Milli Eğitim Bakanı Selçuk, Anadolu Ajansı'na öğrencilerin Türkçe ve yabancı dil yeterliliklerine ilişkin yürüttükleri çalışmalara ilişkin bilgi verdi.
Burada öğretmen niteliğinin çok önemli olduğuna dikkati çeken Selçuk, hiçbir eğitim sisteminin kalitesinin öğretmenin niteliğini aşamayacağını vurguladı.
Öncelikle öğretmen eğitimine dönük çok güçlü birtakım çalışmaların, projelerin bulunduğunu aktaran Selçuk, "Bunun İngilizce, Almanca veya Arapça ile ilgili boyutları var. Mesela Ürdün ve Katar'la, Arapça öğretmenlerimizin eğitimine ilişkin bazı çalışmalar yürütüyoruz" diye konuştu.
'ÖĞRETMENLERE DESTEK OLMAK GEREK'
Selçuk, öğretmenlerin tecrübesinin artırılması gerektiğini belirterek, fakülteden mezun olduktan sonra ortaya çıkan dünyadaki yeniliklerden haberdar etmek, öğretmenlere çok destek olmak gerektiğini vurguladı.
Bunun dışında yöntemle ilgili birtakım hususların da bulunduğunu belirten Selçuk, "Örneğin, bir çocuğunuz 3 saat ders alıyor, bir hafta geçiyor, sonra tekrar 3 saat ders alıyor. Bizim beyin araştırmalarından bildiğimiz şey; bir öğrenme etkinliğinin üzerinden 48 saat geçmişse beyin o bilgiye yeni bilgi diye bakar. Yani bunun yöntemsel olarak işlenmesi, tekrar edilmesi ve belli tekniklerle çocuğun bunun içselleştirmesine yardımcı olunması gerekiyor. Biz bunu yapmakla meşgulüz" diye konuştu.
Beşinci sınıflarda İngilizce ağırlıklı bir eğitim sisteminin bulunduğunu aktaran Selçuk, bunun bütün Türkiye'ye yaygınlaştırmasıyla ilgili bir beklentinin bulunduğunu, ancak bir modelin yetkin hale gelmeden birdenbire bütün Türkiye'ye uygulamanın doğru olmayacağını kaydetti.
'FARKLI MATERYALLER OLUŞTURUYORUZ'
Bakan Selçuk, "İngilizce destek programı ve materyalleri ile dijital olarak öğrencilerin ve öğretmenlerin nasıl destekleneceği konusunda çalışmalar var. Çocukların istedikleri zaman elektronik içeriklerden dijital olarak yabancı dil öğrenmelerini destekleyecek bir çalışmanın hazırlığı içerisindeyiz. Bunu da önümüzdeki yıla hazırlamaya çalışıyoruz. Farklı materyaller oluşturuyoruz" dedi.
"Türkçe'de 4 dil becerisinin ölçülmesine ilişkin sınav, mart ayının üçüncü haftasında pilot olarak ortaokul 7. sınıflarda başlıyor. Türkiye'de ilk kez bir çocuğun, dinleme, konuşma, yazma, okuduğunu anlama vesaire hangi seviyede olduğunu göreceğiz. Bu şu ana kadar hiç yapılmamış bir şey. Bu nisan ayında 15 ilde yapılacak ama ilk pilotu martın üçüncü haftası Ankara'da yapılacak. Bu bir sınav gibi değil. Bizim çocuklarımız acaba dil gelişiminde neredeler? Acaba bizim müfredatın hangi kısmı ne kadar etkili oluyor? Bunların analizi. Bunlara katkı sağlayacak bir çalışma. Bu büyük bir araştırma projesi. Bu bir yazılım aynı zamanda. Bununla biz Türkçemizin fotoğrafını da anlamış olacağız çocuklarımız açısından."
YAPAY ZEKA TEMELLİ TÜRKÇE SÖZ VARLIĞI ÇALIŞMASI
Vizyon Belgesi'nde 4, 7 ve 10. sınıflarda Türkçe, matematik ve fen bilimleri araştırmasının yapılmasına ilişkin hedef bulunduğunu hatırlatan Selçuk, bunun da uluslararası bir sınav olan PISA'ya benzediğini söyledi.
Burada da sadece Türkçe değil matematik ve fen bilimleri için de araştırma yapacaklarını kaydeden Selçuk, "Burada önemli olan şey, biz matematiği işlem temelli mi anlam temelli mi öğretiyoruz? Çocuk, yaptığı işin farkında mı yoksa şablonu görüp ona bir şey mi uyduruyor? Bu anlamdaki sıkıntımızı çözüyoruz" diye konuştu.
'SADECE SINAVI DEĞİŞTİREREK EĞİTİM SİSTEMİ DÖNÜŞTÜRÜLEMEZ'
Bir çocuğun kitap okumasının binlerce soru çözmesinden daha önemli olduğuna dikkati çeken Selçuk, "Çünkü fen de matematik de Türkçe de olsa asıl olan okuduğunu anlamadır. Bu yüzden de bizim bu çalışmayı evrensel standartlarda milli olarak yapmamız lazım. Bu da yapılıyor. Faaliyetler yürüyor, bunların yazılım kısımları ile ilgili kısmi bir çalışma var. Biz bunları birkaç ay içerisinde toparlamış olacağız" ifadelerini kullandı.
Selçuk, "Biz, 'okulların fiziksel imkanının düzelmesiyle iyileşmesiyle LGS ilişkilidir' diyoruz. Biz diyoruz ki, 'öğretmen yetiştirmede YÖK ile beraber alacağımız bir tedbir var.' Gerek belli kontenjanların azaltılması, gerekse bazı pilot eğitim fakültelerinde öğretmen yetiştirmeyi kaynağından dönüştürmekle ilgili bir çalışma var. O çalışma da bununla ilgili. Eğitimin bütçeleme sistemindeki değişiklikler, finansman yönetimi konusunda yaptığımız işler, liselere giriş sistemini etkileyecek. Diğer bileşenler birlikte dönüştürülmezse sınavla ilgili yapılacak şeyin önemi yok. Önemi olsa biz bunu hemen yaparız" diye konuştu.
'LGS'DE KÜÇÜK DEĞİŞİLİKLER YAPIYORUZ'
"Biz, şunu anlatmaya çalışıyoruz; masanın tamamını birlikte düzenlerseniz, masa düzelir. Masada bardağın yerini değiştirerek masayı düzeltemeyiz. Bu anlamda LGS'de küçük değişiklikler yapıyoruz. Yaptığımız çalışma şunu gösteriyor; matematik sınavında çocuklarımız zorlanıyorlar ve süre yetmiyor. 'O zaman bu süreyi artıralım' diyoruz. Bunun gibi küçük değişikliklerle, öğretmenlerimize ve çocuklarımıza soruları önceden göstererek, tedirgin olmayın bunun bir benzeri çıkacak şeklinde kamuoyunu, velileri rahatlatıp, sınavın amaç olmaktan araç olmaya doğru gidişini destekliyoruz."