Abdulkadir Selvi, "Seçim sonrasına yönelik kulisler" başlığıyla yayımlanan yazısında "Türkiye, İstanbul seçimlerine kilitlendi. Cevabı aranan soru şu, 23 Haziran günü sandıklar açıldığında bu iş bitecek mi yoksa her şey ondan sonra mı başlayacak? Türkiye’de siyasetin yönünü değiştiren seçimler var. Tek parti devrinin sona erdiği 14 Mayıs 1950 seçimleri. 27 Mayıs’tan sonra AP’nin yüzde 52.9’la tek başına iktidar olduğu 1965 seçimleri, 12 Eylül’den sonra Özal’ın kazandığı 6 Kasım 1983 seçimleri ve Erdoğan’lı yılların başladığı 3 Kasım 2002 seçimleri gibi" ifadesini kullandı.
"Ama seçimlerden önce kimi zaman dip akıntıları gösteren yerel seçimlere de tanıklık ettik. 1989 yerel seçimleri SHP’nin de yükselişinin göstergesi olmuştu. Erdoğan’ın İstanbul Belediye Başkanlığı’nı kazandığı 94 seçimleri aynı zamanda yeni bir devrin kapısının aralandığı bir dönüm noktasıydı.
23 Haziran’a çok büyük anlamlar yüklendiğinin farkındayım. Yeni bir dönem, yeni bir siyaset, yeni bir dil ve yeni kadrolar diyenler var. Belli ki Türkiye bir değişim sürecine girdi ama bu yorumları yapmak için önce seçim sonuçlarını görmek gerek.
Ya Binali Yıldırım kazanırsa ne olacak?
İki adayın şansı da yarı yarıya...
İstanbul seçimlerini başlama vuruşu olarak görüp, harekete geçmeye hazırlanan yapılar var.
2023 PLANI
1- İmamoğlu kazandığı taktirde 2023 seçimlerinin öne çekilmesi için harekete geçmeye hazırlanıyorlar. Muhalefet liderleri Kemal Kılıçdaroğlu ile Meral Akşener ile konuşmuştum. 2023 seçimlerinin öne çekilmesi yönünde özel bir çaba içinde olmayacaklarını söylemişlerdi. Ancak onların da ötesinde küresel bir gücün süreci zorlayacağından söz ediliyor.
2-Sonbaharda Abdullah Gül-Ali Babacan partisinin yola çıkacağı söyleniyor. Babacan ileDavutoğlu’nun ayrı ayrı parti kurma çalışmaları yürüttükleri biliniyor.Babacan ile Davutoğlu arasındaki mesafenin arttığı söyleniyor. 23 Mayıs’ta Ankara’da Davutoğlu ileBabacan birbirinden habersiz olarak aynı mekânda iftar vermişler. Ama görüşmemişler. ‘Ne Babacan aşağıya indi, ne Davutoğlu yukarı çıktı. Selamlaşmadan mekândan ayrıldılar’ denildi.
24 Haziran 2018 seçimlerinde muhalefetin ortak cumhurbaşkanı adayı olmayı planlayan Abdullah Gül, Kemal Kılıçdaroğlu ve Temel Karamollaoğlu’nun desteğini almasına rağmen Meral Akşenerengelini aşamamıştı. Gül’ün 2023 seçimlerinde Cumhurbaşkanı adayı olabilmek için kendi partisini kurdurarak pazarlık gücünü artırmayı planladığı yorumu yapılıyor. 2023 yılına daha 4 yıl var. O zamana kadar köprülerin altından çok sular akar. Değil, 4 yıl, 4 ay önce şu an yaşadıklarımızı tahmin edebiliyor muyduk? 4 ay önce Ekrem İmamoğlu diye bir siyasi figür var mıydı?
İstanbul seçimlerinin önemli siyasi sonuçları olacağını düşünenler, pusuya yatmış bekliyor.Ekrem İmamoğlu seçimi kazansın biz onun sırtından post çıkaralım fırsatçılığı peşindeler.
Bir de Türkiye kötüye gitsin hesabı yapıyorlar.
1-Ekonomi kötüye gitsin.
2-Toplum bunalsın, özgürlük arayışları artsın.
Abdullah Gül ve ekibinin böyle bir beklenti içinde oldukları anlaşılıyor.
Bir anlamda Türkiye’nin felaketinden kendilerine bir saadet çıkarmaya çalışıyorlar.
ERDOĞAN’IN HAMLESİ NE OLACAK?
Ancak hesap etmedikleri bir nokta var. Erdoğan henüz hamlesini yapmadı. Ancak Cumhurbaşkanı dün akşam yapılan AK Parti grup toplantısında yeni parti kurma hazırlığı içinde olanlara dönük önemli mesajlar verdi.
23 Haziran sonrasına plan yapanların, Erdoğan’ın hamlelerini görmeden harekete geçmemelerinde yarar var. Yoksa boş havuza atlamış olurlar."