HDP Eş Genel Başkanı Temelli, İstanbul seçimi sonrası HDP'nin sonuca etkisine dikkat çekti.
"31 Mart'a giden süreçte sürekli suçlandık. Terörist olduk, kovulduk, dinsiz olduk, akla hayale gelmeyecek her türlü hakaret, suçlama ve saldırıyla karşı karşıya kaldık. 23 Haziran'a giderken, Cumhur İttifakı bir taktik değişikliğine gitti. Kürtlere şirin gözükelim taktiğine geçtiler. Kürt kardeşlerim, Kürtler ciğer parem, Kürtçe bir iki kelime, Kürdistan sözcüğünün rahatça kullanımı ve buna yönelik hamleler geldi. Bunu yaparken de yine HDP'nin içinde sanki bir kırılma varmış, bir iktidar savaşı varmış gibi bir senaryo da devreye sokulmaya çalışıldı. Abdullah Öcalan'ın mektubu üzerinden de bu senaryo güçlendirmeye çalışıldı. Ancak hem daha önceki mesajları ve mektubu bütünlüklü okuduğunuzda aslında iktidarın kurgulamaya çalıştığı siyasete karşı çıkan, toplumu demokratik siyasete davet eden ve demokratik çözüm konusunda inisiyatif almaya davet eden bir yerde duruyordu. Belli sözcükleri, kendi cümle bütünlüğünden koparıp ele aldığınızda farklı farklı yorumlamanız mümkün. Ancak biz Öcalan'ı 2013'ten beri çok iyi anlayıp, takip ediyoruz. Yine aynı şekilde yorumladık. Sağlıklı şekilde yorumladığımızın sonuçlarını da zaten hep birlikte yaşadık."
Temelli'nin açıklamaları şöyle:
'KÜRT MESELESİNİN MUHATABI ÖCALAN'DIR'
HDP kitle partisi olmak istiyor. Terörle ve PKK ile arasına mesafe koyduğunu tekrarlıyor. Ancak Öcalan mesajları, partinizi bazı seçmenler nezdinde bağlantılı kılıyor. Bu ikilemi nasıl aşmayı planlıyorsunuz?
Kürt seçmen ya da HDP seçmeninin İstanbul seçim sonucu üzerindeki etkisini nasıl tanımlıyorsunuz? İstanbul'da İmamoğlu'nun 'HDP'li kardeşlerim' ifadelerinin siyasi iklim üzerinde de etkili olabileceğini düşünüyor musunuz?
Tıkanan ve sürekli başa saran bir barış ve çözüm süreci var... Siz seçim gecesi de bir kez daha 'üçüncü yol demokrasinin' altını çizdiniz. Üçüncü yol demokrasinin farkı nedir?
Evet, meclise çağrı yaptınız, meclisteki partilerden bu konuda bir tepki alabildiniz mi?
- Henüz almadık. Ama inancımı koruyorum.
'CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ ÜLKENİN TARİHİNE, KÜLTÜRÜNE UYUMLU BİR SİSTEM DEĞİL'
Başkanlık sisteminin resmen uygulanmaya başlanmasının üzerinden bir yıl geçti ve sistem muhalefet tarafından tekrar tartışılmaya açıldı. Sizin bu süreçte rolünüz, hedefiniz ne olacak?