İlgezdi, yaptığı yazılı açıklamada, İçişleri Bakanlığı verilerine göre 2014-2017 arasında cinsel şiddet mağduru olduğu gerekçesiyle güvenlik birimlerine getirilen kız çocuğu sayısında yüzde 67 artış yaşandığını belirtti.
Aynı yıllarda, uyuşturucu mağduru kız çocuğu sayısında yüzde 79, yaralanma mağduru kız çocuğu sayısında ise yüzde 6 artış meydana geldiğine dikkati çeken İlgezdi, Türkiye'de cinsel şiddete maruz kalan kız çocuğu sayısının 51 bin 748 olarak kayıtlara geçtiğini aktardı.
'KADINA VE KIZ ÇOCUKLARINA YÖNELİK ŞİDDET TOPLUMSAL BİR HASTALIK BOYUTUNDA'
İlgezdi, şunları kaydetti:
"Kadına ve kız çocuklarına yönelik şiddet toplumsal bir hastalık boyutunda yayıldı. Çocuklara ve kadınlara yönelik şiddet küresel bir sorun. Bu bilinen bir gerçek. Ancak ülkemizde kadınların ve kız çocuklarının aynı zamanda ahlaki açıdan da hor görülmeleri, eril şiddeti meşrulaştırmanın bir aracı olarak kullanılıyor. Öyle ki, şiddet kavramı karşımıza çoğunlukla fiziksel şiddet olarak çıkıyor. Ancak insan ticaretinden aile içi şiddete, cinsel şiddetten çocuk yaşta evliliklere kadar farklı formlarda şiddetle karşılaşıyoruz. Kadın cinayetleri bütün şiddet formlarının birleşmesiyle en can yakıcı insan hakları ihlali olarak karşımızda duruyor. Ben de bir kadınım ve nerede bir kadının canı yanıyorsa, nerede bir kadın şiddete uğruyorsa benim de canım yanıyor, benim de yüreğim kanıyor. Erkek egemen bir dünyada, kadınların tek çıkış yolu yaşamın bütün alanlarında örgütlü ve bilinçli şekilde ortaklaşmalarıdır. Bunun için Türkiye'de ‘kadın' konusu sadece aile formunda ele alınmamalı, ortak bir akıl ve dahası ortak bir dil oluşturulması için kadın bakanlığı acilen kurulmalıdır''.