‘YABANCI FONLAR ÜLKEYİ TERKETTİ'
Resesyonun birçok sebebi var: Başkanlık sistemi, yetkilerin tek elde toplanması, kurumsal yapıların yok olması, eğitimde gericileşme, bürokraside liyakat kurallarının işlememesi. Bunlar Türkiye'nin orta uzun dönemde sağlıklı bir büyüme sağlayamayacağının temel nedenleri. Ülkenin bir büyüme kapasitesi var. Aynı arabanın motorunun çok zorlanmadan sonra stop etmesine benziyor. 24 Haziran'da ekonomi ütünden seçmene mesaj verelim derken krediler çok hızlandırıldı. 200 milyar doların üstünde kredi saçıldı. Bu mekanizmayı bankacılık sistemi kaldıramadı. Türkiye yabancı fonlara çok bağlı bir ekonomi. Yabancı fonlar sorunu görüp ülkeyi terk etti. Ardından döviz hareketi oldu ve faizler yükseltildi. Haliyle firmalar yeni yatırım yapmaktan vazgeçtiler, yeni işçi almadılar. Bu da işsizlik ve yüksek enflasyon sonucu satın almanın gerilemesi olarak yansıdı. Bu sadece dün açıklanan rakamlara baktığımızda bunun bir çeyrekle sınırlı kalmayacağı çok açık. Makine tesisat yatırımları da düştü. Önümüzdeki dönemde de yatırımların ve üretimin artmayacağı görülüyor.
‘BAZI İNİŞLER VE ÇIKIŞLAR DOĞALDIR AMA BİZİMKİLER DEĞİL'
‘BANKALAR BORÇLARI ÇEVİREMİYOR'
İnşaat ekonomik büyümeye en fazla katkıda bulunan sektörken 2018 yılında gerilemesine neden oldu. Ciddi bir konuk stoku var ve satılamıyor. Bunların bir kısmı döviz borcuna dayalı. Banka borçlarını ödeyemedikleri takdirde bunların haczedilmesi söz konusu olacak. Bu da başka ülkelerde görüldüğü gibi satışa çıkarılmasını gerektirecek. Bunun için bir takım paketler hazırlanmaya çalışılıyor. Konunun uzmanları konut fazlasıyla talebi arasında bir açı olduğunu söylüyor. Orta ve alt gelirin konut talebi varken konutlar lüks sitelerde yoğunlaştı. Bu insanların da bunu almaya gücü yok. O yüzden bu konunun aşılması yakın dönemde mümkün görülmüyor. Asla ve Amerika'daki krizler emlak sektöründen kaynaklanıyor."