Deutsche Welle'den Hilal Köylü'nün haberine göre Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi Heyeti Başkanı Andrew Dawson, demokratik bir seçim ortamı konusunda eleştirilerde bulundu.
Dawson'ın, seçim kampanyaları ve medyada siyasi partilerin eşit yer alması, basın ve ifade özgürlüğü ve yargıda yaşanan gelişmelere ilişkin hükümete yaptığı eleştiriler dikkat çekti.
'DEVLET KAYNAKLARI BİR SİYASİ PARTİ İÇİN KULLANILMAMALI'
Demokratik bir seçim ortamının ilk koşulu olarak ifade özgürlüğünün sağlanması gerektiğini belirten Dawson, bu özgürlüğün; vatandaşları, gazetecileri, siyasi parti temsilcilerini eşit şekilde kapsamına ihtiyaç olduğunu ifade etti.
Dawson, "Seçim kampanyalarının eşit koşullarda yürütülmesi için de adil ve makul bir hukuki çerçeve de yaratılmadı. Hukukun üstünlüğü öne çıkarılmadı. Devlet kaynakları bir siyasi parti için kullanılmamalı. Türkiye'de yerel yöneticiler üzerlerinde baskı hissetmeden görevlerini yapabilmeli" dedi.
Andrew Dawson, ayrıca oy kullanılan okulların içinde ve dışında silahlı jandarmaların otomatik silahlarını göstere göstere görev yapmasını ise ‘garipsediğini' vurguladı.
ADİL VE ÖZGÜR SEÇİM KONUSUNDA 'İKNA OLMADIK'
Dawson, "Demokrasi tehlikede olduğunda çözüm daha az değil, daha çok demokrasidir. Korkarım ki, Türkiye'de demokratik bir seçim yapılması için Avrupa değerlerine uygun adil ve özgür bir seçim olduğuna ilişkin ikna olmadık" dedi.
'DEMOKRASİNİN DİRENCİ'
Ancak bunlara rağmen seçim sonuçlarına bakıldığında birçok siyasi partinin farklı yerlerde kazanmış olması ‘Türk demokrasisi açısından umut verici' olarak nitelendi.
Öte yandan Dawson, yüzde 84 olarak açıklanan seçime katılım oranının Türk halkının demokrasi ve seçimlere konusundaki farkındalığını artırdığını göstermesi bakımında önemli olduğunu söyledi. Dawson, Yüksek Seçim Kurulu ve sandık kurullarının teknik yetkinlik konusunda da başarı sergilediğini söyledi.