Yeni çıkan askerlik yasasıyla birlikte askerlik süresi 6 aya indirilirken, profesyonel orduya geçiş sayılabilecek bir şekilde isteyenlerin orduda kalabilmesi ve generalliğe kadar varabilecek bir şekilde yükselmesinin önünün açılması mümkün hale getirildi. Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz, Seyr-i Sabah programında yasanın iyi ve kötü yönlerini değerlendirirken, liyakat konusuna dikkati çekti:
‘6 AYLIK EĞİTİM YETERLİ OLMAYABİLİR’
Siz er olarak başladığınız orduda tepeye kadar çıkma imkanına sahipseniz bu iyi bir şey. Ama çok da kolay bir şey değil. Belki de hiç gerçekleşmeyecek. Ama gönülleri okşama yanıyla iyi diyebiliriz. Yasada benim dikkatimi çeken iki şey var: Birincisi geçişgenlik: Subay olabilecek. Astsubayın subay olması eskiden de vardı. Ama bunu liyakate göre yapmanız lazım. O tarikat bu partinin adamı derseniz o zaman bir felaketle karşı karşıya kalırsınız. Birçok insan 6 aylık askerlik yapmak amacıyla üniversite mezunu olmak istiyordu. Bunların arasında meslek lisesi mezunu da vardı. Bunlara hem bedelli hem yedek astsubaylık imkanı verileceği için üniversite okumaktan vazgeçmeye karar verir ve hayata daha hızlı atılırlar. Böyle bir avantaj olduğunu görüyorum.
Genel bir değerlendirme gerekirse: Eşitlik kavramına uygun değil. Vatandaşlar bir ülkenin yükünü hep beraber çekiyorsa o ülkenin milli bilinci gerçekleşti. Bedelli ne getirirse getirsin doğru bir şey değil. Vatandaşın talebi yok mu? Var ama vatandaş her şeyi söyleyebilir ama bazı konulardan taviz vermemek lazım. İkinci konuda beka diyorsunuz. Bir taraftan beka problemi deyim bir taraftan askerlik süresini kısaltıp bedelliyi daim kılarsanız bunu içsel bir çelişki olarak görürüm. Tabi ki ordu profesyonelleşiyor. Subay uzman erbaş profesyonel demek. Bu geriye kalanların vatan görevini de profesyonel hale getirirseniz o çok çekici bir şey değil. Etrafımız ateş çemberi. ABD, Irak’ı yıktı, Suriye’yi perişan etti, şimdi İran’a asker göndermeye çalışıyor. Ben bölgede varlığın daha yıkıcı bir etkisi olacağını düşünenlerdenim. Bu yaklaşımla insanımızı hazırlamamız gerekiyor. Buna uygun bir adım değil.
‘ORDUNUN SAĞLIK VE EĞİTİM SİSTEMİ BOZULDU’
Eğitim konusunda geçici yapılan düzenlemeler var. Bunlar ihtiyaçtan kaynaklandı. Çok sayıda subay darbe girişiminden sonra silahlı kuvvetler dışına çıkarıldı. Onların yerine hızlı bir biçimde tedarik zinciri kurulması gerekiyordu. Üniversite mezunlarından bir yıllık eğitimle subaylar ortaya çıktı. Askeri liseler kapatıldı. Bunlar olabilecek düzenlemeler. Burada şu eleştirilebilir: Subaylar buranın kadrosuna atanmadan bir buçuk yıllık eğitim almış oluyorlar. Eskiden iki yıldı ve öncesinde hazırlık süreçleri vardı. Şimdi bir buçuk yılla geçiştirilebiliyor.
Silahlı kuvvetler şu anda siyasi iktidar için bir ayna haline getiriliyor. Bu çok doğru değil. Elbette askeri vesayete karşıyız. Elbette silahlı kuvvetler siyasetin emrindedir. Ama geçmişte bunun bazı olumsuzlukları oldu diye silahlı kuvvetleri olması gereken yapının dışına çıkarır içine fazla girerseniz o zaman liyakate dayalı yürütülüp yürütülmediği ön plana çıkar. Subaylar istikballerini siyasette görürse layık olmayan adamlar terfi ederek daha yaygın bir biçimde ordu disiplininin bozulmasına neden olabilir. Bu konuda bazı şeyler duyuyoruz. Türk milleti neyse ordusu da odur.”