'TÜRKİYE, MÜSLÜMAN ÜLKELERİN BAŞINDA YER ALIYOR'
Türkiye'nin kendini İslam dünyasının lideri olarak konumlandırdığını ve bunun sadece Yeni Zelanda değil, Filistin, Suriye ve bazı diğer ülkelerde sergilenen duruştan belli olduğunu kaydeden Dolgov, bu konuyla ilgili şu yorumda bulundu:
"Bu şunu gösteriyor ki, Türkiye dünyanın farklı bölgelerinde terör girişimlerine ve İslamofobi tezahürlerine tüm kararlılıkla karşı koyuyor. Bu, Türkiye yönetiminin kendini İslam dünyasının lideri olarak konumlandırılmasının tezahürü. Bu gerçekten de öyledir. Bu daha önce, İsrail'in baskısı altındaki Filistinli Müslümanlara yönelik tezahür olmuştu. Myanmar'daki olayları hatırlıyoruz. Türk tarafı orada Müslümanlara yönelik baskıya çok aktif şekilde karşı çıkmıştı. Halihazırda Suriye'de de bunu yeterince görüyoruz. Türkiye'nin Avrupa'daki, özellikle de Almanya'daki yurttaşlarına destek verdiğini görüyoruz. Türkiye şimdi gerçekten de Müslüman ülkelerin başında yer alıyor".
'TÜRKİYE'NİN BÖLGESEL LİDER OLMA NİYETİ MANTIKLI'
Türkiye'nin giderek oldukça muhafazakar değerlere sahip çok aktif aktör haline geldiğini ve çıkarlarını tüm komşu bölgelere ilerletmeye çalıştığını belirten Avatkov, bu konuyla ilgili şu değerlendirmede bulundu:
"Türkiye, daha aktif aktör haline gelerek komşu ülkelerdeki politik süreçlere etki etmeye çalışıyor, özellikle de muhafazakar hayatla ilgili, yani öncelikle dünyanın farklı ülkelerinde yaşayan Türk topluluklarının dini hayatıyla ilgili konularda. Bu bağlamda, hiç tartışılmasız Yeni Zelanda'daki korkunç terör saldırısının ardından Türkiye doğal ve mantıklı olarak aktif olmaya ve politikasının barışçıl niyetini sergilemeye çalışıyor. Elbette Türkiye etnik ve dinler arası ilişkilerinin çeşitli uyum biçimlerine yardımcı olabilir, çünkü ılımlı İslam devleti örneğini oluşturuyor. Türkiye bu bağlamda büyük deneyime ve imkanlara sahip ancak bununla birlikte şunu da dikkate almak gerekiyor ki Türkiye bunu öylesine değil, mantıklı bir şekilde büyük bölgesel aktör olmak ve dünya liderleri arasına girmek için yapıyor".