AK Parti tarafından Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday gösterilen Mehmet Özhaseki, Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök'e konuştu.
Bugün Türkiye'de en büyük olgunun 'değişim' olduğunu belirten Özhaseki, "Toplumun her alanında siyasetten başlayın, mesleklere kadar büyük bir değişim arzusu var. Bunu anlamayanlar kaybolup gider" dedi.
Özkök'ün devamında yönelttiği sorular ve Özhaseki'nin bunlara verdiği yanıtlar şöyle:
Yıllardır Ankara'da yaşıyorum. Benim de bu şehirle ilgili eleştirilerim var. Bu şehir üstü tülle örtülmüş gibi. Ankara başkentler arasındaki rekabette geri kalmış bir şehir. Küçük dokunuşlarla büyük işler yapmak mümkün.
'ANKARA'YA SABAH GELEN AKŞAM ADETA KAÇIYOR'
Ankara'ya gelen sabah geliyor, bir dönüş bileti almış akşam dönüyor. Vakit geçirecek bir şeyi yok. Burası bir bürokrasi şehri gibi kalmış. İşimi görüp hemen kaçayım diyor gelen. Soruyorum Ankaralıya: Dostun, akraban geldi, bir günü boş, nereye götürürsün? Bana hepsi hepsi üç yer ismi söylüyorlar. Bir grup diyor ki, Hacıbayram Camisi. Güzel. Bir grup diyor ki Anıtkabir, o da güzel. Bir de Ankara Kalesi, etti sana üç. Bir şehir bundan ibaret midir?
'ANKARA 25 YILDIR MİLLİ MAÇ GÖRMEMİŞ'
'EĞLENCESİZ ŞEHİR KOCAMAN BİR HUZUREVİNE DÖNÜŞÜR'
- O zaman ben de size bir Babala sorusu sorayım. Ankara eğlenceliydi. Ama şimdi bana zoraki muhafazakârlık elbisesi giydirilmiş bir şehir hissi veriyor. Eğlence bu şehre geri dönebilecek mi?
Benim şahsi görüşüm şu: Eğer bir şehirde kültür, sanat, spor, meşru eğlence, müzik olmazsa o şehir kocaman bir huzurevi haline geliyor."
- Bir dakika bir dakika… Başkan, meşru eğlence dediniz nedir o?
'BU ŞEHİR SADECE OSMANLI VE SELÇUKLU'DAN MI İBARET?'
Ulus'tan Atakule'ye 11 kilometrelik kültür yolu belirledim. Bunun içinde tam 411 tane tescilli eser var. Bu yol üzerinde Cumhuriyet tarihinin 29 tane en önemli mimari eserleri var. Kimse bunun farkında değil. Tarih deyince sadece Selçuklu ve Osmanlı mı var? Cumhuriyet'in eserleri de tarih. Cumhuriyet tarihin en güzel eserleri bunlar. Kamu binaları.
'BU ŞEHİRDE KIZILDERİLİ MÜZİĞİ BİLE ÇALINACAK'
'EŞİM PAZAR GÜNÜ SOKAĞA ÇIKMAK İSTEDİ'
1982 yılında eşimle İstanbul'da tanışıp evlendik, Kayseri'ye geldik. Bir pazar günü eşim ‘Ben sıkıldım, çıkıp biraz dolaşalım' dedi. Oysa Kayseri'de bizim gibi aileler pazar günü sokağa çıkmazdı. Eşim şaşırdı. Ama bakın nereden nereye geldik. Bir akşam eve döndüm. Gece yarısı saat 12.00'ye gelmek üzere, baktım kızım spor ayakkabılarını giyiyor. ‘Hayrola' dedim. ‘Dışarı çıkıp yürüyüş yapacağım' dedi. ‘Kızım bu saatte mi' dedim. Bana ‘Ne olacak' dedi. Sonra düşündüm. Ben başkan olarak bu parkları yaptım. Şehir güvenli, niye gidip yürümesin. Gitti yarım saat yürüdü geldi. Şehir insanı da değişime zorluyor."
'İKİ KIZIMIN BAŞINI KİMSE ÖRTTÜREMEZ'
'EN SERT KOMUTAN BABAMIN EN İYİ ARKADAŞI OLDU'
Kayseri Belediye Başkanı iken garnizona çok sert bir komutan geldi. Yemekte yan yana düştük. Bayağı sert bir tartışmamız oldu. Bana ‘Başındaki örtüyü şöyle bağlayan bu tarikatın, böyle bağlayan şu tarikatın üyesi' dedi. Ben de ‘Allah ordumuza akıl fikir versin' dedim. ‘Benim eşimin başı örtülü. Bazen evde açıyor, bazen alttan bağlıyor, bazen üstten. Bu durumda bugün şu tarikatın yarın öteki tarikatın mı üyesi oluyor, başını açınca da gâvur mu oluyor' dedim. Sonra bir gün eşi bizim manifatura dükkânına gitmiş ve babamla tanışmış. Kumaş alacakmış. Babam ‘Ne için alıyorsunuz' diye sormuş. O da ‘Fakir çocuklara yardım için elbise yapacağız' demiş. Bunun üzerine babam, ‘Bu hayır işi ise biz para almayız' demiş. Eşi anlatınca o komutan sonradan babamla tanışmış. Böyle konuşa konuşa babamla arkadaş oldu. Hem de en iyi arkadaş oldular. Ben o yüzden hep diyaloğa inanırım.
'KUDRETLİ DEDİĞİN İNSANIN DAĞDAKİ KUŞTAN FARKI NE Kİ'
‘Hakk'ın sofrasında bu kavga nedir
Yeme içme Hakk'a zarar mı verir
Şu karşı dağa bir kuş konmuş
Yemiş içmiş göçüp gitmiş
Gel gör ki o dağdan ne artmış ne eksilmiş.'
Bu dünyadan en büyük padişahlar, Kanuni'ler, Roma'daki o kudretli imparatorlar da geldi geçti. Ee ne oldu? Vallahi o karşı dağa konup da giden kuştan başka ne bıraktılar? İnsanlara barış getirebilirsem, hizmet getirebilirsem, hayır dualarını alabilirsem ne mutlu bana. Kötü anılar bırakıp giden bir insan olmayı hiç istemem. Bütün kudretli gözüken adamların da o dağdaki uçup giden kuştan farklı olmadığına inanan insanlardan biriyim. Böyle bakıyorum hayata artık.
'BÖYLE KESKİN VE KÖŞELİ TAVIRLA İŞİMİZ ÇOK ZOR'
'SÜNNİ CEMAATTEN PARA TOPLAYIP CEMEVİ YAPTIM'
Hacı Bektaş Cami Derneği geldi cemevi yapmak istiyor. Kayseri'de 150 tane cami var, bir tane cemevi yok. ‘Biraz fakir bir grubuz. Arsa alacak paramız da yok' dediler. Önce onlara iyi bir arsa buldum. Sonra Kayseri'nin dini cemaat olarak bilinen gruplarının ileri gelenlerini çağırdım. ‘Hani birlik beraberlik diyoruz ya, işte onu göstermenin zamanı. Cemevine yardım edeceğiz' dedim. Konuşmamdan etkilendiler, hepsi ciddi ciddi paralar verdiler, Kayseri'deki cemevinin temeli o paralarla atıldı."
'DİNİ ‘İZM' VE İDEOLOJİ HALİNE GETİREN BENDEN UZAK DURSUN'
'SARAÇOĞLU'NUN BİR AĞACINA BİLE DOKUNDURTMAYACAĞIM'
Saraçoğlu Mahallesi Cumhuriyet'in güzel eserlerinden biri. Kimse merak etmesin, bakanlığımda orayı tescil ettirdim. Oradaki ağaçlar dahil tescilli. Orada kimse bir şeye dokunamaz. Her binayı bir sanatın, bir kültürün merkezi haline getireceğim. Gitar çalmayı öğrenmek isteyen gelsin. Orayı herkesin fıkır fıkır kaynadığı, kaynaştığı bir yer haline getireceğiz."
'ANKARA'DA 300 KORO VAR, KONSER VERECEK YERİ YOK'
'ÖYLE ŞEYLER YAPACAĞIM Kİ CHP'Lİ BAŞKANLARIN DA ROL MODELİ OLACAĞIM'
Ankara'nın bir özelliği şu: Burada ne yaparsanız hemen Türkiye'ye yayılıyor. İyi bir şey yaparsanız hemen yayılır. Görün bakın Ankara'da öyle şeyler yapacağım ki, CHP'li başkanlar için bile rol modeli olacağım.