Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a ayak basmasının yüzüncü yılında Samsun’da yapılan etkinliklere HDP dışındaki partiler davet edildiler. Bu etkinliklere İYİ Parti’den Meral Akşener davet geç geldiği için katılmayacağını bildirdi. Burada çekilen fotoğraf toplumun farklı kesimleri tarafından farklı sebeplerle eleştirildi. Eski CHP’li Hüsnü Bozkurt, Seyr-i Sabah programında bu eleştirileri yorumlarken, CHP’nin oraya AK Parti Genel Başkanı tarafından mı yoksa Cumhurbaşkanı tarafından mı çağrıldığının belli olmadığını söyledi. Bozkurt, CHP’nin Türkiye’nin kurucu partisi olarak orada aslında ev sahibi olması gerektiğini vurguladı:
‘YÜZDE 12 OY ALMIŞ HDP DAVET EDİLMEDİ’
Bir kere bütün partilere davette bulunulmuyor. Birinci parti AKP, onun genel başkanı. Kendi partisinin genel başkanı olarak mı davet yapıyor yoksa cumhurbaşkanı olarak mı yapıyor belli değil. Cumhurbaşkanı olarak yaptığı varsayım. Eğer Cumhurbaşkanı olarak yapıyorsa Türkiye’deki bütün siyasi partilere yapması gerekir. Yüzde 12 oy almış HDP’yi davet etmiyor. Böyle bir hakkı yoktur. O zaman ben AKP genel başkanı olarak yaptığını varsayıyorum. MHP’yi davet ediyor ittifak partisi olarak. Ben o fotoğrafta yüzde 0 virgüllü partileri görüyorum. Onların orada olması doğrudur. Cumhurbaşkanı olarak davet yapıyorsa herkesi çağırmalı ama AKP genel başkanı olarak çağırıyorsa oraya katılmaya gerek yok.
CHP Genel Başkanı, ki bence orada olmalıdır, oraya davetle gitmemelidir. Oraya davet eden kişinin ne Samsun ruhuyla, ne Atatürk’ün tam bağımsızlık ilkesiyle, ne antiemperyalist tavrıyla cumhuriyetin kuruluş felsefesiyle uzaktan yakından alakası yoktur. Sayın Kılıçdaroğlu’nun şöyle yapmasını arzu ederdim: 'Biz CHP olarak zaten Samsun’dayız sayın Cumhurbaşkanı’nın davetini de Atatürk’e iki ayyaş diyenlerden olmadığının Büyük Ortadoğu Projesi eş başkanlığından üzüntü duyduğunun, Atatürk’ün tam bağımsızlık tavrına sadakat göstereceğinin, CHP’ye çöplük pislik demeyeceğinin göstergesi olduğunu değerlendiriyorum' açıklamasını beklerdim. Türkiye Cumhuriyeti dünyada eşi benzeri olan bir devlet değildir. Birinci Dünya Savaşı sonrasında 20’ye yakın anlaşma yapıldı. Onlardan reddedilen bir tek Sevr anlaşmasıdır ki onun yerine Lozan anlaşması yapılmıştır. Bunun hezimet olduğunu söyleyen kişi sizi oraya çağırıyorsa önce o lafı bir düzelt demek gerekir.
‘ETKİNLİKLERİN NE ZAMAN YAPILACAĞI 99 YILDIR BELLİ’
16 Nisan referandumunun YSK darbesiyle rejimin değiştirilmesinden sonra her şey daha farklı oldu. CHP ve İYİ Parti arasında yapılan ittifakın samimi olduğunu düşünüyorum. Arzu edilen şey şu olmalı: Madem siyasi partiler rejimin önemli aktörleridir, seçim barajı sıfıra indirilip toplumun tüm kesimlerinin parlamentoya girmesi sağlanmalıdır. Rejim değiştiği için bunların da bir anlamı kalmadı. Bir hileyle akşamın saat dört buçuğundan sonra iki buçuk milyon geçersiz oy geçerli sayıldı. Artık meclisin de meclisteki temsiliyetin de bir anlamı yok. Türkiye’nin şu kadar televizyonu arasında en az izlenen meclis televizyonu. O meclis cumhuriyeti kuran meclis, kurtuluş savaşını yöneten meclis. Ben İYİ Parti ittifakının AKP-MHP ittifakından samimi olduğunu düşünüyorum. Akşener’in o resimde olmaması ittifakı etkilemez. Kılıçdaroğlu’nun Sayın Buldan’ı aramasını da doğru buluyorum. Şu anda sayın Yıldırım ve Erdoğan İstanbul’daki Kürt kökenli insanların oylarını alabilmek için çareler arıyor bir yandan da HDP’yi ötekileştiriyorlar. HDP, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının oyuyla temsiliyet alan bir parti midir değil midir buna karar vermeleri lazım. Bu doğruysa niye herkes onun oyuna talip de genel başkanı Samsun’a davet edilmiyor? Çubuk’un bir köyündeki yurttaşın Kılıçdaroğlu’na nefret duymasını kim sağlıyor? Bunu kim yaratıyor? TV’lerde Kandil ile ittifak kuruyorlar diyorlar. 8 senedir avukatlarıyla görüşme izni verilmeyen Öcalan büyükşehirler kaybedilince mi aklınıza geldi? Düne kadar meydanlarda idam çağrısı yapan MHP lideri bunu aklayacak, idam gelirse onaylarım diyen Cumhurbaşkanı onu avukatlarıyla görüştürecek.”