Cezayir'deki gelişmeleri, Suriye ile ilgili kitaplarıyla tanınan Duvar internet sitesinin yazarı gazeteci Fehim Taştekin ile konuştuk.
‘BUTEFLİKA, CEZAYİR DİPLOMASİSİNİN BEYNİ'
Fehim Taştekin günümüzde Buteflika'ya yönelen protesto dalgasına karşılık Cezayir halkının ‘Arap Baharı' denilen süreci taa 1990'lardaki ‘kara yıllarda' yaşadığını ve bu yıllara dair hafızasının yerli yerinde olduğunu belirtti. Taştekin, Radikal İslamcı terörün ülkeyi esir aldığı bu yılların ardından 1999'da Buteflika'nın efsanevi bir diplomat olarak ordu desteğiyle iktidara gelmesinde Cezayir halkının açtığı büyük kredinin rol oynadığını anımsattı. Fehim Taştekin'e göre Cezayir'i kendi özel deneyimlerine dikkat edilmeden ‘Arap Baharı' çerçevesinde değerlendirmek doğru olmaz:
‘CEZAYİR, ARAP BAHARI SIRASINDA ÇOK MÜSTESNA BİR POZİSYON EDİNDİ'
Taştekin, bağımsızlık kahramanı olarak çok genç yaşlarda dışişleri bakanlığının başına geçtiğini anımsattığı Buteflika'nın Cezayir'in Arap Baharı sarsıntıları sürecinde de kendisine iyi bir yer edindiğini, ülke içinde ve dışında ülkenin itibarını yeniden tesis ettiğini vurguladı. Taştekin, Cezayir'in bu süreçte Tunus ve Libya gibi ülkelerde teskin edici bir arabulucu olarak misyonuna da dikkat çekti. Ancak geçen yılların ardından dördüncü döneminde artık halkın Buteflika'ya itiraz etmeye başladığını belirten Taştekin, ülke içinde kendisine rağmen rant sağlayan elit kesimin de huzursuzluklardaki rolüne vurgu yaptı:
‘ORDU CEZAYİR'DE TÜRBÜLANSA İZİN VERMEYECEK'
Taştekin'e göre Cezayir'in 1990'larda cihatçı kaosa sürüklenmesine engel olmuş ordusu hala çok önemli bir faktör. Taştekin, Cezayir ordusunun ülkenin yeni bir türbülansa sürüklenmesine izin vermeyeceği görüşünü de dile getirirken, Fransız sömürgeciliğine karşı bağımsızlık savaşının öncüsü olan Ulusal Kurtuluş Cephesi'nin (FLN) de hala gücünü koruduğuna atıf yaptı:
‘KENDİLERİNİ ALTERNATİF OLARAK SUNAN İSLAMCILAR ÖZGÜRLÜK VAAT ETMİYOR'
Ancak Cezayir'de bağımsızlık savaşının Buteflika gibi öncüleri hala iktidarda kalırken genç kadroların öne çıkmamasının önemli bir mesele olduğunun da altını çizen Taştekin'e göre, tıpkı Mısır ve Tunus'ta olduğu gibi kendilerini alternatif olarak sunan İslamcıların ortaya çıktığını ancak onların da özgürlük vaad etmediklerini anımsattı. Taştekin Cezayirlilerin İslamcı iktidar deneyiminin de 1990 öncesi yerel yönetimlerde yaşandığını anımsatırken, bu tecrübenin de Cezayirlileri korkuttuğunu vurguladı:
‘MÜSLÜMAN KARDEŞLERE KARŞI GÜÇLÜ REZERVLER VAR'
Cezayir'in şiddetli İslamcı tecrübesinin yarattığı korku ikliminin ardından Müslüman Kardeşler'in kendilerini FIS'ten ayrımaya çalıştıklarını belirten Taştekin, ancak halkın onlara karşı güçlü rezervleri olduğu görüşünde. Son protestolarda özellikle gençlik kesimi ve pek çok siyasi hareketin yer almasına karşılık sol liberal ve İslamcı alternatifin gözükmediği görüşündeki Taştekin, sistem reformundan kimin ne istediğinin de belli olmadığına dikkat çekti: