Zanlıların kimlikleri açıklanmadı. Yeni Zelanda başbakanı ve polisi zanlıların istihbarat servisleri tarafından bilinen kişiler olmadığını söyledi.
Eldeki en önemli bilgi-belge, Avustralya yurttaşı Brenton Tarrant'ın saldırıyı düzenlerken bir yandan da videosunu çekip canlı yayın yapması.
17 DAKİKA CANLI YAYIN
Brenton Tarrant, tehlikeli spor dallarını sevenler için tasarımlanmış bir uygulama kullanarak 17 dakika boyunca saldırıyı Facebook'tan canlı yayımladı. Başvurduğu telefon uygulaması LIVE4, kullanıcıların kişisel vücut kameralarından doğrudan Facebook'ta yayın yapmasını sağlıyor.
İnternete konulan canlı video akışından, filmi çeken kişinin saldırıyı doğrudan aktarmak üzere başına bir kamera yerleştirdiği anlaşılıyor. Böylece iki camide onlarca can alan katliam, saldırganın bakış açısından kaydedilen canlı bir video akışı olarak internete aktarıldı. Bir video oyununa benzetilerek çekilen tüyler ürpertici görüntülerde, bu kişi caminin içinde kadın, çocuk demeden önüne gelen herkese yakın mesafeden ateş ederken görülüyor.
BİR KASABANIN SPOR MERKEZİNDE ÇALIŞIYORDU
BBC Türkçe'nin bildirdiğine göre, Avustralya medyası, Brenton Tarrant'ın Avustralyalı olduğunu, Sidney kentinin 600 km kuzeyindeki Grafton kasabasından geldiğini ve daha önce bir spor merkezinde çalışmış olduğunu yazdı.
İŞVEREN: BİR DENGESİZLİĞİNİ GÖRMEDİM
ÇETNİK MARŞIYLA KATLİAMA GİTTİ
Tarrant'ın saldırıyı gerçekleştirmeye giderken otomobilinde arka planda çaldığı müziğin ise Sırp milliyetçi milisleri Çetniklere ait bir marş olduğu belirlendi. Marşta, 1990'larda Bosna savaşı sırasındaki eylemlerinden dolayı uluslararası mahkeme tarafından soykırım ve savaş suçlarından mahkum edilen Bosnalı Sırpların eski lideri Radovan Karaciç'ten övgüyle söz ediliyor. Zanlının elindeki silahın üzerinde de Müslümanları ve göçmenleri öldürmekten mahkum olmuş kişilerin isimlerinin yazılı olduğu görülüyor.
Tarrant, katliamdan önce, şiddete teşvik edici aşırı sağ propaganda içeren bir manifestoyu da internete yükledi. BBC Türkçe'de yayımlanan haberde manifesto mercek altına alındı:
'Büyük Yer Değiştirme' (The Great Replacement) başlıklı 74 sayfalık metinde, Tarrant, 2017 yılında Avrupa'yı ziyaret ettiğinde gördüğü şeylere öfkelendiğini ve döndüğünde saldırıyı planlamaya başladığını anlatıyor.
Metinden, zanlının Nur Camii'ni 3 ay önce hedef olarak seçtiği, saldırıda ölmemeyi hedeflediği ve eyleminin hedefinin de korku salmak olduğu anlaşılıyor.
Onlarca sayfalık bu metinde uzun uzun Avrupa'nın çeşitli ülkelerinden örneklerle, Avrupa halklarının yok olmakta olup onların yerini 'farklı, daha aşağı ve tehlikeli kültürlerden gelen göçmenlerin' aldığı yolunda bir komplo teorisi işleniyor.
Metinde, bu kapsamda 'yüksek profil sahibi düşmanlar' olarak sayılan Almanya Başbakanı Angela Merkel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Londra Belediye Başkanı Sadiq Khan hakkında tehditler de yer alıyor. Ara ara Yahudi düşmanlığı da su yüzüne çıkıyor ve dünya ekonomisine egemen olan bu sistemden Yahudilerin sorumlu olduğuna ilişkin neo-Nazi iddiaları dile getiriliyor.
ULUSLARARASI BİR HAREKET Mİ?
Fakat daha önemlisi, bu komplo teorisi içinde ifade edilen düşüncelerin, bir kişinin yayınladığı bir metinden ibaret olmaması. 'Büyük Yer Değiştirme' terimi ilk olarak Fransa'da kullanılmıştı, ama bu artık dünya çapında pek çok ırkçı grup tarafından benimsenen bir teori.
Bu grupları ve faaliyetlerini irdeleyen BBC muhabiri Dominic Casciani, bu teorinin önde gelen savunucuları arasında Avrupa'daki İslam karşıtı Kuşak Kimliği (Generation Identity) adlı hareketin üyelerinin bulunduğunu söyledi.
Bunun da ötesinde bu komplo teorisi, Facebook'taki kapalı gruplar ve diğer sosyal medya platformları başta olmak üzere geniş çaplı ve giderek daha da büyüyen bir akımın ana hattını oluşturuyor.
Bu gruplarda paylaşılan her türlü sahte haber linki ve içeriği, gerçeklerle ve güvenilir kaynaklarla bağını tamamen koparmış kişilerin korkularını ve öfkelerini iyice artırıyor.