Sitilides’in bu açıklamalarını Sputnik’e değerlendiren iktisatçı, akademisyen-yazar Dr. Levent Yılmaz, tek kutuplu dünya düzeninde ABD’nin uluslararası hukuku, zaten çerçevesini kendisi belirlediği için lehine şekilde çok iyi kullandığını ifade ederek, ancak bugün gelinen noktada dünyanın tek kutuplu olmadığını belirtti. Yılmaz’a göre artık çok kutuplu dünyada uluslararası hukuk da bu kez bizzat ABD’nin politikaları önünde engeller oluşturmaya başladı ve bu yüzden de ABD “pervasızca” bu hukuku hiçe sayıyor.
UKRAYNA ÖRNEĞİ: 'IMF KURAL DIŞI HAREKET EDİYOR'
Yılmaz, Sitilides’in sözlerine atıfta bulunurken, “IMF yetkilileri Türkiye’nin şu anda IMF’ye gitmesini gerektiren bir durum olmadığını söylerken bir hükümetin, diğer bir hükümete ‘biz size ekonomik yaptırımlar uygularız’ diye tehdit edip sonra ‘IMF’ye gitmek zorunda kalırsınız’ demesi bu tam da, uluslararası düzeni sağlamakla mükellef kurumların birer silah olarak kullanıldığının en büyük göstergesi. Madem IMF’ye gitmek iyi bir şey, neden bununla tehdit ediyorsunuz?” diye konuştu.
'IMF SİLAH, DÖVİZ KURU TERBİYE MEKANİZMASI'
Uluslararası hukuk vurgusu yaparken, bu çerçevede BM ve NATO olmak üzere Türkiye’nin taraf olduğu anlaşmalar olduğunu anımsatan Yılmaz, şöyle devam etti:
'YENİ SOĞUK SAVAŞIN KODLARI EKONOMİK YAPTIRIMLARDA GİZLİ'
Dünyanın finansal olarak bir savaşta olduğu görüşünde olan Yılmaz, bu “yeni soğuk savaşın” kodlarının ise, ticaret yollarında, ikili ticaret anlaşmalarında, ekonomik yaptırımlarda ve finansal piyasalarda gizli olduğunu ifade etti. Yılmaz, ABD’nin de doları ve IMF’yi bu yeni savaşta bir silah olarak kullandığını belirtirken, diğer ülkelerin kendilerini koruması için yapmaları gerekenin dolara olan bağımlılıklarını en aza indirgeyerek ABD’nin tek başına veto gücü olan IMF gibi kurumlardan uzak durmaları olduğunu kaydetti.
'TÜRKİYE İKİ TARAFLI ANLAŞMALARINI ARTIRABİLİR'
Ancak Yılmaz’a göre Türkiye, 'doğunun alternatifini batı, batının alternatifini doğu' olarak görmüyor. Türkiye’nin jeopolitik konumu itibariyle hem doğuda hem batıda olduğunu dolayısıyla iki tarafla da eş zamanlı olarak ilişki geliştirebileceğini, ticaretini artırabileceğini kaydeden Yılmaz, üstelik bunun hem batının hem doğunu lehine olacağını belirterek, “Türkiye eksenler arasında hareket etmiyor, Türkiye eksenin merkezinde, iki tarafın avantajlarını da kullanabilecek potansiyele sahip bir ülke” diye konuştu.