NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, 6-7 Mayıs tarihlerinde Türkiye'ye gerçekleştireceği ziyaret öncesinde Brüksel'de AA muhabirinin sorularını cevaplandırdı.
Türkiye'nin Akdeniz Diyaloğunun 25. yıl dönümü vesilesiyle Kuzey Atlantik Konseyinin özel bir toplantısına ev sahipliği yapmasından memnuniyet duyduğunu ifade eden Stoltenberg, S-400 hava savunma sistemi tedariki, Türkiye-ABD ilişkileri, NATO'nun Türkiye'ye katkısı ve ittifakın geleceğine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Türkiye'ye ziyaretinizin amacı nedir? Resmi temaslarınız ve Türk yetkililere vermek istediğiniz temel mesajlar ne olacaktır?
Bu önemli toplantının yanı sıra Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'yla görüşmeler gerçekleştireceğim. Kendileriyle düzenli olarak temas halindeyim ve bu ziyaret vesilesiyle de bölgedeki güvenlik durumunu ve Türkiye'nin NATO'ya yaptığı önemli katkıları yüz yüze görüşme fırsatımız olacağı için memnuniyet duyuyorum.
Bu çerçevede, Türk halkına temel mesajım şudur; zorlu güvenlik sınamaları ile karşı karşıya kalınan bu dönemde NATO, müttefikleri Türkiye ile dayanışma içindedir. Türkiye de NATO'ya önemli katkılar sağlamaya devam etmektedir.
Türkiye'nin S-400 hava savunma sistemi satın alma kararı, özellikle iki NATO müttefiki olan Türkiye ve ABD arasında ciddi tartışma yarattı. Türk hükümeti, hava ve füze savunma sistemlerine yönelik ihtiyaçlarını öncelikli olarak NATO müttefiklerinden karşılamaya çalıştığını ancak örneğin ABD’nin Patriot sistemlerine ilişkin teklifinin çok geç geldiğini, bu teklifin yüksek maliyetli olduğunu ve Türkiye’nin beklentilerini tam olarak karşılamadığını belirtiyor. Bu durumda, Türkiye'nin S-400 hava savunma sistemi satın alma kararı nedeniyle kendisine yöneltilen eleştirileri hak ettiğini düşünüyor musunuz? Sizin bu konudaki tutumunuz nedir?
Askeri teçhizat tedariki konusu, ülkelerin ulusal kararı niteliğindedir ancak az önce de belirttiğim gibi, müttefik silahlı kuvvetlerinin birlikte çalışabilirliği NATO için operasyon ve misyonların yürütülmesi bakımından temel bir husustur.
NATO müttefiklerinin 2013'ten bu yana Türkiye'nin hava savunma sistemlerini takviye ettiğini de göz ardı etmemeliyiz. İspanya ve İtalya'nın füze bataryaları Türkiye'nin güney sınırlarının yakınlarında konuşlandırılmış bulunuyor. (İspanyol) Patriot ve (İtalyan) SAMP-T sistemleri, Türkiye'yi Suriye sınırından gelen füze tehdidine karşı korumaya yardımcı oluyor. NATO müttefiklerinin taahhütlerini sürdürdüğü bu misyon çok önemli.
S-400 tartışması Türk kamuoyuna da yansıyarak Türkiye'nin NATO'ya üyeliğini ve ittifakın ülkenin güvenlik ve savunmasına katkılarını sorgulamaya açmış bulunuyor. NATO'nun Türkiye'nin güvenliğine katkılarına ilişkin Türk halkına nasıl bir mesaj vermek istersiniz?
NATO'nun Irak'taki yeni eğitim misyonu da bölgede istikrara katkıda bulunuyor. Diğer taraftan geçen ay Washington'da düzenlenen Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda Karadeniz bölgesinin güvenliğini artırmak için atılabilecek bazı adımlar konusunda anlaştık. Tüm bunlar NATO'nun Türkiye'nin savunmasına olan taahhüdünü göstermektedir.
Irak ve Suriye ile sınırdaş olan Türkiye, Orta Doğu’da yaşanan mevcut şiddet ve çalkantının etkilerini en fazla hisseden müttefiktir. Ülkeniz aynı zamanda bir dizi korkunç terör saldırısına da maruz kaldı. Tüm NATO müttefikleri, terörizmin her türüyle kararlı bir şekilde mücadele etme konusunda birlik ve dayanışma içinde hareket ediyor.
Türkiye NATO'ya nasıl katkı sağlıyor? NATO için Türkiye'nin değeri nedir?
Tarihin en uzun ömürlü ve başarılı askeri ittifakı olarak NATO yakın zamanda 70. yılını kutladı. Size göre NATO'nun başlıca güçlü ve zayıf yönleri neler olmuştur? Giderek daha karmaşık hal alan güvenlik tehditleri karşısında NATO yakın gelecekte nelere yoğunlaşmalıdır?
Bugün ise Orta Doğu ve Kuzey Afrika'daki istikrarsızlık, daha saldırgan bir Rusya, siber ve hibrit tehditler ve süregelen terörizm tehdidiyle son yılların en belirsiz güvenlik ortamıyla karşı karşıya bulunuyoruz. Bu tehditler karşısında NATO yeniden sorumluluk alarak aynı anda birçok sınamaya cevap veriyor.
Karadeniz bölgesi dahil birçok yerde mevcudiyetimizi güçlendirdik. Silahlı kuvvetlerimizin hazırlık seviyelerini yükselttik, siber ve hibrit tehditlere karşı dayanıklılığımızı artırdık. Bunları Rusya ile diyalog kanallarını açık tutarak yaptık. IŞİD ile Mücadele Uluslararası Koalisyonuna katkımız ve Irak'ta eğitim ve gözetleme uçaklarımızla terörle mücadelede rolümüzü artırdık.
Dünyamız değişirken NATO da onunla birlikte değişiyor ancak değişmeyen bazı şeyler var; müttefiklerin birbirlerine olan taahhütlerinin daimi olması, farklılıkların üstesinden gelebilmemizi ve her türlü sınamaya cevap verebilmemizi sağlıyor. Belirsizliklerin her geçen gün arttığı bir dünyada, NATO gelecek nesiller için de bir istikrar unsuru olmaya devam edecektir.