Moskova Devlet Dışişleri Üniversitesi (MGIMO) Doğu Araştırmaları Bölümü Profesörü ve Sosyal Destek Vakfı Müdürü Sergey Drujilovskiy, Sputnik'e verdiği demeçte Soylu'nun bu açıklamasının Ankara ve Tahran'ın PKK ile mücadeleye devam edeceklerini bir kez daha doğruladığını söyledi.
Drujilovskiy, "Bunun onların PKK ile mücadeleye devam edeceklerini bir kez daha teyit ettiğini düşünüyorum. Bir dereceye kadar bu bir niyet beyanı. Bu açıklama hem PKK'ya, hem de tüm dünyaya bu ülkelerin bu tür birliklere baş eğmeyeceklerini gösteren bir beyan" diye konuştu.
'TÜRKİYE VE İRAN BU KONUDA UZUN SÜREDİR ÇALIŞIYOR'
İran ve Türkiye'nin PKK'ya karşı ortak operasyonu nerede yapacaklarınınsa ayrı bir konu olduğuna dikkat çeken uzman, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye ve İran bu konunun üzerinde uzun süredir çalışıyor. İran ve Türkiye'nin (kara operasyonu için) gerçekçi görünen tek bir yer var, o da Türk-İran sınırı. Fakat mesele şu ki, Türkiye sınırının her iki tarafında da yerleşik Kürtler var, yine de orada yaşayan Kürtlerin büyük bir kısmının PKK ile hiçbir alakası yok".
'ANA HEDEF KANDİL DAĞI OLABİLİR'
"PKK Irak'ta, Kandil Dağı'nda yerleşik durumda, kapsamlı eylemleri Irak topraklarından gerçekleştiriyorlar. Türkiye daha önce onları yok etmeye çalışmıştı. Ancak öyle görünüyor ki dağlık arazi ve mağaralar yeterince iyi bir koruma sağlıyor. Onları oradan çıkaramamışlardı."
'IRAK TARAFIYLA DA MUTABIK KALINMALI'
Irak topraklarında ortak operasyonun Irak tarafıyla mutabık kalınarak yapılması gerektiğini söyleyen uzman, "Ortak eylemleri nerede icra edecekler? Irak'a girecekler mi? Irak'ta açık bir şekilde PKK'ya karşı eylemde bulunacak bir durum yok ortada. Üstelik PKK birliklerinin konuşlanmış olduğu topraklar oldukça uzakta" ifadelerini kullandı.
İran'da faaliyette olan PKK ile ilgili durumu ve oradaki mücadeleyi ele alan Drujilovskiy, şunları aktardı:
"Öyle bir sorun var, fakat o kadar da acil bir çözüm gerektirmiyor. İran Devrim Muhafızları Ordusu PKK mevzilerinde ciddi bir temizlik yapmayı başardı. Sorunun ciddiyeti bir dereceye kadar giderildi. En azından 1970'li yılların sonunda ve 1980'lerin başındaki durumla kıyaslayacak olursak, yerden göğe kadar fark var."
DOLGOV: TAHRAN VE ANKARA ASKERİ İŞBİRLİĞİ UYGULAMAYA GEÇİRECEK
"Tahran ve Ankara'nın uzun süredir müzakere ettiği bu askeri işbirliği şimdi muhtemelen uygulamaya geçirilebilecek. Burada Ortadoğu'daki genel durumun da, Türkiye ve İran'ın politikasındaki eğilimin de rolü var. Gerçekten de Tahran ve Ankara'nın en azından PKK'ya karşı eylemlerde bir tür ittifak kurmuş olduklarını gözlemliyoruz. Belki de bu ittifak ileride daha da genişleyebilecek, fakat bu büyük ölçüde bölgede yaşanacak gelişmelere bağlı olacak. Özellikle askeri alanda Türkiye-İran işbirliğinde genişleme eğilimi söz konusu. Astana görüşmelerinde garantör ülkeler olmalarının yanı sıra PKK ile mücadelede yapılan işbirliğinin, daha geniş ikili bir ittifak olduğu söylenebilir."
'İŞBİRLİĞİNE IRAK DA DAHİL EDİLEBİLİR'
Bu işbirliği formatına Irak'ın da dâhil edilebileceğine dikkat çeken Dolgov, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye-İran arasındaki olası bir ittifaka Irak'ın da dâhil edilmesi, Tahran'ın amacı. Zira İran'ın Irak'taki etkisi oldukça güçlü, Saddam Hüseyin rejiminin düşmesinden sonra büyüdü. İran'ın şimdiki hedefi, Irak ile işbirliğini genişletmek ve böyle bir ittifaka onu da dâhil etmek."