Bağımsız Ardahan Milletvekili Yılmaz, TBMM’de yaptığı açıklamada Türkiye’nin Rusya’dan alacağı S-400 hava savunma sistem
Yılmaz, "S-400 konusu hava savunma sistemiydi ama artık bir ulusal güvenlik konusu haline dönüşmüş bulunuyor. Özellikle ABD’nin son dönemde baskıyı artırıp Türkiye’nin bu sistemlerden vazgeçmesi alımını durdurması konusundaki baskılarını hep birlikte izliyoruz" diye konuştu.
Türkiye’nin esasen savunma sanayii konusunda dışa bağımlılığını kırması gerektiğini vurgulayan Öztürk Yılmaz, ancak gelinen noktanın çok farklı ve enteresan olduğunu kaydetti. Türkiye’nin aylardır adeta bir tehdit ve şantaja maruz kaldığını söyleyen Yılmaz, hükümet yetkililerinin açıklama yaptığını ama muhalefetten bir ses duymadığını söyledi.
'S-400 ALARAK NATO’YU MU ABD’Yİ Mİ TEHDİT EDECEĞİZ?'
Yılmaz, açıklamalarına şöyle devam etti:
Yılmaz, S-400 konusunun artık savunma sistemi konusunun ötesine taştığını ifade ederek, “Bunu anlamak lazım. Siz burada nerede duruyorsunuz? Nasıl olsa ABD ile itişiyor hükümet aman ne yaparsa yapsın anlayışıyla mı gideceksiniz, yoksa bu Türkiye’nin konusu mu diyeceksiniz. Bazı konular vardır bunun iktidarı muhalefeti olmaz. Siz böyle yaparsanız dışarısı daha fazla tehdit eder daha fazla şantaj uygular ve Türkiye’ye kaybettirir” diye konuştu.
'PKK'YA, FETÖ’YE DESTEK VERDİĞİ ZAMAN MÜTTEFİKLİK İLİŞKİSİ BOZULMUYOR MU?'
Bunlara bakıldığı anda bazı meşru gerekçeler varmış gibi göründüğünü de ifade eden Yılmaz, “Ama şunu bilmemiz lazım, örneğin PKK’ya bir müttefik destek verdiği zaman müttefiklik ilişkisi bozulmuyor mu veya FETÖ’ye destek verdiği zaman bu müttefiklik ilişkisi bozulmuyor mu? Orada bozulmuyorsa burada niye bozuluyor?” diye sordu.
Muhalefetin bu konudaki tutumunu garipsediğini kaydeden Öztürk Yılmaz, Türkiye’yi yönetmek isteyen insanların öncelikle Türkiye’ye sahip çıkması gerektiğini kaydetti. Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İyisiyle kötüsüyle kararları eleştirebilirsiniz. İçerde her türlü eleştiriyi yapabilirsiniz. Ama bu, Türkiye bu kararı tek başına verebilir mi veremez mi kararıdır, egemen midir değil midir, bağımsız mıdır değil midir, başkalarının baskısına maruz kaldığı zaman u dönüşü yapıyor mu yapmıyor mu kararıdır. İşin özü budur. Burada nerede duruyorsunuz, çıkın açıklama yapın. Türkiye siyasetini şekillendirmek isteyen bazı odaklara aman bir şey demeyelim, hoş görünenim edasıyla gittiğiniz zaman siz hiçbir zaman ulusal olamazsınız, milli olamazsınız. Konjonktürden yararlanıp yol yürüyebilirsiniz belki ama asla bu millet sizi tasvip etmez. Önemli bir konu. Biz keşke bunları milli olarak yapabilseydik, hükümet bunu götürüp Türkiye’nin milyarlarca dolarını oraya buraya vermese bu yanlışı yapmasa. Ama bu yapıldı, bu karar alınmış, şimdi bu karardan sonra maruz kaldığımız bir tehdit var bir şantaj var, Türkiye’ye dönük bir eğilim var. Siz bunun neresindesiniz, nerede duruyorsunuz? 1919’da Atatürk kimleri ayaklarının altına alıp ezdiyse o çevreler Türkiye’nin bugün yine karşısındadır ve bizde onların karşısında olmaya devam edeceğiz."