Fotoğrafın Tamamı programında Ahu Özyurt’un sorularını yanıtlayan Yeniçağ Gazetesi yazarı Orhan Uğuroğlu, seçim sonrası AK Parti kulislerinde yaşanan tartışmaları ve partileşme hareketlerini RSFM’e yorumladı.
'HEDEF ÖZAL’IN DÖRT EĞİLİMİ'
“Asıl hedefleri Özal’ın dört eğilimi gibi herkesi kucaklayan bir yapı içinde olacak. Bunun için de çok tartışılan ve ilk yılını tamamlayan Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini merkeze koyuyorlar. Bu bir yılı ziyan edilmiş bir yıl olarak görüyorlar. Güçlendirilmiş bir parlamento, AB normları, kişilik hakları, hukukun üstünlüğü gibi özlenen pek çok konuyu vadeden bir siyasi oluşum. Etrafından epeyce güçlü bir kadro oluşuyor. Sadece AK Parti değil, başka partiler de var. MHP milletvekilleri de var. Çalışma grupları oluştu. Ekonomiden güvenliğe, medyadan eğitim ve sağlığa kadar raporlar hazırlanıyor.”
Türkiye’nin 95 yıl boyunca parlamenter sistemin hataları düzelterek geldiğine dikkat çeken Uğuroğlu, “Şimdi Başkanlık sisteminin de hatalarını düzeltmesi için 95 yıl bekleyecek miyiz? Burada kritik nokta, CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisinin de parlamenter sistem istiyor olması. Çok net bir Anayasa’ya ihtiyaç var çünkü devlet iflas etmiş durumda” dedi.
'FETÖ TUZAĞI KURULDU DİYORLAR'
Uğuroğlu, Öcalan’ın mektubu ve Osman Öcalan’ın TRT Kurdi röportajının AK Parti içinde büyük kızgınlık yarattığını söylerken, “Yasalar çiğnenmiştir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı mı, Yüce Divan’da mı? Bu hesabın sorulması gerek. Siyasi bir hatadır bu. Siyaset teröre teslim edilmiştir” diye konuştu ve gözlemlerini paylaştı:
“Grup Başkanvekili Özlem Zengin de isyan etti. O gün Meclis’e gittim AK Partililer Arınç’ı suçluyorlar. Peki kanan, aldananın günahı yok mu? Öcalan krizi nedeniyle AK Parti kulisleri kaynıyordu. Bu İmamoğlu’na beş puan yazdı. Kulislerde bunun FETÖ taktiği olarak Erdoğan’a tuzak olarak kurulduğu iddiası var. Bunu da eklemek gerek.”
Sözcü Yazarı Özlem Gürses de İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun birleştirici dilinin etkisine değindi ve seçim sonrası düşülmemesi gereken tuzakları da anlattı.
“Karadeniz’deki her gezisinde her durağında vatandaşlara hitabederken ‘size Mardinli kardeşlerimin selamını getirdim diyordu, Siirt’li, Bitlis’li Diyarbakır’lı komşularımın selamını getirdim’ diyordu. Bence bu çok güçlü ve etkili bir başlangıç” diyen Özlem Gürses şöyle devam etti.
“Hepimizin bu ilgi ve sevgiden başımız döner. Birazcık şöhret, para güç herkesi zaman zaman yoldan çıkarabilir. Benim güvendiğim üç konu var: Çok gerçekçi ve sakin bir ekiple çalışıyor, delege eden ve başkalarına da yetki veren bir yapısı var. Üçüncü ve en önemli faktör ise evde çok akıllı bir eşi var. Öyle ki, zaman zaman ‘ya kardeşim bu ne ya’ diyebilecek bir kadın Dilek İmamoğlu. Ben bunlara güveniyorum.”