Suçlamaların ve ağır ifadelerin tek taraflı olarak geldiğini ama ciddiye almadıklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Hiçbirisini hak etmiyoruz. Önce hal esnafını terörist ilan ettiler, sonra pazarcıları terörist ilan ettiler, sonra esnafı terörist ilan ettiler, sonra kendilerine oy vermeyenleri terörist ilan ettiler. En sonunda da CHP, İYİ Parti'yi terörist ilan etmeye başladılar. Akıl var, mantık var. Başka işiniz gücünüz mü yok sizin? Birisi eğer teröristse bu ülkenin polisi var, gelir yakalar, götürür savcıya teslim eder. Partileri bu kadar ağır bir suçlamaya muhatap yapmak ne kadar doğrudur?" yanıtını verdi.
'HÜKÜMET SENSİN TUTUKLA KARDEŞİM'
"Partinizde HDP'li isimlerin, hatta PKK/KCK ile ilişkili isimlerin olduğu ve çeşitli yerlerden aday gösterildiği söyleniyor belediye meclis üyeliklerinde. Bu iddiaya yanıtınız var mı?" sorusuna karşılık Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi:
'ARKADAŞ SİZ DÖNÜP BİR KENDİNİZİ SORGULAYIN'
"Cumhurbaşkanı Erdoğan PKK ile ilişkili 27 kişinin tespit edildiğini söylüyor. 'Bunların 19'u direk dağ kadrolarıyla bağlantılı. Bundan daha güzel ispat mı olur?' diyor. Anlaşılan o ki bir yasal süreç devam edecek seçimden sonra." ifadeleri üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"O zaman derhal o arkadaşın, belediye meclis üyesi neresiyse bilmiyorum… Bizim istihbarat örgütümüz yok. Devletin istihbarat örgütü var. 19 kişi doğrudan dağ ile bağlantılıysa ona seçimlere girme hakkını veren, iyi hal kağıdını veren savcıyı derhal savcılıktan atsınlar, Yüksek Seçim Kurulunu derhal lağvetsinler. Çünkü hem ilgili savcı hem Yüksek Seçim Kurulu, terör örgütüne yardım ve yataklık yapmaktan tutuklanmalı. Onların ikisi de onların emrinde."
'SEÇİME GİRMEK SERBEST, SEÇİMİ KAZANMAK YASAK'
CHP'nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mansur Yavaş ile ilgili iddialara ilişkin soru üzerine Kılıçdaroğlu, "Ankara'dan korkuyorlar. Mansur Yavaş'tan korkuyorlar, tıpkı Ekrem İmamoğlu'ndan korktukları gibi." dedi.
"Sayın Cumhurbaşkanı seçimden sonra görevden alınma ihtimalini de çok ciddi şekilde ifade ediyor." sözleri üzerine Kılıçdaroğlu, "Neye göre alacak? Hangi hukuki dayanağa göre? Öyle bir şey yok. Korkuyorlar. Mansur Yavaş bugün güzel bir açıklama yapmış bu iddialar karşısında; 'Seçime girmek serbest, seçimi kazanmak yasak'. O mantıkla şimdi yaklaşıyorlar. Seçime giriyorum yargı izin vermiş, savcılık izin vermiş. Seçme ve seçilme hakkım var. Seçmen listesinde adım var. Hangi ülkede seçmen listesinde teröristin adını görürsünüz Allah aşkına bana söyler misiniz?" yanıtı verdi.
'MİT DE AÇIKLAMA YAPSIN'
İnsanın karnı doysun, mutlu olsun, her evde huzur ve bereket olsun diye politikalar ürettiklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Onlar kavga, kin, iftira üzerine politika üretiyorlar. Ne istiyorsunuz bizden? İstihbarat örgütünüz var. İstihbarat örgütünüz varsa bugüne kadar niye beklediniz? Seçimlere üç gün kaldı her türlü iftira. Devletin istihbaratı ayrı, partinin istihbaratı ayrı. Bürokraside 27,5 yıl çalıştım. Liyakat esasının geçerli olduğu bir devlette, devletin bürokratı devlet için çalışır, siyasal iktidar için değil. Parti memuru değildir, devletin memurudur. Adı da üstünde zaten Devlet Memurları Kanunu, Siyasi Parti Memurları Kanunu değil. Çünkü siyasi partiler gelir geçer, ama devlet bakidir. Devlete hizmet yapılır. Kim yapar? Bürokrat yapar. Bürokratın görevi nedir? Siyasi otoritenin verdiği çerçeve içinde görevini yerine getirir. Devletin istihbarat örgütü, partinin istihbarat örgütüne dönmüşse, 1950, 1960, 1970, 1980'lerde çıkan af kanunlarına göre bu belgelerin tamamının imhası gerekirken hala saklanıyor. O yıllarda askeri darbeler oldu. Darbelerin yaptığı fişlemelerden medet umarak bunları yapıyorlar, bir de diyorlar ki 'biz demokratız'. Ne demokratı? Darbelerden, darbecilerden beslenen insanlar bunlar. Devletin istihbarat örgütü, partinin istihbarat örgütüne dönüşüp bunu havuz medyasına servis yapıyorsa o artık Milli İstihbarat Teşkilatı değildir, başka bir istihbarat teşkilatıdır."
Sakarya'daki tank palet fabrikasının özelleştirilmesi konusuna da değinen Kılıçdaroğlu, şunları ifade etti: "Beni üzen ise Sayın Bahçeli'nin çıkıp hiç bir şey söylememesi. 'Milliyetçiyim' diyor ya, şimdi sormak lazım. Ben mi milliyetçiyim, o mu milliyetçi? Ben mi vatan severim o mu vatan sever? Benim ülkülerim mi var onun ülküleri mi var? Ben mi Türkiye'yi düşünüyorum o mu Türkiye'yi düşünüyor? Erdoğan'ı bırakıyorum bir tarafa. Erdoğan zaten bunu satıyor, peşkeş çekiyor. Erdoğan'ın ben vatansever olduğuna inanmıyorum. Adımın Kemal olduğu kadar eminim. O başka dünyaların insanı. Siz trilyonlarca dolar para kazanacaksınız bu ülkenin insanından, 17 yılın sonunda soğan kuyruğuna sokarsanız, oturup düşünmemiz lazım."
Kılıçdaroğlu, seçim sonucuna bağlı olarak bir erken seçim tartışması çıkarıp çıkarmayacağının sorulması üzerine "Hayır. Bu bir yerel seçim. Türkiye bundan zarar görür. Millet seçimden bıktı." dedi.