İmamoğlu'nun açıklamasından satır başları şöyle:
-Bugün çok soru sordular bana, hiçbirine cevap vermedim onu söyleyeyim. Dedim ki “TRT’den izleyin”. Kanallar kızdı. Muhtemelen birkaç kanal 'kaçtı maçtı' diye birkaç tane haber bile yapmıştırlar. Dedim ki ‘Uzun zamandır TRT bizi çağırmıyordu. Onlar beni düşünmüyor ama ben onların yayıncılığını düşüneceğim. Soruları orada cevap vereceğim’ dedim. Onun için bu şekilde geldik inşallah iyi bir yayın olur.
TRT Haber’de canlı yayın konuğuyum. #HerŞeyÇokGüzelOlacak https://t.co/KZoRlubAt8
— Ekrem İmamoğlu (@ekrem_imamoglu) 18 Haziran 2019
KREŞ PROJESİ
-Çocuklar bizim için çok önemli. Kreş çok önemli bir kavram. Gelir gelmez hızlıca 150 mahallede açacağız. Malum YSK kararı olmasaydı biz şu dönemde ciddi sayıda kreşi hazırlamış olacaktık.
-İstanbul Çocuk Fonu diye bir kavram ortaya koyacağız. Eğitimle, çocuklarla, gençlerle ilgili seferberlik. Seferberlik çok önemli bir kavram. Ben İstanbul'da sorumluluğu olduğu bir dönemi başlatacağımızı söyledim. Çocuk oyun dünyası merkezlerinden tutun, 0-6 yaş grubuna özel mahalle evleri. Süreci, demokrasiyi mahallelerden çözmeye başlarsınız. Mahallelerden başlar merkezi yönetime doğru gidersiniz. Bu projeyle yoğun sorunların yaşandığı, özellikle çocuk istismarı ve kadına şiddet, bu mahalle evlerinde en az 2 uzmanı görevlendireceğiz. Dolayısıyla sistem çok katılımcı, çocukları ve kadınları içine alan bir sisteme dönüşecek.
-Kadın konusu bizim için elbette önemli. Bazı konularda anneyi destekliyoruz. İstatistiklere baktığımızda 0-4 yaş arası çocuğumuz 1 milyon 200 bin. Ona hizmet üretmeyeceğiz de neye üreteceğiz. Dolayısıyla dedim ki şehrin onlara izin vermesi lazım. Annelerimize sosyal tesislerimizi yüzde 40 indirimli, 0-4 yaş arası çocuğu olan annelere eğitimi ücretsiz yapacağız. 2 tane kadın sığınma evi hızlıca devreye alacağız. Kadın sağlığı merkezleri talebi var. 20 adet kadın sağlığı merkezi talebi ve 40 adet doğumhane kuracağız. İki üniversiteyle yaptığımız araştırmada bizim elimize gelen talepler bunlar.
-Yoksulluk, ev kadınını etkiliyor, ocağındaki yemeğini etkiliyor. Bir de işsizlik konusu var, o da en çok gençleri etkiliyor.
-Çok şey yapıldı gibi gözükebilir ama yaşamın içerisinde o çok şey yapıldığını hissetmiyoruz. Bu şehirde trafikten şikayet oranı hiç azalmadı. Çok şey yapıldı, neye yapıldı. Öncelik metro, tereddütsüz. Bu şehirde metro durağına yürüme mesafesinde yaşan nüfus oranı yüzde 2. Bugün Marmaray dahil -ki yeni açıldı- raylı sistemlerden yararlananların oranı yüzde 18. Metro bütün büyük şehirlerde en önemli ulaşım aracıdır.
METRO PROJESİ
-(İmamoğlu yılda 8,3 km metro inşaatı yapıldığını gösteren bir tablo paylaştı) 2014 yerel seçiminde 450 km raylı sistem vaadi var. Yarısı bile olmadı. Bütün ulaşım ağının birbirine entegre olacağı, 2029'a kadar olacak bütünleşik ağ sistemi yapacağız.
-Bir takım metro projeleri durma noktasında. Bu bütünleşik metro ağıyla birlikte İstanbul'un deniz ulaşımını -yüzde 3'lere indi- yüzde 10 seviyesine çıkartma hedefindeyiz. Bu metro ağını 2029'a kadar tamamlamak hedefindeyiz. Özellikle Sultanbeyli'den Esenyurt'a kadar bir megabüs hattı projemiz var. Metrobüs gibi yoğun imalatlı bir sistemden bahsetmiyoruz. Büyük bir yatırım yapmadan verimli araçlarla metrobüsü daha verimli hale getireceğiz, megabüsle birlikte yüklerini yüzde 30 azaltacağız. Bu iş bizim en önemli konularımızdan bir tanesi.
-İstanbul'da taksi, minibüs gibi özel araçlarla ulaşımın payı yüzde 67 civarında. Biz onların katılımcılığını sağlayacağız. Sorunları bire bir hisseden tüm aktörleri. İki otogar düzenimiz var, ki aynı şeyi rakibimiz de öneriyor. Örneğin bunların geçişleri. Mini otogarlar yapılması, kamyon kamyonet gibi lojistik taşımaların sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesini sağlamak. Bununla hem ulaşımda kolaylık sağlamış olacağız, hem de yakıt tüketimini düşürmüş olacağız. En başta ulaşımdaki bu işin başındaki insanlar, aktörleri, hiçbir zaman masada olmadılar. Bu masaya katılmamalarından dolayı üretim yapmadılar. Bugün lojistik konusunda en uzmanların görüşlerine başvurulmuyor. Belediyecilik katılımcılıkla kolaylaştırılacak bir alan. Önceliğimiz metroya öncelik vermek, yayayı, bisikleti ve yapacağımız yeşil vadilerle tümüyle entegre bir sistemle İstanbul'u çağdaş bir ulaşım ağına kavuşturmaktır.
-Kim ideolojik bir işten çıkarma yaparsa büyük bir hatadır. Ben AKP'li belediyeden Beylikdüzü'nde belediye devraldım ve yapmadım. İdeolojik kavramlarla hiç kimse, hiçbir belediye başkanı çıkartmamalı, yanlıştır. (Şebnem Bursalı'nın bazı işçileri çıkartmışsınız itirazı) Maaş alıp çalışmayanlar var, il gençlik kollarında olup çalışmadan maaş alıyor, Beylikdüzü'nde oturmuyor bile. Oradaki müdürler AKP döneminden beri orada görev yapıyorlar. Biz İBB'de çalışan 82 bin insanımıza iş garantisi veriyoruz. Biz şunu da vaadediyoruz, belediyenin önünde birilerinin aleyhine miting de yaptırmayacağız. 82 bin işçime, çalışanıma söylüyorum. Hiçbir çalışanımızı zorla mitinge de götürmeyeceğim.
-Bizde böyle bir sorun olmaz. Bana çay getiren personeli Sultanbeyli'ye sürdüler. (Sultanbeyli kötü bir yer mi?) Hayır Başakşehir'de oturuyor.
-Yanlış bir ifadede bulunuyorsunuz. AYM'de çıkan karar mükerrer işlemler yapılmasındı. Yani bir öğrenci burs başvurusu yapıyorsa bunun KYK'ya bildirilmesi gerektiğine yönelik bir başvurusu olmuş CHP'nin. Adaletin sağlanması için. Yine burs verilebilir. Her işlemin aslında yapmak isteyene bir çözümü var. Orada eksik bir düzenleme varsa yapılır. İsraf düzeninden vazgeçtiğimiz an, biz kolaylıkla gençlerimizin bursunu verebilecek kaynaklara sahibiz.
ULAŞIM HEDEFİ
-Örneğin ulaşımla ilgili raylı sistemde 2029 sonu itibariyle biz 630 km'ye ulaşabileceğiz. Hedefimiz bu. Örneğin bisiklet yollarında 5 yılda 500 km'ye ulaşmak istiyoruz. Her işimizin bir takvimi var, bütçesi var. Şu anki sosyal yardımları 5 katına çıkaracağız. Direkt ihtiyacı olan mazluma, yoksulluk sınırı altındaki insanlara 2 bin 20 TL'ye varan yardımda bulunacağız. Bunların bütçede yeri yüzde 7. Neler yapacağımız da belli.
KÜÇÜKKAYA İLE GÖRÜŞME
-15 dakika falan sürdü. Ama 2-3 dakika konuşmuşuzdur çünkü ben buhar alıyordum o sırada. Bu konuyu dile getiren ve bu buluşmayı sağlayan bizim talebimizdir. 31 Mart'tan 2 ay önce talep eden, meydanda taşlarımızı döküyoruz diye reddedilen bizdik. E bu süreç makul görüldü. ben de teşekkür ettim Sn. Yıldırım'a. Sonra konuşmaya başladı. Uğur Dündar dedi Yıldırım, hay hay dedim. Bana sordular, bu işi en çok gündeme getiren Didem Arslan olmalı dedim. Geri dönüş yaptılar, Yıldırım Didem hanımı istemiyor dendi. Sonra 6-7 isim verdiler, İsmail bey kendi yaptı açıklamasını. Kim olursa olsun vız gelir tırıs gider diyen kendisi. Daha sonra Küçükkaya beni aradı, sizle görüşmek istiyorum, daha sonra da Yıldırım'a gideceğim dedi. İstanbul'da Taksim'de bir otelde görüştük. O gün proje tanıtımım vardı. 2-3 dakika görüştük. Bir talebiniz var mı dedi. Dedim yok istediğinizi sorabilirsiniz.
-17 yıl bu süreçten kaçanlar artık o masadan kaçamayacaklar. Ben bu süreçte özellikle söyledim, burası bir Kırkpınar Meydanı değil. Süreç de gerçekten kötü bir tecrübe ortaya koyunca da bahane arıyorlar. Herhalde fırça yediler, bahane arayışındalar. Sn. Yıldırım beni ve eşimi çaya davet etti. Ben seçim günü de dahil istediği gün çağırdığı gün giderim.
-Küçükkaya beni arayıp sizinle görüşeceğim deseydi kabul etmezdim. Sizinle görüştükten sonra Yıldırım'la da görüşeceğim dediği için kabul ettim.
İMAMOĞLU'NDAN TRT'YE: ADİL OLDUĞUNUZU DÜŞÜNÜYOR MUSUNUZ?
-Vali'ye hakaret etmedim. Sizin ekranlarınız bizim Karadeniz gezimizi saniyelerle gösterdi. Adil olduğunuzu düşünüyor musunuz TRT'de? Ekrem İmamoğlu'nu bu sefer özellikle çağırdınız. Ben İstanbul'un en iddialı adayıydım, beni niye çağırmadınız? Burası benim ha, 82 milyon insanın. Buranın idari anlayışını görevini ben anlamam, ama burası benim, 82 milyondan bir insanım. Ben miting yapmadım Karadeniz'de. 1,5 gün kaldım orada. Yüz binlerce insan 21 noktada beni ağırladı. Saniyelerle gösterdiniz ama bu kısmı dakikalarca... Beni niye çıkarmadınız? İmamoğlu'nu niye çağırmadınız?
Konunun öyle bir münazaraya dönüştüğünü bilseydim benim ne işim var VIP'de. Ben apronda binlerce insanı dizer miyim? Benim ne işim var VIP'de. Filmi geri sarsak, olaydan haberdar olsak, giderdim normal hatlardan çıkar binerdik uçağımıza
SAYIŞTAY RAPORLARI
-Benim Sayıştay'ın açıklamasındaki gibi bir iddiam yok ki. Milyonlarca lira iddiamız yerinde, biz yerimizde duruyoruz. Sayıştay raporunda süreç tariflenir, hesap yapılmaz. Beylikdüzü'nde ben belediye başkanı olduğumda Sayıştay geldi. Kaç yıl üzerine biliyor musunuz? 12 yıl. Benden önce 10 yıl boyunca Beylikdüzü'nde denetim yapılmamış. AKP belediyesi diye. Ben seçildikten sonra 5 yılın 5'inde de müfettiş geldi. Ben Sayıştay denetiminden geçtim. Beş yıldır denetimden geçen bir belediye başkanıyım, tek bir mahkeme olmadı, tek bir olumsuz karar olmadı. 6 Mayıs kararından sonra acaba İmamoğlu'yla alakalı bir şey bulabilir miyiz diye Beylikdüzü'nde bir müfettişi görevlendirdiler, 20-25 gündür çalışıyorlar. Zaten ben tehdit görmüş bir belediye başkanıyım. Sayıştay raporunda benim iddiam üzerine giden bir şey yok. (İmamoğlu ortak yayındaki Sayıştay konuşmasını gösteriyor) Uzmanlar çalışıyor. Böyle hesaplıyoruz.
-Bahsettiğimiz şey israf. Bir örnek vereyim. Kötü mali yönetim. 5 yılda İBB'nin borcu 5 kat artıyor. Yani 26,7 milyar TL. Örneğin bütçe açığı 18 kat artmış, 3,7 milyar TL. Bütün hemşehrilerime şunu söylemek istiyorum. Biz israfla ilgili belge açıklamıştık, demiştik ki, bir damacana su, belediyenin şirketinden markette gidip alıyorsunuz 9 TL, belediyeye 60 bin tane alıyorsunuz 9,5 TL'den. Uygulanmamış projelere 260 milyon TL harcanmış. Uygulayacağınız proje olur, rafa koyar, uygularsınız. İstanbul'a yeni adalar diye bir proje. Bunun bütçesi 2 milyon 750 bin dolar. İBB'nin bir lojmanı var, dedim gidin gösterin, gittik. Koca bir lojman, içi şatafat, vesaire. 60 dönüm arazinin içinde, kullanılmıyor da doğru dürüst. Havuzu var, olimpik yüzme havuzu, bunları geçiyorum, dedim ki burada kaç kişi çalışıyor, sadece oradaki güvenlik görevlisi 39. Orada 100'e yakın insan çalışıyor. Senelik gideri 100 milyon lira. Ben israfı önleyeceğim. Bu şehrin parasını israfla birlikte çar çur etmeyeceğim.
DEMİRTAŞ AÇIKLAMASI
-Sn. Demirtaş'ın açıklamalarını okudum, içeriği çok güzel. Kardeşlikten, barıştan, huzurdan bahsediyor. Açıklamalarının sonunda verdiği destek de güzel. Kimin için veriyor? HDP'liler için. Esas önemli olan ne biliyor musunuz? HDP'li seçmenlere 'terörist dendi, sorguladınız mı bunu? Saadet Partililere hain dendi, Millet İttifakı'na oy verenlere zillet dendi. Hiç sorguladınız mı bunu? Sn. Demirtaş'ın yargılaması devam ediyor. Yargılaması devam eden şahsa yönelik benden yorum istemeniz... Sn. Yıldırım bugün şikayet ediyor HDP'den. HDP kim terörist mi? (Duran Kalkan da açıklama yaptı) Sizce bir terörist sizin için açıklama yapsa bu kimin ekmeğine yağ sürer? Siz terörist örgütünün her söylemine cevap verir misiniz? Bir terör örgütünün benim için konuşursa hangi hain benim için bunu yaptı diye düşünürüm.
-İBB iyi çalışıyor. Hâlâ israf yapıyorlar. İddialarımız var, rakibimizin de var. Vali Bey şu an vekil orada. Sn. Vali Bey bütün bilboardlara israf yapmadığınıza dair afişleri siz mi astırdınız? Birkaç milyon tutar o. İBB çalışanlarına hiçbir sözüm yok. Ama oradaki bir avuç insan işine baksın. Bu ülkenin uzlaşmaya, barışmaya, buluşmaya ihtiyacı var. Geçmişte Sn Cumhurbaşkanı'na muhtar bile olamaz dediler. Bu milletin iradesi onu belediye başkanı da yaptı, cumhurbaşkanı da. Benimle ilgili kim bilir neler söylenecek biliyorum. Ben seçildikten sonra bunların hepsi unutulacak. Bu saldırılar bizim göreve hazır olduğumuzu hazmedemeyenlerin saldırılarıdır. Ben Sn. Cumhurbaşkanı'nı Beştepe'de ziyaret ettim, keyifli bir sohbet yaptık. Onu İBB'de de ağırlayacağım.