Gelişmeleri Washington'dan gazeteci Serra Karaçam ile konuştuk.
‘TRUMP'IN RUSYA İLE KOORDİNASYONUNA DAİR BİR KANITA ULAŞILAMADI'
Serra Karaçam, soruşturma süresince Amerikan istihbaratının şeflerinin Trump'ın ekibinin Rusya ile ilişkilerine dair somut verilere sahip olduğunu iddia etmelerine karşın Mueller'in raporunda hiçbir kanıtın yer almadığını vurguladı. Ancak Karaçam, buna rağmen Hillary Clinton'ın ortaya serilen ‘kirli çamaşırlarının' seçimi etkilemesi üzerinden Amerikan kamuoyunda Rusya'nın ABD seçimlerine WikiLeaks'in kurucusu Julian Assange aracılığıyla etkide bulunduğu kanaatinin bulunmasına dikkat çekti:
‘RAPORUN TÜMÜNÜN TARTIŞILMASI İSTENİYOR AMA SAĞLIK SİGORTASI GİBİ GERÇEK SORUNLAR ÜZERİNDEN GİDELİM HAVASI HAKİM'
Karaçam, Mueller'in raporunun ardından ABD'deki tartışmanın Adalet Bakanı William Barr'ın hareket tarzına düğümlendiğini anlattı. Ortada henüz Mueller'in raporunun özetinin bulunduğunu belirten Karaçam, tartışmaların raporun tümünün Kongre'ye sunulmasına odaklandığını aktardı. Diğer yandan da Karaçam kimi Demokratlar'ın ara seçimlerde Temsilciler Meclisi'nde çoğunluğu ele almasıyla birlikte ABD'nin sağlık gibi hakiki sorunlarının konuşulması gerektiğini dile getirmelerine dikkat çekti:
‘TRUMP'IN ÇELİŞKİLİ TUTUMU KAFA KARIŞTIRIYOR'
Soruşturma sürecinde Trump'ın giderek daha fazla Rusya karşıtı politikalara yönelmesini de yorumlayan Karaçam'a göre Trump'ın Amerikan siyasetinde iç ve dış politikada kısa süre içinde değişen çelişkili tutumu ve adımları kafaları karıştırıyor:
‘TRUMP'I AZLEDEBİLECEKLERİNİ DÜŞÜNÜYORLARDI, ŞİMDİ SÜRECİN KENDİLERİNE ZARAR VEREBİLECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORLAR'
Karaçam, Mueller soruşturmasıyla ilgili Demokratların Trump'ı azle götürebileceklerini düşündükleri ancak başarısız olduklarını gördükten sonra başkanı görevden almanın siyasi risklerini değerlendirdikleri görüşünde. Karaçam, soruşturmadan bir şey çıkmaması üzerine artık azil konusundan vazgeçilmiş gibi göründüğünü anlatırken, raporun tümünü görmek taleplerine karşın artık azil meselesinin kendilerine zarar vereceğini düşünenlerin de eksik olmadığının altını çizdi:
‘BU SORUŞTURMALAR TRUMP'IN ELİNİ ÇOK GÜÇLENDİRDİ'
Karaçam bütün bu sürecin Trump'ın elini çok güçlendirdiğini vurguladı. Trump'ın soruşturmanın ortaya bir şey koyamaması nedeniyle bu girişimin aslında kendisine ‘siyasi bir tuzak' olduğu algısını yerleştirdiğini belirtti. ABD'de istihdam sorununun çözümünde önemli adımlar atılmış olmasına da atıf yapan Karaçam, Trump'ın 2020'de yeniden başkan seçilme şansının yükseldiği görüşünde:
‘BARR'IN GEÇMİŞTEKİ UYGULAMALARI SORUŞTURMAYI KAPATMAK İÇİN GELDİĞİ KANAATİ YARATIYOR'
Karaçam, tüm bunlara rağmen Adalet Bakanı Barr'ın da dosyayı tümden ve çabucak kapatması halinde şüphelerin artabileceğine işaret etti. Barr'ın geçmişinde bazı skandalların üzerinin tartışmalı biçimde örtülmesi vakaları bulunduğunu anlatan Karaçam, ABD siyasetinin işin üzerine yine gidip sonuç elde edememesi halinde Trump'ın seçilmesi olasılığının daha da güçlenebileceğine dikkat çekti:
‘TRUMP YAHUDİ ASILLILARIN OYLARINI DA ALABİLİR'
''AIPAC konferansı gerçekleşti iki gün boyunca. Netanyahu buradaydı. Amerikalı Yahudilerin yüzde 79'u, Demokrat Parti'ye oy veriyor. Bununla birlikte (Müslüman Kongre üyesi) İlhan Omar'ın son yorumlarının antisemitik bulunması üzerinden Trump'ın alıp götürdüğü ve ilerlettiği, Demokratların da aslında antisemitik olduğu, bütün bu yüzde 99 Yahudi seçmenin oraya oy vermiş olmasına rağmen söylem bir yere oturur gibi oldu. Bunun için zaten dün bütün Demokratlar, AIPAC konferansında sert mesajlar verdiler. İlhan Omar'ı da görüşlerini ifade etmesi ve düşünce özgürlüğü konusunda son derece kısıtlayan söylemler ve saldırgan ifadeler takındılar. Ama aslında bunun sebebi gerçekten burada ciddi bir oy potansiyeli olması. Trump bu alanı güzel kullandı. Oradan da bir şeyler alabilir. Aslında Demokratlar bunu dengelemek için çeşitli sert mesajlar veriyorlar, İlhan Omar karşıtı olsun, ifade özgürlüğü karşıtı olsun. AIPAC konferansında konuşan isimler 'bizi susturamazsınız derken, bir taraftan da İsrail karşıtı düşünceleri susturmak için elinden geleni yapıyorlar ama bunların hepsinin oya tekabül eden bir tarafı var bu toplumda.''