Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü Arap ve İslam Araştırmaları Merkezi’nin kıdemli araştırma görevlisi Doç. Boris Dolgov, Sputnik'e yaptığı açıklamada, Doğu Akdeniz’deki sondaj sorununun Türkiye’nin Kıbrıs’ın bir bölümünü kendi toprağı olarak görmesinden kaynaklandığını belirterek, "Bu yüzden Türkiye kendi topraklarında madencilik faaliyetlerinde bulunma hakkı olduğunu savunuyor. Bu sorun bir yandan Türkiye ve Kıbrıs arasında çözümlenmeli, diğer yandan da Rumların Yunanistan’dan destek alması sorunu yeni düzeye çıkarıyor. Bu sorun, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve NATO’nun da gündemde vardı ama henüz uluslararası kuruluşlar bu sorunu çözemiyor" dedi.
'KIBRIS SORUNUN ÇÖZÜMÜNDE TEHDİTLERE YER YOK'
Tüm tarafların ayak dirediğini ama Türkiye’nin tek başına bir grup ülkeye karşı direnme zorunda olduğunu kaydeden Dolgov, bu konuyla ilgili şu yorumda bulundu:
"Türkiye hatta sondaja başladığında engellenme çabalarına karşı koruma kullanacağını duyurdu. Bu, Yunanistan’ın sert tepkisine yol açtı. AB, doğal olarak Kıbrıs Rum kesiminin tarafını tutuyor. Türkiye de kararlı. Bu yüzden tarafların sert ve uzlaşmaz tutumu devam ederken görüşmeler çıkmaza giriyor. Aslında AB, göründüğü kadar masum değil, tüm bu eylemlerde ekonomik fayda görünüyor. İsrail, Mısır, Lübnan, ABD ve Avrupa Birliği ülkeleri bu bölgede ekonomik fayda peşinde. Türkiye tek başına bu ülkelere karşı duruyor."
AB’nin Türkiye’yi tehdit etmemesi ve sorunun barışçıl yollarla çözüme kavuşturulması gerektiğini dile getiren Dolgov, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kıbrıs sorunu düzenli olarak tırmanıyor ve AB’deki görüşmeler, çözüm çabalarının ne kadar başarılı olacağını gösterecek. Elbette sorun diyalog ve uzlaşı yoluyla, her iki tarafın uzman görüşünün temelinde çözüme kavuşturulmalı. Avrupa Konseyi Başkanı’nın Türkiye’yle sözde sorunda Kıbrıs’ın yanında oldukları açıklamaları türünden tehditlere yer yok."