Hook’un ardından Avrupa’ya geçerek Paris’te İngiltere, Almanya ve Fransa yetkilileri ile bir araya geleceği aktarıldı. Bu görüşmelerin temel konusunun İran olduğu kaydedildi.
Diğer yandan Hook, Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi'nde düzenlenen "Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Uluslararası Terörizm" başlıklı panelde ABD'li vekillerin sorularını yanıtladı.
İran'ın 2015'te eski ABD Başkanı Barack Obama öncülüğünde imzalan nükleer anlaşma sonrasında finansal olarak daha da güçlendiği ve bölgedeki vekil grupları finanse ettiğini savunan Hook, Tahran yönetiminin, ABD'nin anlaşmadan çıkması sonrasında finansal olarak zorluk yaşamaya başladığını belirtti.
Hook, İran’ın, Donald Trump yönetimi tarafından uygulanan yaptırımlar öncesinde bölgedeki "zararlı faaliyetlerine" hız verdiğini ifade ederek, şunları söyledi:
"Bu durum, Trump yönetiminin uyguladığı yaptırımlar sonrasında tersine döndü. Ekonomik ve diplomatik baskı kampanyamız işe yarıyor ama İran diplomasi ile cevap vermek yerine, şiddete yönelmeye devam ediyor. İran'dan diplomasiye diplomasiyle cevap vermesini bekliyoruz. Terör ve şantajla değil."
'SALDIRI HAZIRLIĞI DEĞİL'
Komite üyesi vekiller tarafından yöneltilen Trump yönetiminin Orta Doğu ve İran konusundaki stratejisine ilişkin sorularına da yanıt veren Hook, ABD yönetiminin ana planının bölgedeki savunmayı güçlendirmek ve İran ile anlaşma sağlamak olduğunu kaydetti.
ABD tarafından alınan bölgeye daha fazla asker gönderilme kararı ve Körfez ülkelerinin silahlandırılmasını "İran'dan gelebilecek saldırıya karşı önlem" olarak tanımlayan Hook, "Bu adımlar, İran'a karşı saldırı hazırlığı değil." ifadesini kullandı.
Öte yandan, kendisine yöneltilen "Trump yönetiminin, İran'ın El Kaide ile olan bağlantıları sebebiyle İran’a karşı askeri eylem başlatma yetkisi olduğuna inanıp inanmadığı" sorusuna sessiz kalan Hook, Trump yönetiminin yasalara uyacağını söylemekle yetindi.