İmamoğlu, kendisine yöneltilen "Ramazan yaklaşıyor. Sultanahmet Meydanı’na kurulan fuar alanları ve Diyanet Vakfı’yla ilgili bazı haberler yer aldı. Kesin bilgiyi sizden alalım. Nedir durum?" sorusuna şu şekilde yanıt verdi:
"İstanbul’da Ramazan’a dönük çok hassasız. Bir kere onu iletelim. Ramazan da veya her manevi ortamda, sıfır siyaset. Tüm çalışma arkadaşlarım bilir. 5 yıllık belediye başkanlığımda da sıfır siyaset. Ramazan sofrasının siyaseti olmaz. Ramazan’la ilgili ortamların siyaseti olmaz. Bu kadar net. Nokta. Sadece Sultanahmet Meydanı’yla ilgili biz, bütün İstanbul’da, İBB’nin eski yönetimine, şu an mevcutta hala görevdeler, ”Ne yapıyorsunuz” diye sorduk. ”Nerelerde, hangi uygulamaları yapıyorsunuz” diye sorduk. Bazı uygulamaları, mevkii ve alan olarak artırdık. Özellikle iftar çadırlarını, insanların gel-geç noktalarında, acil durumlarında ulaşabilecekleri iftar sofralarını artırdık. Epeyce artırdık hatta. İstanbul’un her noktasında yine hassas davrandık. '39 belediyenin çadır açtığı yerde İBB, ilçe belediyesi ile yarışmaz, siyasi yok' dedik. Ayrı yerlerde çadır açtık. Bu kadar hassasız. Kimse bu anlamda bizim yol haritamıza siyaset karıştırmaya, öyle manevralar yapmaya kalkmasın, bizde geçmez."
'KURULMASI YANLIŞ DEDİLER, BEN DE KABUL ETTİM'
'NİYE ORADAN ORAYA ALINDIĞINI SORGULAYIN'
Neyse, ben, bu tür manevi ortamları böyle konuşmayı istemiyorum. Şehit ailelerimizle biz her zaman buluşuruz. Ama 6’sı akşamı, yani pazartesi, yani önemli bir toplantının olduğu gün, iftar programının değiştirilip, 7’sine alınmasını ben, manidar buluyorum, sorgulayın diyorum. Sadece basına duyuruyorum. Sorgulayın. Niçin? Fatih Belediyesi, bizim belediyemiz. Ama İBB, İstanbul’un belediyesi. Sayın valimizin bu konuda bir iradesi olduğunu düşünmüyorum, düşünmek istemiyorum. Bunun, niye oradan oraya alındığı konusunu basın sorgulasın. Medya, internet siteleri bunu sorgulasın. Acaba, niye? Ne var? Niye alındı? Bunlar hep yapılır, algı yaratma vesaire konusunda ama kurumlar böyle süreçlere alet olmamalı. Bu kötü. Biz, bu işlerle uğraşmıyoruz.
Bakın bugün, UKOME’ye yazılarımızı yazdık. Ne dedik biz? ”Öğrencilerimizin kartı 50 TL’ye inecek” dedik. Ne dedik? ”0-4 yaş arası bebeklerin anneleriyle İstanbul seyahati ücretsiz olacak” dedik. Ne dedik? ”Aynı şekilde, 12 yaşına kadar çocuklarımız toplu taşımadan ücretsiz yararlanacak” dedik. Vaatlerimiz var bizim. Ne dedik? ”Yüzde 40 ve yüzde 50’lik dilimlerle indirime kavuşacak” dedik. Hem UKOME’ye hem İSKİ’ye yazılarımızı gönderdik. Süreçlerimizi başlattık. Biz, vatandaşımıza hizmet için uğraşıyoruz. Bazıları boş işle uğraşıyor. Millet, hizmet bekliyor. Türkiye’nin, şehrin sorunları var. Bunlara çözüm bulacağız. Hem de milletimizle bir arada bulacağız. Bundan hiç kimsenin şüphesi, endişesi olmasın. İstanbul emin ellerde.