Ekrem İmamoğlu ve Binali Yıldırım’ın TV ortak yayınında yaptıkları tartışmanın ardından iktidara yakın medya organları hep bir ağızdan İmamoğlu’nun yalancı olduğunu, tartışmayı açık arayla Binali Yıldırım’ın kazandığını dile getirdi. Bu arada yayını hayata geçiren İsmail Küçükkaya’ya suçlamalar getirildi.
Medya ombudsmanı Faruk Bildirici Seyr-i Sabah programında iktidara yakın basın organlarının inandırıcılığının kalmadığını, bu yüzden de yoğun suçlamalar getirilen Fox TV’de bu tartışmanın yapıldığını dile getirdi. Bildirici yeni dönemde gazetecilerin kendilerine yeni mecralar yaratacağını ancak iktidar yanlısı eski gazeteciliğin yeni dönemde var olamayacağını dile getirdi:
‘GAZETECİ ÖZNE OLMAMALI’
Bugün gazetelerde yer alan haber var Küçükkaya’nın adaylarla görüşmesiyle ilgili. Biz otursak şu sorular sorulabilir diye baksam yüzde kaç tuttururduk? Bu soruların olacağını tahmin etmek mümkündü, sansasyonel sorular yoktu zaten. Programın formatı, biçimi tartışılabilir ama zaten adaylar da birbirlerini köşeye sıkıştıracak şeyler yapmadı. İmamoğlu daha atak davrandı belki diğer adaya göre ama kararları değiştirecek yeni bir şey olmadı. Program başlarken kime oy vereceklerini düşünüyorlarsa yine ona oy verecekler.
‘BUNDAN SONRA SİYASİ İKTİDAR KENDİ İÇİNE KAPANAMAYACAK’
31 Mart siyasi iktidarın 17 yıllık iktidar döneminin bitebileceğinin inişe geçtiğinin göstergesi oldu. Bu da onları yeniden düşünmeye itti. Biz yüzde 95’ine hakimiz medyanın ama onlar o kadar görevini yapmıyorlar ki öteki taraf daha etkili dediler. Tamamen ele geçirdiği medya işe yaramaz hale geldi. Bu onun kabulü. Seçimlerden önce İzmir adayı da Sözcü’ye demeç verdi. FETÖ ile suçladıkları gazeteye demeç verdiler. Bir yandan gazeteciliğin güçsüzlüğü ve gücü bu. Milyonlarca kamu bankasından kaynak aktardılar ama yine de olmadı. Yine gazeteciler küçük yerlerde haberciliğe başladılar. Fox haberi suçladılar ama yine gel İsmail programı sen sun dediler. Herkes aynı yayını verirken yine de Fox seyredildi. Artık siyasi iktidarın kendi içine kapanmasının doğru bir şey olmadığı gözükmüş oldu. Bu seçimden sonra medya konusunda önemli değişimlerin yaşanacağını düşünüyorum. Bu tür siyasilerin karşı karşıya geldiği açık oturumları görebileceğiz. Sadece kendi yandaşlarının belirlediği sorularla yapılan programlar dışında bütün gazetecilerin katılabildiği açık oturumları göreceğiz diye düşünüyorum.
‘MADEM OLAY ÖNEMLİ DEĞİL, NEDEN İÇERİDE TAM SAYFA?’
Gazeteci için önemli olan, bilgi nereden gelirse gelsin, o bilginin doğru olup olmadığına bakmaktır. Hiç sevmediğiniz biri size dosya vermiştir araştırırsınız doğruysa yayınlarsınız. Gazeteci milletinde de komplo teorisyenliği yayıldı. Bazı iktidar yanlısı gazeteciler olur olmaz şekilde insanları suçlamaya başladılar. Yalanla yanlış arasında fark var. Yalan kasıtlı yapılır. Bu insanlar hemen damgayı yapıştırıp ondan besleniyorlar diyorlar. Gazeteciler böyle davranırsa toplum nasıl davranır?
‘ŞU ANDA GAZETECİLİK YAPMAYAN GAZETELER YOK OLACAKLAR’
Türkiye’de eski ana akım yaygın medya denen yerden yeni medyanın çıkmayacağına inanıyorum. Dijital mecralarda bağımsız gazeteler ve TV kanalları çıktı. Gazeteci arkadaşlar bütün çabalarını sergiliyorlar. Şu anda gazetecilik yapmayan gazeteler yok olacaklar. Az önce söylediğim günün yıldızları sönecek. Çünkü yaptıkları gazetecilik değil. Gerçekten gazetecilik yapanlara bilgi ulaştıran mecralar gelişecek. Dijital mecralar gelenekselden çok daha ilerde. Eleştirel haberciliğin izlerini gösteriyorlar. Ben yazı yazdığımda beni her yerden kovabilirsiniz ama ben gazetecilik yapmaya devam edeceğim diyorum. Bulduğumuz her yere yazıyoruz. Tek amacımız insanlar öğrensin ve gazetecilik kazansın.”