Arap aşiretlerinin DSG'den daha iyi hizmet, daha fazla iş, karar verme mekanizmalarında daha fazla rol talep ettiğini aktaran Amerikan gazetesi, Deyr ez Zor'daki protestoların şu anda 12'den fazla köyle sınırlı olduğunu, fakat ABD Başkanı Donald Trump'ın Suriye'deki Amerikan askeri varlığını azaltmaya çalıştığı dönemde, ABD ile bölgesel müttefiklerine engel çıkarabileceğini yazdı.
'ESAD, TAHRAN VE ANKARA'YA YARIYOR'
Post'a konuşan bir DSG temsilcisi, protestoların Suriye hükümeti, İran ve Türkiye'nin işine yararken IŞİD'e karşı kazanılan zaferi de tehlikeye attığını savundu. DSG, mart sonunda Suriye'nin doğusunda IŞİD'in kontrolündeki son bölge olan Bağuz'u da ele geçirmişti.
'TOPYEKUN İSYANA DÖNÜŞEBİLİR' KORKUSU
"DSG ile yerel yetkililer arasındaki görüşmelerde ilerleme sağlanamadığından, protestoların, Kürtlerin liderliğindeki güçlere karşı topyekun bir isyana dönüşebileceğine dair endişeler arttı. Protestolar, 2015'te IŞİD'e karşı savaşmak için kurulup ABD tarafından silahlandırılan örgütün birden fazla sorunla karşılaştığı bir dönemde gerçekleşti" değerlendirmesinde bulunan Post, şöyle devam etti:
"IŞİD'in uyuyan hücreleri son haftalarda DSG'nin kontrolündeki topraklarda saldırılar düzenledi. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın askerleri Kürtlerin kontrolündeki toprakların kontrolünü ele almaya yemin etti. Örgütü bir terör örgütü olarak gören Türkiye de gözünü bölgeye dikti."
'ARTAN KÜRT ETKİSİNE' TEPKİ
Post, Arapların şikayetlerini şöyle sıraladı:
"IŞİD'e karşı mücadele kapsamında iki yıldır bölgede bulunan DSG, Deyr ez Zorluların kalbini kazanamamış gözüküyor. Deyr ez Zorlular hizmetlerin yetersizliği, artan suç oranı, yakıt kuyrukları ve artan Kürt etkisi olarak yorumladıkları olgudan şikâyetçi."
"DSG'de Kürt, Arap ve Hristiyanlar olsa da, ana gövdeyi Kürtler oluşturuyor. Bazı protestocular Kürtlerin, hükümetin kontrolündeki bölgelerde yaşanan petrol sıkıntısı nedeniyle Esad destekçilerine petrol sattığından şüpheleniyor."
'KÜRT İŞGALİNE HAYIR' PANKARTI
"Deyr ez Zorlular, DSG'nin bölgeye gelmesinin ardından Arapları zorla silah altına aldığını söyleyerek onlardan şikâyetçi olmuştu. Sosyal medyada yer alan fotoğraflarda, protestocuların pankartlarına 'Kürt işgaline hayır' mesajı yazdığı görülüyor."
'ESAD YÖNETİMİNİ KABUL EDİLEBİLİR ALTERNATİF GÖRMÜYORLAR'
"Washington'da bulunan eski Suriyeli diplomat Bassam Barabandi, 'Rehabilitasyon, ekonomik gelişme ve temel hizmetlerin hızı, halkın temel ihtiyaçlarını karşılayacak seviyede olmadı. Bunun sonucunda da halk, mevcut durum ve gelecekleri hakkında umutsuz hissediyor. Rejimi kabul edilebilir bir alternatif olarak görmedikleri için ABD'nin bu konuda bir adım atmasını bekliyorlar' değerlendirmesini yaptı."
"Arapların talepleri arasında DSG'nin tutukladığı kişilerin serbest bırakılması, bölgenin petrolünün başka yerlere aktarılmasının sonlanması, Deyr ez Zorlu savaşçılara DSG'de daha büyük rol verilmesi, DSG'nin zorunlu askerlik uygulamasını sonlandırması ile elektrik ve yakıt hizmetlerinin iyileştirilmesi bulunuyor."
'DSG PETROLÜ GASP EDİYOR'
DSG ile yerel yetkililer arasındaki görüşmelere katılmış bulunan Deyr ez Zorlu bir Arap erkeği, "Kürtler herhangi bir ödün vermeyi reddediyor" dedi.
Güvenliğiyle ilgili kaygılar nedeniyle adının kullanılmasını istemeyen adam, DSG'nin Deyr ez Zor'da günde çıkarılan 60 bin varil petrolün çoğunu aldığı ve geriye neredeyse hiçbir şey bırakmadığından yakındı.
Avrupa'da faaliyet gösteren ve bölgedeki gelişmeleri gözlemleyen Deyr ez Zor kökenli bir aktivist olan Omar Ebu Laila "İnsanlara DSG'den gına geldi. Bölge halkının refahını gasp ediyorlar" diye konuştu.
Türkiye, YPG'yi, PKK’nın Suriye’deki uzantısı olarak görüyor ve bu yapıyla ilişkili DSG gibi örgütlerin de 'terör örgütü' olarak kabul edilmesini istiyor. Ancak, Başta ABD olmak üzere Batılı güçler, Ankara’nın bu görüşünü kabul etmiyor. Ankara, ayrıca YPG'ye silah verilmesine de sert bir şekilde karşı çıkıyor.