Gelişmeleri Altınbaş Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Hayri Kozanoğlu ile konuştuk.
‘DÜNYA EKONOMİSİ İÇERİSİNDE AMERİKA’NIN AĞIRLIĞI AZALIYOR’
Prof. Hayri Kozanoğlu’na göre, dünyada hegemonik gücü gerileyen, ekonomik alanda da irtifa kaybeden ABD rezerv parası ve askeri gücünün avantajıyla gücünü muhafaza etmeye çalışıyor. Çin’in ise rekabet temelinde kapitalist küreselleşme ile yeni bir statüko yarattığını ancak askeri gücünün zayıf olduğunu anımsatan Kozanoğlu, dünyanın 10 yıl öncesinde çok da düşleyemeyeceği bir tablo ile karşı karşıya olduğunu vurguladı:
‘ABD’NİN ÇİN’İ KUŞATMA POLİTİKASI YENİ DEĞİL, ARTIK GÜCÜNÜN SINIRLARINI ZORLAYAN BİR GÖRÜNTÜ ÇİZİYOR’
“Özellikle bu Davos toplantılarında öne çıkmıştı. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, kapitalist küreselleşmeyi savunan neoliberal politikaları savunan bir güç olarak öne çıkarken, Amerika ise müdahaleci ve korumacı politikalarla denkleme dahil oluyor. Gerek Venezüella gerek İran vasıtalıyla Ortadoğu gerekse Çin’e yönelik saldırgan tutum Amerika’nın kendi stratejilerini de fazla zorla hale geliyor. Amerika giderek gücünü geliştirerek dünyanın tek bir sahnesinde değil iki sahnesinde birden savaş yürütecek kapasiteye ulaştığını söylerken, zaman içinde bu iddialarından geri çekilmeye başlamıştı. Obama dönemi Çin’i merkez alan politikasıyla Asya-Pasifik’te Çin’i durdurmaya öncelik verecek ama bu anlamda da Ortadoğu’daki varlığını azaltacaktı. Bir tarafta Trump’ın tweetleriyle öne çıkmasına rağmen Çin’i kuşatma politikası yeni değil. Ama bir tarafıyla da bu kadar saldırgan, dünyanın değişik coğrafyalarında çatışmayı göze alan tutumuyla da Amerika kendi gücünün de sınırlarını zorlar gibi bir görüntü var. Ekonomik anlamda çok akıllı hareket ettiği kanaatinde değilim ben. Çünkü vergileri indirme, bu yolla güç açığının artması kısa dönmede ve böylelikle ekonomide, geçmişte ‘sızıntı ekonomisi’ dediğimiz, yani vergileri düşürelim sermaye yatırım yapsın, üretim yapsın, istihdam yaratsın, herkesin yelkenleri şişsin, herkesin yüzü gülsün politikası doğru sonuç vermemişti. Şimdi ben aynı akıbetle karşılayacağını düşünüyorum, orta, uzun dönemde bunun hiçbir avantajı olmadığı kanaatindeyim. Amerika’nın borçları gittikçe artacak, daha fazla borçlanması gerektiği için faizler yükselecek. Trump dün dahi Amerikan Merkez Bankası Başkanı’na ‘Sen faizi indir, ekonomi sıçrama yapar’ diyordu. Ama Trump’ın önceliği yaklaşan seçimlerde, 2020 seçimlerine kadar ekonomide başarılı bir görüntü çizmek, politik anlamda da Çin’i dize getiren başkan rolünü oynamak. Bazı hamleleri gündelik olarak kötü sonuç veriyor, makro rakamların bozulmasına neden oluyor. Bu dengeleri kurmakta güçlük çekiyor. Zaten bir gün Amerikan gümrük tarifeleri koyuyor, ertesi gün Trump çıkıp, ‘Şi Cinping benim çok yakın arkadaşım, çok güzle bir mektup aldım, yakında görüşeceğiz’ diyor.”
‘ABD ÇİN’E SALDIRGAN TUTUM TAKINIYOR. ÇİN’İN DE AZ VEBALİ YOK’
Kozanoğlu, diğer yandan ABD’nin müttefiklerine söz geçiremez hale geldiğini ve NATO ülkeleri arasında çatlaklar oluşmaya başladığını belirtti. ABD’nin ‘çaptan düşen hegemon’ görüntüsüne karşılık Çin’n de geçmişte Vietnam’dan Doğu Türkistan’a ABD’nin hayrına atmış olduğu adımları anımsatan Kozanoğlu, Irak ve Libya savaşlarında çekimser tutum takınılmasının yol açtıklarına da işaret etti:
‘TAHLİL YAPMAKTA ZORLANDIĞIMIZ BİR DÜNYA VAR’
Kozanoğlu’na göre geçmişten farklı olarak dünyayı analiz etmekte zorluklar yaratan çok parçalı bir yapı ile karşı karşıyayız. Günümüzde ABD, Çin ve Rusya ilişkilerinin çelişkilerle dolu karmaşık doğasına işaret eden Kozanoğlu, büyük güçler arasında bir dünya savaşına ihtimal vermezken Çin ve Rusya’ya doğrudan dokunulmasının dünyada büyük sarsıntılara yol açma riskine işaret etti. ABD’nin İran’a yönelik hamlelerinin en sıcak çatışma alanının Körfez olabileceğine işaret ettiğini anlatan Kozanoğlu, yine de İran’ın da Irak’tan çok daha güçlü bir devlet olduğunu anımsattı. Kozanoğlu, “Trump, Erdoğan gibi insanların dümen başında olduğu bir dünya bizi her an yeni endişeler, tehlikeler yaşatacak gibi görünüyor” dedi: