‘İNGİLTERE’DE DAHA ÖNCE AZINLIK DİLİ OLARAK GÖRÜLDÜĞÜ İÇİN ÖĞRENCİLER TÜRKÇE’Yİ SEÇEMİYORDU’
İngiltere ve Türkiye'de toplam 17 yıl öğretmenlik yapan Özarın, “Türkçe’nin azınlık dili statüsünü yaptığım çalışmalarla İngiltere’de, İspanyolca gibi ‘öğretilebilir yabancı dil statüsü’ne getirdim. Daha önce azınlık dili olarak görüldüğü için öğrenciler tarafından seçilemiyordu” dedi.
İngiltere’den Türkiye’ye dönüşünü anlatan Özarın, “Oradan alabileceğimi almıştım. O döngüde bir şey kazanamayacağımı fark ettiğimde o döngüyü kırmak istedim” sözleriyle açıkladı.
“Koçluğun içinde insanın kendini tanıması var. Neyi yaptığında daha iyi öğrenebiliyor ve hangi hayalleri var gerçekleştirmek istediği? O hayallerini gerçekleştirmek için hangi eylem adımlarını planlaması gerekiyor? Tüm bunlarda eşlik eden, sorular soran bir koçum.”
‘DİNLENMEYEN ÇOCUKLAR DUYULMAK İÇİN ÇOK BAĞIRIRLAR’
Türkiye’deki eğitim sistemi ve öğrencilerin durumuna ilişkin olarak Özarın, şunları söyledi: “Dinlenmeyen çocuklar duyulmak için çok bağırırlar. Anne babaların kendi hayallerini çocuklarına yaşatmıyor olmaları lazım. Çocuklar, ‘Benim hedefim bu değil’ derken, anne babaların ‘Bunu böyle yapacaksın, mühendis olacaksın, doktor olacaksın’ diye dayatmaları çocukların sesini bazen çok yükseltiyor bazen de onları sessizleştiriyor.”