Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Korkut Kanadoğlu, Seyr-i Sabah programında, alınan kararların öncekilerle istikrarlı bir içeriğe sahip olmadığını, bundan sonraki tüm seçimlerde sonuçtan memnun olmayan her partinin bu yolu seçmesine neden olacağını vurguladı. Kanadoğlu, bundan sonraki seçimlerin içinden çıkılmaz bir hal alabileceğini dile getirdi:
‘GEÇMİŞ TÜM SEÇİMLER İTİRAZA AÇIK HALE GELDİ’
“Bu tür bir karar vermesi sadece büyükşehri gündeme alması, aynı seçim kurulunun görev yaptığı diğer seçimlere ilişkin hiçbir karar vermemesi, bundan sonra seçimlerin güvenliğine ilişkin kaygıları artıran, bundan sonra yapılacak her seçimde manipülasyonları gündeme getirecek bir sonuç doğuruyor. Kararın gerekçesi ve inandırıcılığını azaltıyor. Bu bahsedilen gerekçede sandık kurulunun kanuna aykırılık oluşturulması ve bu hususun seçime etkili olması. Bu tek nedene baktığınızda bu iddiayı AKP dilekçesinde tam kanunsuzluk bağlamında dile getiriyor. Tam kanunsuzluk dediğiniz kavram da hiçbir süreye bağlı kalmaksızın ileri sürülebilecek bir aykırılık iddiası. Özellikle seçim emniyetine ilişkin kanunun en büyük yükümlerine aykırılık kapsamında değerlendirilecek bir iddia. Bu tam kanunsuzluğun kapsamını çok genişletiyor YSK. Geçmişe yönelik tüm seçimler itiraza açık hale getiriliyor. Bundan sonraki tüm seçimlerde de bu itirazların süreye bağlı olmadan gündeme getirilmesine neden olacak.
Sonuca etkili olmasına ilişkin kayıt süreye bağlı itirazın koşulu. Buradaki bütün kararlarının kompozisyonunu ortaya çıkarıp gerekçesini oluşturmaya çalışıyor. Ama bu, bundan önceki içtihadıyla ortaya koyduğu kararlardan apayrı bir noktaya getirdi Türkiye’yi. Bu şekilde gerekçe oluşturunca bundan sonraki seçim güvenliğine ilişkin her tür tartışmayı açık hale getirirsiniz. Bu sandık kurulları 7 kişiden oluşuyor. Bir üye ve başkanın kamu görevlisi olması gerekiyor. Normal şartlarda bu iki üyenin dışında sandık kurulu üyelerin imzalarıyla onaylamaları sandık kurulu tutanaklarının geçerliliği sonucunu doğurur. Aksi takdirde sandık kurulunda çalışan vatandaşların iradesini hiçe saymış oluyoruz. Mühürsüz oyların geçerliliğine karar vermişti YSK. O referandum gerekçesi, seçme seçilme hakkının korunmasıydı. Vatandaşın oy hakkı bir ya da iki sandık kurulu üyesinin yasal niteliği taşımaması koşuluna bağlandı. O sandıklara oy veren milyonlarca insanın iradesi hiçe sayıldı.
Listeler belirlenince üstündeki bütün iddialar 2 Mart’ta sonuçlandı. Mustafa Kemal Paşa ilçesine yapılan başvurunun reddedilme gerekçesi buydu. İlgili kanunun son fıkrası ilçe seçim kurullarına şu yetkili veriyor: Bahsedilen usullerde doldurulamazsa sandık kurullarına girmesinde sakınca olmayan kişilerle doldurulur deniyor. Ben gerekçeli kararın kısa sürede yayınlanacağına inanmıyorum ama bu gerekçeyi nasıl bulacağı konusunda ne yapacaklarını merakla bekliyorum. Seçimler iptal edilebilir. Bunların denetimleri normlara uygun yapılıp yapılmadığına göre bakılarak yapılır. Vatandaşlarımızın görev yaptığı ve usulüne uygun sonuçlanan seçimde bir iki üyenin kamu görevlisi niteliği taşımaması, yasanın da bu olanağı vermesi bu seçimlerin güvenilirliği nasıl tartışma konusu yapılır… Bundan sonraki tüm seçimler için sonuçtan memnun olmayan her partinin seçimlerin güvenilirliği iddiasını dile getirmesine neden olacak.
Bu kararın içeriğini okuduğumuzda önceden iptali isteyen partinin istediği tüm sonuçları ortaya koyan bir karar izlenimi veriyor. Daha önceki içtihatlarını gözeten, önceki kararlarla istikrarlı bir içeriğe sahip değil. Ortaya çıkan tablo hukuki nedenleri açısından bilimsel dayanaklara yönelik bir karar izlenimi vermiyor.
Öngörülebilecek sonucun sonrasında nasıl bir yol izleneceğine ilişkin önceden bir karar alınmış olması uygun olabilirdi. Bunun alınmamış olması bu seçimlere girileceğine yönelik bir izlenim veriyor. Partiler kurumsal işleyişlerine göre karar verecekler. Şu anda partilerin iç işi bu. İtiraz edilen seçimin güvenliğine ilişkin itiraz edilebilecek her tür önlemlerin şu andan itibaren alınmasını sağlayacak bir tavır izlenmeli. Sandık kurullarının oluşumundan başlayacak geniş bir yelpazede iş yapmak gerekiyor. Tüm partilerin teyakkuzda olduğu, duyarlılığın devam etmesi gereken bir dönem yaşayacağız. Bundan sonra CHP Belediye Meclisi seçimlerine de itiraz edebilir. Bunu kabul etmezse varlığı sorgulanır. YSK üyelerinin görev sürelerinin bir yıl uzatılmasıyla başlayan bir süreç yaşadık. Bunu mühürsüz oy pusulalarının kanuna aykırı olarak geçerli sayılmasından alarak bugünlere getirebiliriz. Bu kurulun tarafsız görev yapabileceğine ilişkin kuşkular artmıştı. Madem bu itiraz yapılabiliyor o zaman ilçe belediyeleri ve muhtarlıklara yönelik seçimin kanuna aykırılık oluşturduğu gerekçesi esas alınıp itiraz edilebilir. YSK’ya başvurulabilir. O zaman işin içinden nasıl çıkılabilecek ona bakmak lazım.
YSK kural olarak bir mahkeme niteliğinde, adli vakaların araştırılmasını sağlayacak bir kurum değil. İşlerin ilerlemesi kapsamında kendisine somut delillerle yapılan başvuruları inceliyordu. Ancak önüne gelen somut iddialar üstünden karar veriyordu. Bundan sonra her itirazda o da incelensin bu da incelensin dendiği zaman ne olacak? Seçimleri içinden çıkılmaz bir hale getirdiler.”