CHP tarafından yeniden Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday gösterilen Yılmaz Büyükerşen, Sözcü'den Özlem Gürses'e konuştu.
"Eskişehir merkezi 740 bin nüfus, kırsal alan 100 bin. Mahalle olan köylerimiz bana oy veriyor, fakat ilçelerden 12'sindeki belediyelerde meclis üyeleri ile başkanların seçiminde AKP'ye oy veriyorlar. Onlar da bizim Büyükşehir Meclisi'ne 29 üye olarak geliyor. Eskişehir merkezini oluşturan Tepebaşı ve Odunpazarı İlçeleri ise CHP çoğunluklu ve 740 bin nüfuslarına karşın Büyükşehir Meclisi'nde 16 kişi ile temsil ediliyorlar. 16 ya 29 kırsal kesim çoğunluğundan oluşan meclis hangi projeyi önlerine getirirsek, komisyonlarda geciktiriyorlar, reddediyorlar. Son 5 senedir bu oyun oynanıyor Eskişehir'de."
Gürses'in devamında yönelttiği sorular ve Büyükerşen'in yanıtları şöyle:
- Peki sonra ne oluyor?
- Ne yapıyorsunuz kırsal kalkınma için?
Son 17 yıldır tarım can çekişiyor, köylü vazgeçti toprağını ekmekten… Her çeşit gıdayı dışardan alır hale geldik. Eee bu güneşe kar dayanmaz…Maalesef köylerde ihtiyar heyetleri, beldelerde belediyeler bitti. Kırsalda, AB'deki gibi yerleşim birimlerinin yerinden yönetim şartına da ters düştük. Benim 160 km. mesafede mahallem var. 450 köy, her gün birine gitsem bir senenin günleri yetmiyor. Ama biz Eskişehir'i nasıl hepimizin gurur duyacağı bir kent haline getirdiysek, bu köylerimiz ya da (yeni adıyla) mahallelerimiz için de kolları sıvadık.
'KÖYLÜMÜZE SERMAYE DESTEĞİ VERİYORUZ'
- Nasıl? Para mı veriyorsunuz?
Küçükbaş hayvancılık için de çalışmaya başladık, gençlere kooperatif kurduruyoruz. Onlara da damızlık koyun, keçi hibe edeceğiz. Yem üretimi için küçük tesisler kurma projeleri üzerinde çalışıyoruz. Yaş sebze ve meyve için kurutma ve işletme tesisleri kuruyoruz, çok daha yüksek fiyatla satış yapıyorlar böylece… Soğuk hava depoları kurabilmek için de nasıl imkan sağlarız onu araştırıyoruz.
İpek Böcekliği için önemli bir merkezdi Sarıcakaya Vadimiz. Yanlış tarım politikaları yüzünden organik ipek kozası yetiştiriciliği bitmişti. Biz onu yeniden canlandırıyoruz. Hatta köylülerimiz bu üretim yönetimini unutmuşlardı, üreticiye eğitim verdik, yeniden başlamalarını sağladık. Arıcılığı destekliyoruz. Diğer taraftan belediye arazilerine kekik ekimi yaptırdık, şimdi kekiği hem kuru hem de kekik suyu olarak şişeleyerek kadın kooperatifi aracılığı ile satıyorlar. Şişesi 14 TL.Bu projelerimizle sadece Sarıcakaya'ya yaklaşık 10 milyon TL'lik bir yatırım yapmış olduk, şimdi bu ilçeye tarımsal kalkınma projelerini devam ettirmesi için çok nitelikli genç bir Ziraat Mühendisi olan Şafak ATAK'ı Belediye Başkan adayı olarak seçtik. Ama bütün bu projeler için bir şart arıyoruz.
- Nedir o?
'BİZ KOOPERATİFİ CANLANDIRIYORUZ'
- Halk Süt'ü de mi böyle yaptınız?
Evet. Bizim Mahmudiye Çifteler bölgesinde 1500 süt üreticimiz var. Ürettikleri sütü sanayi kuruluşlarına satıyorlardı, paralarını da uzun vadede alabiliyorlardı. Biz, başında genç bir Ziraat Mühendisi'nin olduğu Süt Üreticileri Birliği ile temasa geçtik. Ona dedik ki "pastörize yapacak tesisi kur", kurdu. Şimdi sütleri kooperatife veriyorlar, hem de daha iyi fiyata. Kooperatif pastörize ediyor, şişelere dolduruyor, 5 litrelik şişeyi biz de 15 tl'den halka satıyoruz. Yani yağı alınmamış, su katılmamış, Halk Sütü'nün litresi tüketiciye 3 tl'ye geliyor. Hem üretici mutlu, hem Eskişehirliler. Sabah açılıyor Halk Süt bayiilerimiz, öğlene bitmiş oluyor hepsi.
- Meğer kooperatifler ne kadar önemliymiş…
Hem de nasıl. Gelmiş geçmiş bütün sağ partilerin siyasetçileri ‘kooperatifçilik komünistlik' diyerek köylüye en büyük zararı verdiler. Rahmetli Ecevit'in ve CHP'nin bu antipropagandayı önlemeye çalışmaları da ne yazık ki yeterli olamadı. Şimdi ise gerçekler görülüyor. Ve kurulmuş ama faal olmayan pek çok kooperatif, birlikler var, atıl vaziyette. Onları harekete geçiriyoruz.