Çiğdem Toker, Sözcü'de "Vesayet, ihaleler ve ilk beklenti" başlığıyla yayımlanan yazısında "Yerel seçim sonuçlarını ‘okuma' tartışmaları uzun sürecektir. Bu doğal. Ülkenin her yerinden birbirinden farklı hikayeler akıyor. İstanbul ve Ankara yönetiminin çeyrek yüzyıl sonra ‘kaybedilişi', bu yerel seçimin en önemli sonucudur" ifadesini kullandı.
Toker şöyle devam etti:
İstanbul ile Ankara'yı AKP nezdinde hayati kılan yegane sebep kamusal mali kaynakların dağıtım merkezleri oluşudur. 25 yıl dediğimizde onbinlerce ihale, yüz milyarlarla ifade edilebilecek kamu kaynakları ve bunları harcama yetkisinden bahsediyoruz. Yerel yönetimlerin denetim süreçlerinden uzaklığı ya da bir denetim var gibi görünse de etkili sonuç üretememesi karar alıcıların keyfiliğini artırmış, kamu hizmetleri ticarileştirilirken, verilen küçüklü-büyüklü ‘iş'lerle beslenip palazlanan ağlar iktidarın ömrüne ömür katmıştır.
İLAN ZAMANI
VESAYET YENİ DEĞİL
‘Alsalar da yürütemeyecekler. Niye yürütemeyecekler? Bunlar oradaki personelin maaşını dahi ödeyemeyecekler. Hepsinin şu anda künyeleri, bütün belediyelerin şu anda borçları hepsi elimizde mevcut. Yürütemeyecekler.'
17 yıldır kamu kaynaklarının dağıtım tarzı bu tip ‘önlemlere' şaşırmayı anlamsız kılıyor olabilir. Yine de bugüne kadar harcanan vergilerimizin nereye, nasıl dağıtıldığı sorusu yaşamsal önem taşıyor.
Mal ve hizmet alımı, yapım işleri yani ihalelerin dağıldığı adresler başta olmak üzere, belediyeleri borç batağına sokan harcamaların herkesin mobil ekranlarında kolayca görebileceği biçimde hazırlamak zor olmasa gerek.
Demokrasi adına kıymet taşıyacak böyle bir veri tablosu, devir teslimden sonra yapılması gereken öncelikli hizmetler arasında yer alıyor. Üstelik başkanların, artık umutlanmak isteyen milyonlarca seçmen açısından hak edilmiş bu beklentiyi hayata geçirmek için Anadolu Ajansı'na ihtiyacı da bulunmamaktadır."