Ukrayna’da devlet başkanlığı seçiminin ikinci turunda sandıktan beklendiği gibi komedyen ve sanatçı Vladimir Zelenskiy çıktı. ‘Meydan darbesi’ sonrasında iktidara gelmiş Piyotr Poroşenko’nun bileğini büken Zelenskiy oyların yüzde 73’ünü almayı başardı. Zelenskiy’nin zaferi sonrası dikkatler beş senedir Minsk anlaşmalarının uygulanmadığı Donbass’taki durum ve Rusya Federasyonu ile yeni dönemdeki ilişkilere çevrildi.
Ukrayna’daki yönetim değişikliğini, Donbass’ta yaşan Evrensel gazetesi yazarı Okay Deprem ile konuştuk.
‘ZELENSKİY’NİN BU KADAR BÜYÜK FARK ATACAĞI BEKLENİR DEĞİLDİ’
“Ukrayna’da yeni bir dönemin başladığına dair maalesef ciddi bir emare yok en başta Zelenskiy’nin timsalinde ve onun uygulayacağı politikalarda. Poroşenko’nun yenilgisine gelecek olursak, bu tartışmasız açık ara farkla yaşanan yenilgi, bir hezimet. Beklenmiyor değildi. Belki Zelenskiy’nin bu kadar büyük fark atacağı beklenir değildi, ancak çok yüksek olasılıkla galip geleceği düşünülüyordu. Ukrayna seçmeni başkanlık seçimlerinde kötünün iyisine zorlandı. Bir muhalefet cephesi vardı Ukrayna’da. Onun dışında tek tük alternatif gözüken adaylar yok değildi. Ancak popüler gözüken tanıtım, propaganda imkânına sahi olan ve medyanın da devasa gücüyle halkın gözünün içine sokarcasına ön planda gösterdiği adaylar bir elin parmakları kadar ya var ya yoktu. Bunlar arasında birileri açıkçası Zelenskiy’ye yürü ya kulum dedi. Ihor Kolomoyskyi akla geliyor. Nitekim yakın zamanda Kolomoyskyi’nin ara sıra bulunduğu İsviçre’ye son birkaç yıl zarfında Zelenskiy’nin defalarca uçtuğu ortaya çıktı. Kolomoyskyi düne kadar Ukrayna’nın en büyük oligarkları arasındaydı, şu anda dönüşümlü olarak vatandaşı olduğu İsrail’de ve bazen İsviçre’de ikamet ediyor. Kendisi Poroşenko’nun politikalarından kendi çıkarları bağlamında mağdur olup ülkeden ayrılmak durumunda kalmıştı. Dolayısıyla bir oligarklar arasındaki mücadelenin kurbanı olmuştu. Buradan hareketle Poroşenko’ya savaş açmıştı. Kendisine en uygun gözüken, kolayca yönlendirebileceğini düşündüğü adayı buldu, seçti. Kolomoyskyi bu konuda tek de değildir. Bana kalırsa Kolomoyskyi başta olmak üzere Poroşenko’nun yarattığı kendisinin merkezinde olduğu yeni oligarklar eliti ile çıkarları sürtüşen, onlara karşı cephe alan, oligark namına süper zengin ülkede kim var ise onların adayı olarak Zelenskiy öne çıkartıldı ve seçim kazandırıldı.”
‘RUS VATANDAŞLIĞI KARARI POZİTİF KARŞILANDI, ZATEN BÖYLE BİR TALEP VARDI’
“Ukrayna hükümetinin uzun yıllardır buna ses çıkarmak bir yana onaylamasını tartışmak daha yerinde. Leh olsun, sadece Macar veya Rumen kökenli olsun, bu kökenlerden gelmeyip de başta Polonya olmak üzere söz konusu ülkelere çalışmaya gidip gelen azımsanamayacak bir kısmı da vatandaşlık alabildi ve alma yolunda. İş bu noktada Ukrayna hükümetleri ki şu andaki iktidardan öncesine gidiyoruz, uzunca bir zamandır buna seyirciydi, hatta bunu destekleyici bir pozisyon almıştı. Bu kaçınılmaz olarak çifte bir standart algısı ortaya çıkarıyor. Donbass başta olmak üzere Ukrayna’nın güneydoğusunda nüfusun ezici bir kısmı anadil olarak Rusça konuşmasına ve hatır sayılır bir oranın da etnik Rus veya bir nevi karışım şeklinde etnisitesine sahip olmasına karşın prensip olarak Rusya’nın bu hakkı veya bu kartı vardı. Daha öncesinde bu hamleyi yapabilirdi, beklenmiyor değildi. Nitekim bu Rusya’nın adı geçen kararı birkaç yıldır tartışılıyordu. Seçimleri beklediği ilk akla gelen senaryo. Zelenskiy bir şans mı verdi diyelim. Ama bence en mantıklısı ve gerçekçisi tabloyu şöyle görmek.”
Deprem’e göre Zelenskiy’nin Rusya karşıtı tutum alması ve Minsk anlaşmalarını uygulayarak Donbass’a özerklik vererek dışlayıcı tutumdan vazgeçmesi çok olası görünmüyor. Zelenskiy’nin seçimlerden önce verdiği mesajların da buna işaret ettiğini belirten Deprem, Moskova’nın orta vadede vatandaşlık fırsatını tıpkı Polonya, Robanya ve Macaristan gibi tüm Ukraynalılara sunma yönünde de adım atabileceğine işaret etti. Deprem’e göre Moskova’nın vatandaşlık kararı Donbass’taki halk arasında olumlu karşılanmış durumda:
“Seçimden hemen evvel Zelenskiy ile mülakat yapan iki gazeteci, ‘Putin peki düşman mı?’ sorusunu yönelttiler. Zelenskiy, tereddütsüz evet dedi. İkincisi Minsk protokolünde tartışmasız maddeler arasındaydı ve Poroşenko tarafından senelerdir uygulanmıyordu, Donbass’a özerklik verilmesi meselesi yine soruldu. Zelenskiy prensip olarak karşı olduğunu ifade etti. Üçüncü olarak halkın kayda değer bir oranının inisiyatifi referandum sonucu ortaya çıkan halk cumhuriyetleri için Rus dolaylı işgali bir nevi ‘teröristler’ anlamına gelecek yorumlarda bulundu. Kısacası 5 senedir kesintisiz en az Donbass’a karşı uygulanan ayrıştırıcı, dışlayıcı retoriği tekrarladı. Bu bakımdan Poroşenko iktidarından hiç farklı bir konumda olmayacağı mesajını fazlasıyla verdi. Rusya her halükarda protokol icabı diyelim, ‘seçim olsun da iş bir resmiyete dökülsün’ü bekledi. Dolasıyla hemen sonrasında bu adımı atması şaşırtıcı olmadı, buna epeydir hazırlanıyordu. İlk etapta Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetleri vatandaşlarını halihazırda bu cumhuriyetlerin lokal pasaportlarını almış olanları kapsayacak bildiğim kadarıyla. Ukrayna tarafı başta olmak üzere en çok korkulan boyutu bu işin, Rusya belki de orta vadede veya beklemeksizin bu hamleyi Ukrayna’nın geri kalan kısım için de yapılabilir.
‘ZELENSKİY'NİN EN BÜYÜK DEZAVANTAJI DEVLET TECRÜBESİNİN OLMAMASI’
Deprem’e göre Zelenskiy'nin dezavantajı herhangi bir politik geçmişinin olmaması. Poroşenko’nun devletin tüm birimlerinde kontrolü bulunduğunu belirten Deprem’e göre yeni devlet başkanının kısa vadede devlete hakim olacağına dönük bir tablo gerçekçi değil: