Sputnik’e konuşan Varvara’nın babası Pavel Karaulov, Türkiye’nin kızının hayatında oynadığı rolünden bahsetti.
Kızını Rusya’ya geri getirmek için Türklerin çok yardımcı olduğunu söyleyen Karaulov, “Doğu ülkelerin ortak özelliği şu ki, doğrudan oraya gitmeden bir şeyler çözmek çok zor. Kızımı geri getirmek için gittiğim Türkiye’de beni şaşırtan şey ise başvurduğum her bir kişinin iyi niyetli ve yardıma hazır olmasıydı. Rusya ve Türkiye arasında çok karmaşık ilişkiler vardı ama bir baba olarak beni orada her yerde kabul ettiler ve iyi davrandılar. Büyük ölçüde Türkiye’deki bu sıcak yaklaşım sayesinde Moskova’ya dönmemiz mümkün oldu” ifadelerini kullandı.
Türkiye’de üst düzey yetkililerin bile yardımcı olduğunu kaydeden Karaulov, Rus ve Türk halklarının ortak aile değerlerinin de bu konuda büyük rol oynadığını belirterek, “İstanbul’da, en üst düzeydeki insanlar bile beni sabahın 6’sında kabul etti, oysa bana ne eşlik eden birileri vardı ne de hamilerim. Kabul etmekle kalmadı, gerçek yardım sağladılar. Benim için çok yabancı bir ülkeydi, ülkeyi tanımıyordum, dili bilmiyordum, böyle bir yaklaşım olmasaydı benim için çok zor olacaktı” dedi.
Varvara da Ortodoks olduğunu ve İslam’ı yanlış kişilerden öğrendiğini söyledi. İslam’ın barış, iyilik dini olduğunu kaydeden Varvara, şunu dedi: “İslam, gerçek Müslümanlarda çok canlı bir din ve başta Suriye olmak üzere dünyanın farklı bölgelerindeki fanatiklerin İslam’ı çarpıtmasından dolayı çok üzgünüm. Moskova Devlet Üniversitesi’nde Suriye, Erken Hristiyanlık tarihi derslerini alıyordum, bu topraklar bana çok yakın, bu yüzden bu bölgeye artık huzurun gelmesini, Hristiyanlar ve Müslümanlar arasında barışın olmasını istiyorum. Maalesef Suriye’deki mimari anıtları görmek artık muhtemelen bana nasip olmayacak.”