İçişleri Bakanı Soylu, Nurtepe Sosyal Tesisleri'nde Kağıthane'deki muhtarlarla bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 17 yıldır iktidarda olduğunu söyleyen Soylu, şöyle konuştu:
"Tayyip Erdoğan gelmeden önce bu ülkede dindar, 'Ben dindarım.' diyemiyordu. Herkes fısır fısır konuşuyordu. Kürt 'Ben Kürtüm.', Alevi 'Ben Aleviyim.' diyemiyordu. 12-13 yıl öncesine kadar diyemiyordu. Vesayet sisteminin ilk müdahale ettiği yıllar dahil olmak üzere AK Parti iktidarında bunlar denilemiyordu ama son 12-13 yıldır herkes kendisini rahat bir şekilde ifade ediyor, kimse kendinin yaftalanmasından korkmuyor, öz güveni yüksek bir şekilde bunu ifade edebilme kabiliyetine sahip."
AA'nın aktardığı habere göre, İstanbul'da 100'e yakın sandıkta AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım'ın oylarının eksik yazıldığını belirterek, konuşmasına şöyle devam etti:
'VATANDAŞ BİZE 'SEN NECİSİN?' DEMEZ Mİ?'
"Biz bugün Amerika'yla, Avrupa'yla, terörle mücadele ediyoruz. 31 Aralık 2016 tarihinden itibaren İstanbul'da büyük bir terör olayı yok. Büyükşehirlerimizde de yok. Biz bir mücadele ortaya koymaya çalışıyoruz, her türlü riski alarak, Türkiye'nin altyapısını yaparak. S-400 meselesi de dahil olmak üzere... Biz burada kendi hakkımızı, vatandaşın 1 oy hakkını savunmayacaksak vatandaş bize 'Sen necisin?' demez mi? Başka bir tehlike daha var. 5 yıl sonra sosyal medyada çok fazla söz söyleyenin seçim sonuçlarını istedikleri gibi manipüle ettiği bir süreç söz konusu olur. Sandık devreden çıkar, demokrasi devreden çıkar. Bunun sonucunu kimse hayal bile edemez. Türkiye'yi bugün ayakta tutan, sandığın ve demokrasinin varlığıdır. Buna gelebilecek bir halel, elbette hepimizi, Türkiye'nin geleceğini de ciddi bir şekilde sıkıntıya sokar."
'EFENDİM 'ÇALDI' YAZMIYORMUŞ, 'ÇALDI' YAZAR MI? BUNU HUKUK DİLİYLE ANLATIR'
Süleyman Soylu, YSK'nın İstanbul seçiminin iptal gerekçelerini açıkladığını aktararak, şunları söyledi:
"Efendim 'Çaldı' yazmıyormuş. 'Çaldı' yazar mı? Bunu hukuk diliyle anlatır. Anlattı da net bir şekilde. Bizim zarfın içindeki oylara bir itirazımız yok. Oylar zarftan çıktıktan sonra yapılan işlemlere itirazımız var. Ondan önce de yapılan bir iş var da. Hepiniz de şahitsiniz. Gittiğim her yerde de var bu. Özellikle yaşlılara AK Parti'nin yoğun oy aldığı yerlerde eksik büyükşehir pusulası verildi. Bu ayrı bir mesele. Bunu bugün tespit edebilme, daha doğrusu kanıtlayabilme imkanı az bir imkandır. Bunun olduğu huzurevlerinden, AK Parti'nin yüksek oy aldığı yerdeki eksik çıkan oy pusulalarına kadar hepsinde net ve açıktır. Yaşlıların anlattıklarından elde ettiğimiz bilgiler çerçevesinde bu hep böyle oldu. Birileri sosyal medyadan bir şey söyleyecek, Amerika 'Ben bunu not aldım', Avrupa 'Ben bunu şöyle görüyorum' diyecek diye sesimizi çıkarmamamız mümkün değil. Biz, mücadele ediyoruz, neyle mücadele ettiğimizi de çok iyi biliyoruz. İstanbul 5 yıl bu şaibeyi kaldıramaz. Şimdi er meydanı, İstanbul halkı karar verecek. Ne karar verirse başımızın üzerine. Biz seçim kaybetmedik demiyoruz ki... Ankara'da, İstanbul'un 3 katı kadar çalıştık, kaybettik. Bu kadar basit. Antalya, Mersin, Adana öyle. Geçmişte kaybettiğimiz, bugün kazandığımız yerler var."
'BEN 'ETTİM BULDUM' DERİM AMA BİNALİ AĞABEY KİME NE YAPTI?'
Bakan Soylu, 23 Haziran seçiminin İstanbul'da bir siyasal çatışmanın ve bir ideolojik kamplaşmanın merkezi haline getirilmesinden endişe ettiğini belirterek, "Ben, bunu şuradan çıkardım. Binali ağabey geçen gün bir gösteriye gitti. Ben herkesin ayağına basan bir adamım, bir yere gittiğimde benle ilgili birtakım işler olabiliyor. Ben de 'Ettim buldum' derim, cevabını veririm geçerim. Bende hiçbir terörist belirtisi var mı, tecavüzcü belirtisi var mı? Amerika bizi, teröristleri, tecavüzcülerin olduğu listeye koydu, Adalet Bakanımızla ikimizi. Süleyman Soylu ve Abdulhamit Gül olduğumuz için koymadı, bu ülkenin menfaatlerini savunanlara karşı bizi iki tane örnek gösterip, bunu Türkiye'ye yaptılar. Biz, neyle mücadele ettiğimizi, nasıl bir süreç içerisinde olduğumuzu biliyoruz. Ama Binali ağabey kime ne yaptı?" diye konuştu.