Kalın'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şu şekilde:
- Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Milli İstihbarat Başkanlığımızın iç ve dış güvenliği için sunumlar yapıldı. Tam bir koordinasyon içinde yürütülen faaliyetlerle terörle mücadelede hızlı bir ivmenin kazanıldığını söyleyebiliriz. PKK, YPG, DEAŞ, FETÖ gibi örgütlere karşı yoğun ve kapsamlı mücadelemiz devam edecektir. Terörle mücadele sadece Türkiye içinde değildir. Özellikle MİT'in insani ve teknolojik istihbaratın bütün özelliklerini kullanarak yoğun çalışmalar yürüttüğünü ve sahada çok ciddi başarılar elde ettiğini ifade etmek isterim.
- İçişleri Bakanlığımızın terörle mücadele yanında, uyuşturucu ile mücadele, kamu düzeninin sağlanması, trafikle ilgili çalışmaları ele alındı. Başkan Yardımcımız sayın Fuat Oktay'ın sunumu oldu. Bürokrasinin azaltılması ve e-devletin güçlendirilmesiyle ilgili. Dijital dönüşümün altını çizmek isterim. Türkiye'de burada değişimi ilk göğüsleyen ülkelerin başında geliyor. Vatandaşlarımızın devletle ilgili kamu işlerini yaparken hem başvuru sayısını azaltan bir dijital dönüşüm sürecinden geçiyoruz.
'BU GÜVENLİ BÖLGENİN NASIL OLACAĞINI GÖSTEREN BİR BAŞARIDIR'
'GÜVENLİ BÖLGENİN TÜRKİYE'NİN KONTROLÜNDE OLMASIDIR'
- Suriye savaşı boyunca, yaklaşık 8 yıldır devam eden savaş boyunca bu yoğunlukta geri dönüşün olduğu bir başka bölge yoktur. Bu da Türkiye'nin sahadaki başarısını göstermektedir. Münbiç'le ve Fırat'ın doğusuyla ilgili olarak ABD ile yürüttüğümüz görüşmeler devam ediyor. ABD ziyaretimizde bu konuları etraflı bir şekilde ele aldık. Beklentimiz Münbiç yol haritamızın bir an önce hayata geçirilmesi. Fırat'ın doğusunda hiçbir terör unsuruna yer verilmemesi. Burada güvenli bölge meselesi öncelik ahzediyor. Sayın Trump'ın kamuoyuna açık bir şekilde deklare ettiği 20 mil güvenlik meselesi gündemimizde olmaya devam ediyor. Bizim beklentimiz, talebimiz ve önceliğimiz güvenli bölgenin Türkiye'nin kontrolünde olmasıdır.
- (İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif'in ziyareti hakkında sorulan soru üzerine) Sayın Zarif'in Şam'dan sonra Ankara'ya gelmesi bu tür yorumlara yol açabilir. Bizim arabuluculuk yapmamız söz konusu değil. Suriye'de özellikle Esed rejiminin geleceğiyle ilgili görüş ayrılığımız bilinmektedir. Biz Suriye'de meşru bir yönetimin işbaşına gelmesi çerçevemizi baştan beri net bir şekilde ortaya koymuş bulunuyoruz. Rejimle işbirliği söz konusu değildir. Çatışmaların sona erdirilmesiyle ilgili tabii ki İran'la çalışmaya devam edeceğiz. Bir arabuluculuk söz konusu değil
- Sayın Trump'ın Amerikan birliklerini Suriye'den çekileceğini açıklamasından beri aylardır Amerikalılar arasında tartışma devam ediyor. Bununla ilgili net bir yol haritasını ortaya koyamadıklarını görüyoruz. Önce 200 dediler, sonra 400 dediler, belli ki farklı birimler arasında farklı görüşler dile getiriliyor. Bizim açımızdan çekilme ve güvenli bölge doğru karardır. Bu bölgenin kime hizmet edeceği bunlardan daha önemlidir. Sayın Cumhurbaşkanımız bunu sayın Trump'la yaptığı görüşmede açıkça ifade ettiler. Bizim güvenliği sağlamak için PYD/YPG gibi unsurlara ihtiyacımız yok.
- (Berat Albayrak'ın ABD ziyareti) Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın bir sunumu olmadı. Kendisiyle görüştüm. Konuyla ilgili bütün paydaşların ve ilgili bakanlıkların katkıları ve mutabakatıyla bir hazırlığın yapıldığını ifade ettiler. İşçi ve işveren çevrelerin tedirgin olmasını gereken bir sorun yoktur. Bir mutabakat temin edildikten sonra konu Cumhurbaşkanımıza arzedilecek. Süreç devam ediyor. Detaylar netleştikçe ilgili kurumlar paylaşacaktır.
- 100 günlük eylem planıyla ilgili iki kez açıklama yaptık. Şimdi bu yöntemi değiştiriyoruz. 100 günlük icraat programından çeyrek döneminden bir takip ve raporlama sözkonusu olacaktır. Her bir çeyrekle ilgili birimlerimiz Cumhurbaşkanıza raporlanacak. Altı ayda bir sayın Cumhurbaşkanımız bu çalışmaları özetleyen, üç ayda yapılacak çalışmaların sunumunu gerçekleştireceklerdir.