Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada, birlikte huzur içinde yaşamak istediklerini, seçimlerin de bir etik değer üzerinde gerçekleşmesi gerektiğini söyledi.
'21.YÜZYILDAYIZ VE TÜRKİYE'NİN BİR KALKINMA PLANI YOK'
Toplumun yanlışlardan arındırılmış, doğru bilgilere ulaşması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Doğruyu bulmak, geleceğe yönelik sağlıklı bir çerçeve inşa etmek demektir. Devletler bunu planlamayla yaparlar. İş yerinde de bir planlama olur, esnaf da bir planlama yapar, ailenin de bir planı vardır. Devlet aklı dediğimiz bir kavram vardır. Bir toplumu, bir ulusu, bir ulusu geleceğe nasıl taşıyacağız? Planlama yaparak taşıyacağız. Önümüzdeki 30 yılda, 50 yılda ne olacağız diye planlama yapılır. Japonya'ya, Amerika'ya, Güne Kore'ye, Papua Yeni Gine'ye bakın, her ülkenin geleceğe yönelik planlaması vardır. Türkiye Cumhuriyeti'nin bir kalkınma planı var mı? Yok. Çoğunuzun haberi bile yok. 2018'de son kalkınma planının süresi doldu, yıl 2019. 21. yüzyıldayız ve Türkiye'nin bir kalkınma planı yok. O nedenle yarın ne olacağını kimse bilmiyor, Erdoğan dahil olmak üzere. Nasıl bir planlama yapıldı, onu da kimse bilmiyor. Bu gerçeği kendi kitlelerinize aktarma gibi bir sorumluluğunuz var."
Bir ülkede beka sorunu varsa o ülkenin liderinin dönüp kendisine soru sorması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, kendilerinin de bu soruyu o lidere sormaları gerektiğini kaydetti.
'İRAN ÜNİVERSİTELERİNİN ÜRETTİĞİ BİLGİ, TÜRK ÜNİVERSİTELERİNİ GEÇTİYSE OTURUP HERKESİN DÜŞÜNMESİ LAZIM'
— İran üniversitelerinin ürettiği bilgi sayısı, Türk üniversitelerini geçtiyse oturup herkesin düşünmesi lazım. Başta kanaat önderlerinin oturup düşünmesi lazım. Türkiye'yi bu hale kim getirdi, oturup onların düşünmesi lazım. Katma değeri yüksek ürün üretmek için önce bilgi üretmek lazım. Bilgi üretemezsen katma değeri yüksek ürün üretemezsin.
— Bilim ve bilgi, İslamiyet'in vazgeçilmezidir. Ne diyor sevgili Peygamberimiz; 'Alimin ölümü, alemin ölümü gibidir.' Bir alimin ölümünü, bir kainatın ölümü gibi görüyor. 'İlim Çin'de bile olsa gidin öğrenin.' diyor. Hazreti Ali; 'Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum.' diyor. Bilime değer veren geçmişe bakın, bir de bugün geldiğimiz Türkiye'ye bakın."
AKŞENER: SAVAŞA DEĞİL SEÇİME GİDİYORUZ
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de 31 Mart seçimleri sürecinde bölünmelere karşı olduklarını dile getirdi.
Sivil toplum kuruluşlarının görevlerini yerine getiremediğini savunan Akşener, "Bunun yolu, sivil toplum kuruluşları aynı zamanda demokratik baskı grupları olduklarını hatırlamaları lazım. Kafasını birazcık başka bir tarafa çeviren sivil toplum kuruluşunun karşısında rakibini durduran, elim bir iradenin karşısında sivil toplum kuruluşlarının direnebilmesi çok kolay değil. Meşhur 28 Şubat sürecinde demokratik kitle örgütü olması gereken grupların o zamanki tutumları nedeniyle çok üzerinde durmuştum." ifadelerini kullandı.
Akşener, Türkiye'nin sanayide geride kaldığını öne sürerek, "Ne yapıldı? Anlayış değiştirildi. Sanayici için çabalar vardı. Onlar kenara konuldu ve beş müteahhide betona Türkiye teslim edildi." dedi.
Kılıçdaroğlu ve Akşener, bir süre salondakilerle sohbet ettikten sonra ayrıldı.