"İnsanlar, düzenli egzersiz yaparak, sigara içmeyerek, alkolün zararlı kullanımından kaçınarak, kilolarını kontrol ederek, sağlıklı diyet yaparak ve sağlıklı kan basıncı ve kan şekeri seviyelerini koruyarak bunama riskini azaltabilirler" ifadeleri yer alan yeni kılavuzda, yaşın bilişsel gerileme için bilinen en güçlü risk faktörü olmasına rağmen, demansın yaşlanmanın doğal veya kaçınılmaz bir sonucu olmadığının altı çizildi.
DSÖ kılavuzu, sağlık hizmeti sağlayıcıları için, hastalara bilişsel gerileme ve demansın önlenmesine yardımcı olmak için ne yapabilecekleri konusunda tavsiyede bulunmalarını sağlayacak bilgi sunuyor.
'DEMANSLI HASTA SAYISI 3 KATINA ÇIKACAK'
DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom, kılavuza ilişkin yaptığı açıklamada, "Gelecek 30 yılda demanslı hasta sayısının üç katına çıkması bekleniyor. Demans riskini azaltmak için elimizden gelen her şeyi yapmamız gerekiyor. Bu kılavuzda toplanan bilimsel kanıtlar, bir süredir şüphe duyduğumuz, kalbimiz için iyi olanın, beynimiz için de iyi olduğunu doğrulamaktadır" ifadelerini kullandı.
DSÖ'ye göre demans dünyada hızla yayılan en büyük sağlık sorunlarından biri haline geldi. Küresel ölçekte 50 milyon demans hastası bulunurken, bunlara her yıl neredeyse 10 milyon yeni vaka ekleniyor.
Örgütün tahminlerine göre, demansın dünya ekonomisine maliyeti 2030 yılı itibarıyla 2 trilyon dolara ulaşacak.
DEMANS NEDİR?
Türkiye'de "bunama" olarak da bilinen ve zihinsel performansı etkileyen demansın en yaygın görülen şekli alzaymır, günlük aktivitelerde azalma ve bilişsel yeteneklerde bozulma ile nitelenen nöropsikiyatrik semptomların ve davranış değişikliklerinin eşlik ettiği nörodejeneratif bir hastalık olarak tanımlanıyor.
'HER 3 SANİYEDE BİR YENİ DEMANS VAKASI TEŞHİS EDİLİYOR'
Her 3 saniyede bir yeni demans vakasının teşhis edildiği uyarısında bulunan örgüt, "21. yüzyılın kabusu" olarak adlandırılan alzaymırın en önemli küresel sağlık ve sosyal krizlerinden biri olduğunu belirtiyor.
Uluslararası Alzheimer Hastalığı Kurumu (ADI) ve Yaşlanma Üzerine Küresel Koalisyonun (GCOA), temmuz ayında ABD'de düzenlediği konferansta yayımlanan indekse göre, 2050'de nüfusun yaşlanması sonucu bunama yaşayanların yaklaşık yüzde 70'i gelişmekte olan ülkelerde olacak.