Duruşmaya Rusya’yı temsilen katılan diplomat Dmitriy Lobaç, Ukrayna’nın suçlamalarını destekleyecek yeni bir kanıt öne süremediğini söyledi.
“Ukrayna, mahkemeyi fikrini değiştirmeye mecbur edecek esaslı bir yeni kanıt sunamadı” diyen Lobaç, Ukrayna’nın, 2014’te içindeki 298 kişiyle düşürülen Malezya Havayolları uçağının vurulmasında kullanıldığı sanılan karadan havaya füzeyi sağlayan tarafın Rusya olduğuna ilişkin suçlamasını destekleyecek bir kanıt da sunamadığını belirtti.
‘BU MAHKEME, 2017 YILINDA SÖZ KONUSU SUÇLAMAYI İNANMASI GÜÇ BULMUŞTU’
Rus diplomat, Uluslararası Adalet Divanı’nın 2017’deki ortaya koyduğu bulgulara gönderme yaparak, “Bu mahkeme, Rusya’nın teröristleri finanse ettiğine ilişkin suçlamayı inanması güç bulmuştu” dedi. Kiev hükümeti, ülkenin doğusundaki milisleri ‘terörist’ olarak sınıflandırıyor.
UKRAYNA’NIN DOĞUSUNDA İÇİNDEKİ 298 KİŞİYLE DÜŞÜRÜLEN UÇAĞI VURDUĞUNA İNANILAN BUK FÜZESİ DE DAVA DOSYASINDA
Ukrayna 2017’de Rusya’yı Uluslararası Adalet Divanı’na şikayet etmiş, komşusunu doğudaki milisleri silah ve parayla göndererek desteklemekle suçlamıştı.
Silah gönderme suçlaması kapsamına, Ukrayna’nın doğusunda düşürülen Malezya Havayolları uçağının vurulmasında kullanıldığı söylenen BUK füzesi de dahil edilmişti.
ADALET DİVANI, UKRAYNA’NIN ACİL TEDBİR TALEBİNİ REDDETMİŞTİ
Fakat Adalet Divanı’nın yargıçları, Rusya’nın milisleri desteklediği iddiaları karşısında bu ülkeye karşı acil tedbirler alınmasını isteyen Ukrayna’nın bu talebini Nisan 2017’de geri çevirmişti.
‘DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK. ORTADA ELLE TUTULUR BİR KANIT BULUNMUYOR’
Nitekim duruşmada Rusya’yı temsil eden avukatlardan biri olan Samuel Wordsworth de 2017’deki bu karardan beri bir değişiklik gözlenmediğine atıfta bulunup, “Değişen bir şey yok. Ortada elle tutulabilir bir kanıt bulunmuyor” ifadelerini kullandı.
Ukrayna’da 2013 sonunda patlak veren protestoların aşırı milliyetçi bir Ukraynalılaşma hareketine dönüşüp ülkenin doğusuna sıçraması, Kiev’in de burada askeri bir operasyon başlatması ardından Rus nüfusun çoğunlukta olduğu Donetsk ve Lugansk bölgeleri bağımsızlık talebinde bulunmuştu. Kiev buralarda sürdürdüğü operasyonlara da ‘terörle mücadele harekatı’ ismini takmıştı.