İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Abbas Musevi'nin 'Avrupa Birliği'nin (AB) nükleer anlaşmayı kurtarmak için bugüne dek bir şey yapmadığına' dair sitemine yanıt veren Almanya Dışişleri Bakanı, AB'nin nükleer anlaşmayı desteklemeye ve korumak için çaba göstermeye devam ettiğini söyledi:
"Bugün burada bu mesajı size vermek istiyorum. Bugün nükleer anlaşma hususunda yoğun görüşmeler yürüttük ve AB'nin anlaşmayı desteklediğini bir kez daha vurguladık. Üç Avrupalı imzacının pozisyonu, JCPOA'yı desteklemek ve taahütlerine bağlı kalmaktır ama biz mucize yaratamayız."
Maas, ABD'nin yaptırımlarını bertaraf ederek İran ile ticaret yapmak amacıyla Almanya, Fransa ve İngiltere'nin kurduğu 'Ticaret Borsalarını Destekleme Aracı' (Instrument in Support of Trade Exchanges), yani kısaca INSTEX adlı ödeme mekanizmasının bir an önce yürürlüğe girmesi için çabalamayı sürdürdüklerini tekrarladı.
"Önemli olan İran ile Almanya'nın şimdiki koşullarda müzakerelerini sürdürmesi ve görüşlerini açıkça dile getirmesidir" diye devam eden Maas, kritik bir dönüm noktasında oldukları uyarısını yaptı.
ABD ile İran arasında askeri gerilimin düşmesi yönünde çağrısında bulunan Alman bakan "Bulunduğumuz bölgede ciddi ve hassas bir durum söz konusudur. Artan gerilim, kontrolden çıkarak kimsenin faydasına olmayacak bir savaşı başlatabilir, dolayısıyla bu duruma gelmenin önüne geçilmesi için tüm imkanlar seferber edilmelidir" dedi.
İran'dan önce turladığı Ürdün, Irak ve BAE'den hiçbirinin gerilimden yana olmadığını da aktaran Alman bakan, Zarif'le Suriye, Yemen gibi bölgesel konularda fikir alış verişinde bulunduklarını, BM'nin bölgesel sorunların çözümü için başlattığı girişimleri desteklediklerini, sorunların askeri değil, siyasi yollardan çözülmesinden yana olduklarını, ve bölgede nüfuzu olan Tahran yönetimiyle bu konuları görüşmek istediklerini belirtti.
Almanya Dışişleri Bakanı, Zarif ile görüşmesi öncesinde gazetecilere yaptığı açıklamada, İran ile nükleer anlaşmanın yürürlükte kalması gerektiğini, anlaşmanın yürürlükte kalmasının Avrupa'nın güvenliği açısından olağanüstü önemli olduğunu, İran'ın nükleer silahlara sahip olmasını istemediklerini söyledi.
Anlaşmanın İran'a taahhüt ettiği ekonomik avantajların ABD olmaksızın bu kapsamda hayata geçirilmesinin zor olduğunu belirten Maas, ancak bu anlaşmayı ve Avrupalılarla diyaloğu sürdürmenin Tahran'a da siyasi ve stratejik çıkar sağladığını kaydetti. Tahran'a nükleer anlaşmadan kaynaklanan tahaahütlerine uyması çağrısında bulundu.
Tahran, ABD'nin anlaşmadan çekilmesi ve İran'ın petrol ihracatını hedef alan yaptırımları devreye sokması üzerine Avrupalı imzacılara Amerikan yaptırımlarının İran ekonomisinde yarattığı etkiyi telafi etmeleri için 60 gün süre vermişti.
Mühlet 7 Temmuz'da dolacak.
Maas-Zarif görüşmesi öncesi açıklama yapan İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Abbas Musevi, "Verilen sürenin sonuna kadar harekete geçilmezse, bundan sonraki aşama olan anlaşmadan kısmen çekilmeyi ciddi ve kararlı bir şekilde hayata geçireceğiz" dedi.
İran'ın anlaşmanın yükümlülüklerini kısmen askıya alması halinde, İran'ın anlaşmada izin verilen miktar olan yüzde 3.7 oranında uranyum zenginleştirebilecek. Batılı gözlemciler, bu adımın nükleer anlaşmanın sonu anlamına geleceği görüşünde.