Yeni askerlik kanunu, mecliste iktidar koalisyonu ve muhalefet partilerinin ekseriyetinin oylarıyla onaylandı. Askerlik sürelerinin değiştirilmesi, ordunun kompozisyonunun değiştirilmesi ve özellikle de bedelli askerliğin kalıcı hale getirilmesiyle farklı kesimlerden olumlu ve olumsuz tepkilerin alınmasına neden oldu. Emekli Tuğgeneral Haldun Solmaztürk, Seyr-i Sabah programında bu yeni yasayı değerlendirdi. Solmaztürk, yeni kanunla ordunun disiplin ve moral açısından zarar görebileceğini vurguladı:
‘İDEAL SÜREÇ 12 AYDIR’
Ana mahsurlardan biri bedellinin kalıcı hale getirilmesi. Uzunca süredir çok kişinin ağzında beka var. Bir yerde doğrudur. Beka dediğimiz şey, ülkenin içinde ve dışında hayati tehditlerle karşı karşıyayız. Ülkenin ciddi bir sorunlar yumağıyla karşı karşıya olduğu belli. Bunların üstesinden gelmek için ordunun güçlü olması lazım. Ordunun gücü silahından, teçhizatından, elindeki kullandığı mühimmattan geldiği gibi temel gücü disiplin ve moraldir. Bu kanun sadece bedelliyi kalıcı hale getirmek değil aynı zamanda dövizliye de hak kazanıyorsunuz. Ülke içinde de ülke dışında da paranız varsa askerlikten muaf oluyorsunuz. TSK savaşırken bunu yapıyorsunuz. Birden kadrolar boşalıyor. Zaten eksik kadrolarla bu görevler yürütülüyordu. Şimdi daha eksik kadrolarla daha zor görev koşullarıyla karşı karşıya olan personel, benim param olsaydı bu koşulları yaşamayacaktım, diyecek. Bunun ordu üstündeki disiplin ve morale kalıcı bir menfi etkisi olacak.
‘KOMİSYONDAN RÜZGAR GİBİ GEÇTİ’
Mevcut düzenin hepsi çöpe atıldı ve yamalı bohça gibi bir sistem getirildi. Burada iki önemli şey var: Birincisi Cumhurbaşkanı’na verilen yetkiler. Cumhurbaşkanı’na bağlandı her şey. Tek kişiye bağlanması çok sakıncalı. Cumhurbaşkanı’na verilen yetki sözde belli bir mekanizmaya bağlandı. Burada mekanizma yok. Milli Güvenlik Kurulu, Cumhurbaşkanlığı iradesine bağlı. Bunun adı kurul. Ülkenin koşulları belli, yönetim şekli belli. MGK’dan Cumhurbaşkanı’nın kişisel iradesine aykırı bir karar çıkması mümkün mü? Milli Savunma Bakanlığı da aynı şekilde. Bunu atayan kişi belli. Bu iki kurul zaten bağımsız ve otonom kurullar değil. Şimdi bunu bir değişiklik gibi siyasi muhalefetin nasıl kabul ettiğini anlamak mümkün değil.
Sorun şu: Ülkenin ordusu ve askeri var. Bunlar yetmiyor bir de gönüllüler ordusu kuruyorsunuz. Niçin? Bu ülkede başta Meclis Başkanı’na hitap ediyorum. Böyle kanun yapılmaz. Bu maddenin gerekçesi yok. Bu kadar kritik ve mahsurlu maddeyi gerekçesiz olarak nasıl meclise sevk ediyorsunuz. Haydi koalisyon bunu getirdi CHP ve İYİ Parti buna nasıl onay verdi? Hangi koşullarda gönüllüye ihtiyaç duyacaksınız? Cumhurbaşkanı neye göre buna onay verecek? Komisyondan rüzgar gibi geçti.
Askerliğini yapıyor insanlar, 12 ay sonra terhis oldu. Sonra MSB subay almak için mülakatlar başlatıyor. Bunlar içinde meslek okulu mezunlarına yüzde 20’ye kadar ilave puan veriliyor. Normal liseden mezun bir öğrenci geldi 75 puan aldı. Ama İmam Hatip Lisesi'nden gelen biri 75 puan alınca puanı yüzde 20 artırılıyor. Askeri liseleri kaldırdınız. Bunlar içinden meslek liselerinden öğrenci alıp ayrıcalıklı yaparsanız, bunu özel maksatla yapıyorsunuz demektir bu. Mülakat komisyonlarında sorulan sorulara bakarsanız bir de kanunun bu maddesine bakarsanız bunu anlamamak için kör ve sağır olmak lazım. Kaynağı çeşitlendirmek deniyor, kaynak zaten çeşitliydi. Yüzde 20 çok önemli. Bunu keyfi olarak mülakat komisyonundaki yetkililere bırakıyorsunuz. Bu kanun aceleyle çıkarılması, moral ve disiplin üstündeki negatif etkiler, gönüllüler ordusu ve meslek liselerine tanınmış avantaj nedeniyle son derece mahsurlu.”