Kocaeli'nin Körfez ilçesinde 11 yıl önce kaybolan Meryem Tahnal'ın öldürülmesine ilişkin tutuklanan, kamuoyunda "Palu ailesi" olarak bilinen 6 kişinin yargılanmasına devam edildi.
Kocaeli 7. Ağır Ceza Mahkemesindeki ikinci duruşmaya, 'acı çektirerek kasten öldürme ve öldürmeye iştirak' suçlamaları yöneltilen ve ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmaları istenen Meryem Tahnal'ın eniştesi Tuncer ve eşi Emine Ustael, annesi Havva, kardeşleri İsa, Ayşe ve Fatih Palu ile avukatları katıldı.
Mahkeme Heyeti Başkanı Atilla Darı, İstanbul Adli Tıp Kurumundan gelen raporda, sanıkların akli dengesinin yerinde olduğunun tespit edildiğini bildirdi.
'MERYEM'İ AĞACA BAĞLANMIŞ OLARAK GÖRDÜM'
Darı, Temel Hak ve Adil Fırsatlar İzleme Derneğinin davaya katılma talebini içeren dilekçesinin olduğunu belirtti.
Duruşmada tanık olarak dinlenilen M.K, sanıkları kardeşinin ev sahipleri olması dolayısıyla tanıdığını, Tuncer Ustael'i yakından tanıdığını söyledi.
Kardeşinin, sanıklara ait binanın satılacağını söyleyince eve müşteri bulduğunu anlatan M.K, "Müşteri ile Tuncer'i bir araya getirdim. Satış oldu. Ölen Meryem Tahnal'ı tanımıyorum ancak kardeşimle bir tarihte pikniğe giderken, deniz kenarında Meryem'i gördüm. O sırada bir ağaca bağlanmıştı. Sanıklar ise orada arabanın içindeydi. Kardeşim onların olduğu yere gidince Tuncer Ustael arabadan çıktı. İkisi arasında bir konuşma oldu. Daha sonra Meryem'i alarak oradan hep birlikte uzaklaştılar" şeklinde konuştu.
M.K, Meryem Tahnal'ı ağaca bağlı gördüğünde aile içi bir sorun olduğu için polise haber vermediğini ifade ederek, "Daha önce Tuncer ile alkol aldık. Tuncer, bana Meryem'in kendisine iğne yaptığını ve tecavüz ettiğini söyledi. Bunu söylerken yanımızda başka arkadaşlar da vardı. Daha sonraki görüşmelerimizde evi cinler nedeniyle sattığını söyledi" diye konuştu.
Cumhuriyet savcısı mütalaasında, Temel Hak ve Adil Fırsatlar İzleme Derneğinin davaya katılma talebininin, suçtan zarar görmediği gerekçesiyle reddini, tanık olarak gelmeyen baba Harun Palu'nun beyanının alınması için bir sonraki duruşmaya zorla getirilmesini, R.T.T'nin beyanının alınması için talimat yazılmasını talep etti.
Savcı, suç vasfı, mevcut delil durumu ve yasada öngörülen cezanın miktarı dikkate alınarak sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilmesini istedi.
Sanık Tuncer Usluer, tanığın beyanlarını kabul etmediğini belirterek, "Maktulün bağlanma olayı gerçek dışıdır. Ayrıca belirttiği yer o şekilde dışarıdan görülmesi zor bir yer değildir. Sürekli olarak o bölgeye güvenlik görevlileri gelmektedir. Suçsuzum. Tahliyemi talep ediyorum" dedi.
Sanık İsa Palu ise bütün eylemleri Tuncer Usuluer'in yaptığını, kendisinin olaylara karışmadığını ileri sürerek, tahliyesini istedi.
Tuncer Ustael'in eşi sanık Emine Ustael de bütün söylenenlerin iftira olduğunu, eşi Tuncer'in, Meryem'i ağaca bağlamadığını iddia ederek tahliyesini talep etti.
'TUNCER BİZİ CİNLERLE KORKUTARAK AKLIMIZI ALDI'
Sanık Havva Palu, önceki savunmalarını tekrar ettiğini söyleyerek, "Bütün eylemleri Tuncer yapmıştır. Kendisi bizi cinlerle korkutarak aklımızı aldı. Hatta kızım Meryem'in gerçek olmadığını, Meryem kılığına girmiş bir cin olduğunu, daha sonra Meryem'in geri geleceğini söylüyordu. Mağduruz, tahliyemi istiyorum" ifadelerini kullandı.
Sanık avukatları da Meryem Tahnal'ın cesedinin bulunmadığından, nasıl öldüğünün bilimsel olarak tespit edilemediğinden müvekkillerine ceza verilemeyeceğini ve bu nedenle serbest bırakılması gerektiğini söyledi.
Diğer sanıklar da haklarındaki suçlamaları kabul etmeyerek tahliyelerini talep etti.
ARA KARAR
Mahkeme heyeti, tanık Harun Polat'ın bir sonraki duruşmaya zorla getirilmesine, kendisine kayyım tayin edilmesi konusunda Kocaeli 3. Sulh Ceza Mahkemesindeki dosyasının akibetinin sorulmasına, bazı tanıkların dinlenilmesine, İstanbul Adli Tıp Kurumundan gelen rapor ve mahkemece yapılan gözlemleri dikkate alarak sanıkların akıl sağlıklarının belirlenmesi için yeniden rapor alınmasının dosyaya yenilik katmayacağı sonucuna varıldığından talebin reddine, Temel Hak ve Adil Fırsatlar İzleme Derneğinin suçtan doğrudan zarar görmediği gerekçesiyle davaya katılma talebinin reddedilmesine karar verdi.
Heyet, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına hükmederek duruşmayı 17 Eylül'e erteledi.