Brüksel İddianame Odası, PKK üyeleri ve kurumlarla ilgili Federal Savcılık İddianamesi'ne ilişkin takipsizlik kararı aldı. Böylelikle, İddianame Odası, "PKK'nın sözde Avrupa elebaşlarının da olduğu 30'dan fazla kişi ve kurumun terörle mücadele kapsamında yargılanamayacağına, PKK'nın uluslararası olmayan bir çatışmanın tarafı olduğuna, bu nedenle Belçika mahkemelerinin bu davaya bakmaya yetkisi olmadığı" kararına vardı.
Brüksel İddianame Odası, konunun uluslararası insancıl hukukun geçerli olduğu mahkemelere sevkedilmesi görüşüne yer vererek, davanın Belçika Ceza Mahkemesi'ne taşınmasını engelledi.
Kararın onanmasının ardından yazılı açıklama yapan Belçika'nın Ankara Büyükelçisi Michel Malherbe, "Öncelikle temel olan husus, Belçika, Türkiye'nin önemli bir ortağıdır ve öyle kalacaktır. Temsil ettiğim devletin şu anki pozisyonu iyi bilinmektedir: PKK terörist bir örgüttür" değerlendirmesinde bulundu.
Malherbe, "Belçika adaletinin (yargı gücünün), Belçika hükümetinden (yürütme gücünden) bağımsız olduğunu" kaydettiği açıklamada, Federal Savcılık Ofisinin halihazırda 50 sayfalık kararı incelediği bilgisini paylaştı.
Açıklamada, savcılığın, daha sonra nasıl bir tepki vereceği yönünde karar alacağına işaret eden Malherbe, 2017'de aynı davada, savcılığın, istinaf mahkemesinin kovuşturmazlık ile sonuçlanan ilk kararına karşı da temyiz başvurusunda bulunduğunu hatırlattı.
Konuya ilişkin açıklamada bulunan Belçika Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthieu Branders ise yargının bağımsız olduğunu ifade ederek, "Ancak, bu noktada Belçika'nın PKK'yı terör örgütü olarak tanıyan kararı değişmeyecektir" diye konuştu.
Branders, Türkiye'nin Belçika için "önemli ve tarihi" bir ortak olduğuna da vurgu yaptı.
TÜRKİYE DIŞİŞLERİ: KARAR KABUL EDİLEMEZ
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Belçika İddianame Odasının Ariadna davasına ilişkin kararı hakkındaki bir soruya yazılı yanıt verdi.
Sözcü Aksoy, "Belçika İddianame Odasının açıkladığı ve Belçika Federal Savcılığı tarafından PKK bağlantılı 36 özel ve tüzel kişiye karşı yargı sürecinin başlatılmasını önleyen karar kabul edilemez" değerlendirmesinde bulundu.
Belçika Federal Savcılığının PKK'nın terör örgütü niteliği konusunda sunduğu tüm kanıtlara rağmen alınan bu kararın, mevcut haliyle, terör örgütlerine çok tehlikeli bir istismar alanı açtığına işaret eden Aksoy, şunları kaydetti:
"Bu karara karşı Belçika Yüksek Mahkemesine gitme imkanı bulunmaktadır. Türkiye hukuk mücadelesini kararlılıkla takip edecektir. Müttefikimiz Belçika'nın terörle mücadele sorumluluğu çerçevesinde hareket etmesini ve PKK terör örgütüne karşı gereken adımları atmasını bekliyoruz."
Belçika Savcılığı, 2010'da başlayan soruşturmanın ardından Ekim 2015'te iddianamesini sunmuştu.
İddianamede PKK üyeleri, Belçika ve diğer Batı Avrupa ülkelerinden genç ve çocuk yaştakileri ailelerinden koparttıktan sonra Belçika'nın yanı sıra Yunanistan ve Irak'taki kamplarda eğitim vermekle suçlanıyordu.
Sanıklara yönelik suçlamalar arasında sahte evrak düzenlemek ve haraç toplamak da bulunuyordu.
Brüksel Soruşturma Dairesi, 2017 Kasım'da bu suçlamalar kapsamında yapılanların "terör eylemi" olmadığına hükmederek davanın ceza mahkemesine sevkine yönelik talebi reddetmişti. Kararın gerekçesinde, "silahlı mücadele, terör suçlaması kapsamında değerlendirilemez" ifadeleri yer almıştı. Türkiye'nin de tepki gösterdiği karara federal savcı itiraz etmişti.
2018 Şubat'ta Belçika Yargıtayı, alt mahkemenin "PKK'lıların terörden yargılanamayacağı" yönündeki kararını bozmuş, dava tekrar Brüksel İddianame Odasına gönderilmişti.
