Ruhani, hükümetin temelinin tüm kavimler ile mezheplerin toplumsal konumlarının korunmasına dayandığını belirterek, bu unsurların yönetimde aktif bir şekilde yer almaları gerektiğini ve bu hususu daha önce de defalarca dile getirdiğini ifade etti.
Ehli Sünnet mensuplarının tüm sahalarda aktif olduğunu ve seçim zamanlarında sandık başına giderek kendi temsilcilerini seçtiğini hatırlatan Ruhani, "İran devrimi, tek bir mezhebe ait değildir. İran halkı ve ülkedeki tüm mezhepler, devrimde geniş bir şekilde yer almış ve devrimin ortağı olmuştur. Bunlar ülkenin ve devrimin sahipleridir" değerlendirmesinde bulundu.
Ruhani, kendi hükümetleri döneminde Sünnilerin muhtelif siyasi ve toplumsal alanlardaki varlığının artığını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Ehli Sünnet kardeşlerimizden 2 tanesi büyükelçi olarak görev yapmakta. İran hükümeti ve sistemi, Sünnileri ülkenin sadık koruyucuları olarak görüyor. Sınırlardaki eyaletlerde Ehli Sünnet mensupları, devrimin başından bu güne kadar İran'ın vefalı destekleyicileri oldular ve öyle kalacaklar".