Habertürk Ankara temsilcisi Bülent Aydemir'in aktardığına göre İran-Türkiye siyasi ilişkileri ve Suriye konusunda da önemli değerlendirmeler yapan Büyükelçi Farazmand şunları söyledi:
'ABD, İRAN'A SALDIRAMAZ'
Başından beri bizim savunduğumuz tez, ABD'nin İran'a saldırma cesaretinde bulunamayacağıydı. Bu nedenle nükleer anlaşmanın sonlandırılması konusunda ABD ile herhangi bir müzakerede bulunmadık. Geldiğimiz noktada ABD sert tutumlarını bıraktı. Trump, hükümeti değiştirmek değil, mevcut hükümetle müzakere etmek istediğini söyledi. Tavrımız, son 40 yıl içinde ABD'ye karşı sert direniş oldu ve bu tutumumuzu ucuz bir şekilde satmamak oldu. ABD artık İran'a karşı müdahaleyi zor görüyorsa ve geri adım attıysa, bu İran'ın tutumunun doğru olduğunu gösterir. ABD sözünde durmayan bir devlettir. Anlaşmadan tek taraflı olarak çekildi.
'SERT TUTUMUMUZ SÜRECEK'
ABD'nin İran'a karşı tutumunda değişiklik söz konusu değildir. Bu tutum, aynı zamanda İran'la çalışmak isteyen ülkelere de gösteriliyor. ABD'nin İran'a karşı sert politikaları arttıkça İran'ın da sert tutumu devam edecek. ABD resmi ve uluslar arası bir masayı terk etmiş bulunuyor. İran'a yaptırımların bir kısmı ile ilgili Türkiye de tutumunu açık şekilde ortaya koymuştur. Biz Türkiye ile gerçekten iç içe geçmiş ilişkilere sahibiz. 2019'da ilişkilerimizin 2018'den aşağı düşmemesini sağlayacağız ve yaptırımlardan kaynaklı kayıpları başka türlü telafi etmeye çalışacağız. Yaptırımların kapsamadığı ürünlerle ilgili ticaretin arttığını görüyoruz.
Terörizmle mücadelede Türkiye ile farklı bir düşüncemiz söz konusu değildir. Terör örgütleri yok edilmeli ve bölgemizde herhangi bir güvenli alan edinmemelerinin sağlanması gerekiyor. İran, Türkiye ilişkilerinde Ortak Güvenlik Komitesi mevcuttur ve her iki taraf da birbirlerinin endişelerini gidermek için ciddi çaba gösteriyor. Geçmişte Irak'ın kuzeyinden İran'a da saldırılar gerçekleştirilmiştir. İran bu ülkenin egemenliğine zarar gelmeyecek şekilde bu saldırılara yanıt vermiştir.
'ABD'Yİ TAHRİK EDEN ÜLKELER'
Dışişleri Bakanımız Cevat Zarifi'nin körfez ülkelerine saldırmazlık anlaşması teklifi çok önemlidir. Bu, güneydeki ülkelerin ve bizim içimizin rahat olması içindir. Direniş politikalarının devamı ve ABD'nin saldırısına direnişimizi bu ülkelerin kendilerine karşı algılamamaları için böyle bir öneriyi gündeme getirdik. 1-2 bölge ülkesi ABD'nin İran'a müdahalesine çok büyük yatırım yapıp iddiaya girmişlerdir. İran'a darbe indirmek için ABD'yi tahrik etmeye çalıştılar. ve İran'a askeri seçeneği zorladılar. Nükleer anlaşmanın bozulması için ellerinden geleni yaptılar. İran'ın stratejisi Müslüman ve bölge ülkeleriyle iyi ilişkiler içinde olmak, gergin olmamaktır. Bölge ülkeleri İran'a askeri seçeneğin de yanlış olduğunu göreceklerdir.
'TÜRKİYE'NİN S-400 ANLAŞMASI'
ABD, Türkiye'nin S-400 alımını asla kabul etmeyecektir. Siz bir adım attığımızda bu, ABD taleplerinin sonu olmayacaktır. Bunu biliyoruz. Nükleer dosyasıyla birlikte İran'ın füze savunma sistemini istediler. Bunu tartışmaya açmadık. Sadece nükleer anlamda ve uluslararası bir toplulukla olabilir dedik. 2016'da bu anlaşmayı imzalandıktan sonra bahaneleri başladı. İran'ın füze yeteneklerini tartışmaya açmak istediler. O nedenle ABD, nükleer anlaşmadan çekildi. ABD'nin isteklerine karşı duramayan, geri adım atan ülkeler hep zor durumda kalmışlardır. Bölge ülkeleri, ABD tarafından hakir görülmek, tahkir edilmek istemiyorsa kendi ayaklarınızın üzerinde durmaları gerekir.
'ASKIYA ALINAN YÜKÜMLÜLÜKLER'
Nükleer anlaşmadan tamamen çekilmeyeceğiz.
'ABD'Yİ BÖLGEDE İSTEMİYORUZ'
Suriye konusunda Türkiye ile çeşitli platformlarda istişarelerimiz mevcuttur. Herhangi bir kırmızı çizgi söz konusu değildir. (!) Biz ABD'lilerin bölgenin herhangi bir yerinde olmalarını istemiyoruz. Başta Suriye olmak üzere bu hiçbir yerde istikrar ve barışa katkı sunmamıştır. Gerilimin artmasına neden olmuştur. ABD'liler artık Suriye'nin doğusunda olamayacaklarını ve bu bölgeleri terk etmeleri gerektiğini görmelidir. ABD'nin desteğini alan terör örgütleri de artık bu desteğin olmayacağını görecekler ve bölge ülkeleri çok daha iyi mekanizmalar gerçekleştirebilirler.
'ARABULUCULUK NİYETİMİZ YOK'
Cevat Zarif'in Türkiye'ye geldiğinde arabuluculuk, Suriye'den özel bir mesaj getirme amacı yoktur. İki tarafta bu müzakereler açılır mı açılmaz mı Türkiye ve Suriye'ye bağlı bir konudur. Biz hiçbir şekilde müdahale amacında değiliz. Bizi ilgilendiren şey, Türkiye ve Suriye ile ayrı ayrı kendi diyalog mekanizmalarımızı korumaktır. Suriye konusunda mutabık olduğumuz konular; toprak bütünlüğünün sağlanması, Suriye halkının geleceğine kendisinin karar vermesi ve yabancı unsurların çıkmasıdır. Garantör ülkeler olarak birbirimizin basın üzerinden eleştirmemiz söz konusu olamaz. Diplomasi kanalı açıktır, meseleleri değerlendiriyoruz ve çok memnunuz bundan. Tartışmaya açılmayan tek şey İran ve Türkiye arasındaki ilişkilerdir. Türkiye'de de İran'da da böyle bir hava var. Her iki ülke de kendi milli menfaatleri koruma adına büyük bir iradeye sahiptirler. İran-Türkiye ilişkilerini ekosisteme benzetiyorum. Herhangi bir sıkıntı olursa bunları çözmek için kullanacağımız güçlü araçlar mevcuttur.
'YAPTIRIMA KARŞI FORMÜLLER'
ABD'liler ekonomik yaptırımların ötesinde ekonomik terörizm uygulamakta ve ülkelerimizin haklarını çiğnemektedir.
'ABD İLE PAZARLIK YOK'
İran sözünden dönen bir ülke değildir. Arabuluculuk talepleri var ama herhangi bir görüşme ABD ile perde önünde ve arkasında söz konusu değil. ABD'nin frekansı çok yüksektir ve bu güven vermiyor. Bir mesajda telefonumuzu verdik diyor Trump; Pompeo ise nükleer anlaşma dışında 12 koşulumuz var diyor. Biz, bir konuyu iki kez görüşmeye açmayız.
İran ile Rusya arasında gerginlik olduğuna ilişkin bir iddiayı duymadım. İran-Türkiye-Rusya Astana sürecinin üç ortağıdır. Üç ülkenin her konuda fikirleri örtüşse o zaman görüşmeye gerek olmazdı. Astana süreci Suriye için önemlidir ve her üç ülke de bu işbirliğini korumaya kararlıdır. Astana süreci uzmanlarla başladı; liderler seviyesine yükseldi. Şimdi belki yakın süreçte Parlamento başkanları da sürece dahil edilecek."