MEB geçtiğimiz günlerde Uluslararası Bakalorya sistemini de temel alarak yeni bir eğitim sistemi getirdi. Gençlerin daha çok hayatın içinde olduğu yeni sistem ilk olarak 2020-21 öğretim yılında 9. sınıflardan itibaren başlayacak. Öğrencilere daha çok hayatın içinden dersler sunulacak ve ders sayısında da azalmaya gidilecek.
MEF Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Erkut, Seyr-i Sabah programında bu sistemle ilgili çekincelerini ortaya koyarken, 17 yılda 15 kez değişen eğitim sisteminin uzun soluklu bu yeni projede değişmeden kalmasını umduğunu dile getirdi. Erkut, aynı şekilde öğretmenlerin de bu sisteme adaptasyonlarının gerçekleşmesini umduğunu, bunun için önümüzde 4 senelik bir yol olduğunu vurguladı:
‘ÖĞRETMENLERİN ADAPTASYONU ÇOK KRİTİK…’
Matematik dersinin kaldırılmasını da doğru bulmuyorum. 3 farklı seviyeden birini seçmeliydi öğrenci. Genel anlamda olumlu buluyorum. Toplam 1 milyona yakın öğretmenimiz var, bunların yüzde 5’inin buna uygun olduğunu düşünüyorum. Adaptasyon becerileri çok önemli ama öğretmenlerde kendi aldıkları eğitimin bir sonucu olarak onlarda adaptasyon yeteneklerinin gelişmemiş olduğunu düşünüyorum. Öğretmenlerin adaptasyon süreci 3 ayda bile olabilir. Mesela matematik öğretmeni kodlama bilirken büyük veriyi anlatma yeteneğine 3 alda gelebilir. Bazıları o noktaya daha zor gelirken bazıları hiç gelemeyecek. Burada bir çan eğrisi göreceğiz diye düşünüyorum. Öğretmenlerin yüzde 5’inin öncülük yapmasıyla yüzde 2530 kitlenin katılımıyla sistem çalışabilir. Kesinlikle zaman alacak ama bir seferberlik ilanıyla bir senede 9. sınıflar hazırlanabilir. Seksi 12. sınıf dersleri 4 sene sonra verilecek. Öğretmenleri 4 senede hazırlayabiliriz. Üniversitelerden ciddi destek alabilmemiz lazım. Din zaten zorunluydu, matematik de zorunlu olmaktan çıkarılmadı zaten 11 ve 12. sınıflarda öğrenciler matematik almadan mezun olabiliyorlar. Ben mühendisim matematiğin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Ama sadece mühendislikte değil mimarlıkta da çok önemli sosyal bilimlerde de. Öğrencilerin matematik seviyesi zaten yerlerde. Her öğrenciye her matematiği öğretmeye çalışarak yanlış yapıyoruz.
‘MATEMATİK SEÇMELİ OLMAMALI’
Avrupa Birliği zorunlu din derslerinin insan haklarına aykırı olduğunu düşünüyor ben de buna katılıyorum. Bu ülkede farklı dinden olanlar var, ateist olanlar deist olanlar var. Din dersi Türkiye’de din ve ahlak bilgisi olarak geçiyor ama ben kendi zamanımı hatırlıyorum sure ezberlerdik biz. Sadece Müslümanlığın öğretildiği değil sadece diğerlerinin yanlış olduğunu söyleyen son derece sübjektif şeyler anlatılıyor. Zaten dini eğitim verildiği okul var, imam hatip. Diğer okullara din dersini zorunlu yapmanın mantığı çok zayıf. Kanada’da da aynısı var: Aile çocuğunu isterse seküler isterse Katolik okuluna gönderiyor. Ama din dersi sadece Katolik okulunda var.
Yaz tatilinin uzun olmasının çok yanlış olduğunu düşünüyorum Çocuk tatilde tekrar yapmazsa öğrendiklerini unutur. Tam bir hafıza temizlemesinden geçiyor. Okula tekrar döndüğünde o dersleri hiç almamış gibi oluyor. Yeni sisteme aileler itiraz ediyorlar ama kısa aralar verip kısa sürelerle çalışmasının daha doğru olduğunu düşünüyorum. Ben bu sistemde radikal bir şey görmüyorum. Tamamen yanlış diyebilecek birinin çıkabileceğini düşünmüyorum. Sistem o kadar geniş ve esnek ki ufak değişiklikleriyle sürmesi mümkün olur. İktidar değişirse din dersinin ve matematiğin zorunluluklarını kaldırınca sorun kalkar ortadan. Bundan sonra gelecek bakanlar umarım bunlarda büyük değişikliklere gitmez.