından hem reddedilmiş, hem de lanetlenmiştir. Bu manada çocuklarımızı, ümmetin ve tüm insanlığın çocuklarını evrensel değerlerdir bunlar. Annelik ve babalıktan vazgeçen cinslerin birbiriyle evlenmelerine varıncaya kadar ileri götüren bu işi bütün insanlığın meselesidir, sadece Müslümanların meselesi değil. Bu yüzden çocuklarımızı, gençlerimizi sapkın anlayışlara karşı eğitmek, bilinçlendirmek ve korumak hepimizin vazifesidir.''