Sabah, Kuveyt'in başkenti Kuveyt'teki Dışişleri Bakanlığı binasını ziyaretinde diplomatlara yaptığı konuşmada, "Herkesin bildiği üzere son derece tehlikeli şartlar içerisinde yaşıyoruz, yine herkesin bildiği üzere bölgemizde gittikçe tansiyon yükseliyor." dedi.
Bölgeye sükunetin geri dönmesini ve yaşanan olaylara sağduyulu yaklaşılmasını ümit ettiğini dile getiren Sabah, "Kuveyt diplomasisi, diğer ülkelerin içişlerine müdahaleden uzak bir şekilde ortak çıkarlar yaratmak için dünya ülkeleri ve halkları arasında barış köprülerinin uzanmasına, iş birliğinin kurulmasına, iyi komşuluk ilişkilerinin kurulmasına, uluslararası hukuka ve meşru kararlara bağlı kalmaya odaklanıyor." diye konuştu.
ABD'nin 2015'te imzalanan nükleer anlaşmadan tek taraflı olarak çekilmesi ve İran'a uyguladığı yaptırımlarla gerilen Washington-Tahran hattı nedeniyle bölge, son günlerde Körfez ülkeleri ile Batılı delegasyonlar arasında gerçekleştirilen görüşmelere ev sahipliği yapıyor.
KÖRFEZ'DE NELER OLUYOR?
ABD, geçen haftalarda İran'dan gelebilecek tehditlere karşı tedbir amacıyla "USS Abraham Lincoln" Uçak Gemisi Taarruz Grubu ile 4 nükleer kapasiteli B-52 bombardıman uçaklarından oluşan Bombardıman Görev Gücü'nü körfeze sevk etmişti.
Ayrıca 12 Mayıs'ta 2'si Suudi Arabistan'a ait 4 ticari gemi, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) kara suları yakınlarında sabotaja uğramış, 14 Mayıs'ta da Suudi Arabistan'daki iki petrol pompa istasyonuna "drone" saldırısı düzenlenmişti. BAE, ticari gemilere yönelik sabotajın İran tarafından yapıldığını iddia etmişti.
Suudi Arabistan merkezli Al Arabiya televizyonu, gemilerden ikisinin Suudi Arabistan, diğerlerinin de BAE ve Norveç bandıralı olduğunu kaydetmişti.
Son olarak Riyad yönetimi, Husilerin Suudi Arabistan'a yönelik saldırısının ardından Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ve Arap Birliği üyesi ülkelerin liderlerini, Mekke'de 30 Mayıs'ta olağanüstü düzenlenmesi planlanan iki zirveye davet etmişti.
