Mezopotamya’da yarım asır boyunca umudun, sevincin, bereketin, bolluğun, korkunun, acının, gücün, isyanın ve güzelliğin simgesi olarak insanların bedenlerine... 08.05.2019, Sputnik Türkiye
Mezopotamya’da yarım asır boyunca umudun, sevincin, bereketin, bolluğun, korkunun, acının, gücün, isyanın ve güzelliğin simgesi olarak insanların bedenlerine işlediği Deq motifleri, Güneydoğu’da güzelliğin sembolü olarak kullanılmaya devam ediliyor.
Mezopotamya’da kadınların ve erkeklerin farklı anlamlar yükleyerek vücudunun çeşitli yerlerine yaptırdığı ve Kürtçede 'Deq' olarak adlandırılan dövme geleneği kullanılmaya devam ediyor.
NASIL YAPILIYOR?
Öncelikle dövme yapacak kişinin vücuduna istediği şekil çiziliyor. Ardından kazan veya lambadaki is kazılarak bir tabağa konulur. Daha sonra kız çocuğu emziren annenin sütünü ekleyerek özel bir karışım elde edilir. Kimisi bu karışıma hayvanların öd keseciğinden elde edilen sıvı da ekleniyor.
İğne ile bu karışımı söz konusu figürlerin üzerine iğne ile vurarak derinin altına gönderiyor. 2-3 gün içinde kabuk bağlıyor, kabuğun düşmesinden sonra yara iyileşiyor. Dövme işleminde kullanılan iğnelerin sayısı birli, üçlü, beşli, yedili ve dokuzlu gibi kutsal tekli sayılara denk düşecek şekilde kullanılır. Kız çocuğu sahibi annenin sütünün dövmede kullanılışı, uğur, annenin hayır duası şeklinde ifade edilse de Ana Tanrıça’nın ruhunun dövmeyi taşıyana aktarılması ve doğurganlığın işlenmesi olarak ifade ediliyor.
Mezopotamya’da yaşayan tüm halklar Deq veya dövmeye farklı anlamlar yüklüyor. Kimisi güç ve aidiyet duygusu, kimisi de güzellik, sağlık veya isyan duygusu ile yapıyor.
Deq, Ermeniler, Türkmenler, Süryaniler, Kürtler, Ezidiler ve bölgedeki diğer insanlar tarafından kullanılırken, Kürtler, Ezidiler, Aleviler, Süryaniler ‘Deq’, Araplar ‘Vesm’ veya ‘Nevş’, Türkmenler ‘dögme’ olarak adlandırmış. Dövme yapan erkeğe ‘dekkak’, kadına da ‘dekkake’, dövme yaptıran erkeğe ‘medkuk’, kadına ‘medkuke’ deniliyor.
M.Ö 2000’lerde Antik Mısır toplumunda dövmenin yapıldığı mumyalardan anlaşılırken, Britonların, Galyalıların ve Trakların da dövmeleri olduğu biliniyor. Antik Yunanlar ve Romalılar, ‘barbarlara özgü bir uğraş’ saydıkları dövmeyi suçlular ile kölelere yapardı.
Mezopotamya yaşayan tüm medeniyetler için önemli olan Deq, binlerce yıl yan yana ve peş peşe yaşayan kültürlerin etkileşimi ile günümüze kadar geldi. Doğurganlığı, verimliliği, bereketi, sağlığı, umudu, sevinci, gücü ve isyanı simgeleyen Deq motifleri, Şamanizm, Budizm ve Zerdüştlük gibi bir çok inançta geçerli ve kutsal sayılan ay, yıldız, güneş, bitki, kuş gibi figürlerden oluşuyor.
Deq kültürünün, Zagros ve Toros dağlarının iç kavsi olan Karacadağ havzasında başladığı ve batıya doğru Mısır üzerinden Afrika’ya, doğuya doğru ise İran üzerinden Hindistan’daki İndus ve Ganj vadilerinin oluşturduğu havzaya yayıldığı belirtiliyor.
Tanrıça ve tanrılarının kendilerini koruması için bedenlerine işledikleri kutsal sembollerin her birinin birer anlamı vardı ve nedensiz yere bedenlere tek bir Deq işlenmezdi.
Dövme motiflerinde, dinsel, büyüsel mitolojik, sosyal ve cinsel statü, aşiret ve aile işareti, niteliği taşıyan şekilleri kullanılmış. Bu motiflerin, kişiyi rahatsızlıklardan, nazardan korunduğundan güzellik ve yiğitlik getirdiğine olan inanç halen devam ediyor.
Deq, Şamanizm, Paganizm, Budizm, Zerdüştlük gibi birçok inanç sisteminde kutsal kabul edilen güneş, ay, yıldız, kuş ve çeşitli geometrik figürler kutsal metinler gibi insan vücuduna işleniyor.
Genellikle alın, çene, yanak, kol, parmak, el, ayak ve göğüslere yapılıyor. Ayaklara işlenen halhal sadakati, makas kısmeti, ceylan mutluluk ve şansı, haç ise kötülükleri kovduğuna inanıldığı için vücuda işlenmiş.
Kumalık geleneği kadınlar tarafından ateşten gömlek biçiminde görüldüğü için de kadınlar, kuma gelmesin diye eline üç nokta dövme yaptırıyor. Bölgedeki Süryaniler tarafından da Kudüs’ü ziyarete gidenlerin hacı olduğunu belirten bir ifadedir olduğu belirtiliyor.