Eski AK Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, Sözcü Gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk'e konuştu.
15 Temmuz 2016'da düzenlenen darbe girişimi sırasında önemli bir rol oynadığını belirten Özdağ, "Darbeyi Başbakan Yıldırım'ı arayarak, bakanları arayarak haber verdim. 15 Temmuz akşamı ‘bu darbe' diye ilk tweeti atıp insanları sokağa davet ettim. ‘Demokrasiye, seçilmiş hükümete sahip çıkacağız' dedim. Eğer tersi olsaydı ilk hesap sorulacak kişi ben olacaktım. Şoförümü çağırdım ‘bu gece birlikte ölebiliriz, benimle gelmek istemeyebilirsin' dedim, evden 500'lük iki torba mermiyi alıp çıktım" dedi.
"Bahçeli'ye özel kalemi üzerinden ulaştık; 'Darbeye karşıyız. Seçilmiş hükümetin yanındayız.' O kadar rahatladık ki. Çünkü ben darbe nedir biliyorum. 28 Şubat'ı yaşadım, 12 Eylül' ü yaşadım,7 sene cezaevinde kaldım. 68 gün işkencede kaldım. Hele ki böyle lokal darbe olursa onun çok acımasız olacağını düşünüyorum. Sonra Kılıdaroğlu'nu aramak geldi. Engin Altay'ı aradım. Döndü bana Genel Başkanla görüştüm. 'Darbeye karşıyız. Seçilmiş hükümetin ve Cumhurbaşkanının yanındayız' dedi. Onu da arkadaşlarıma söyledim. Sonra Kılıçdaroğlu Başbakanla görüşmek istedi. Abdülhamit Gül de buna şahittir. Özel kalemine ulaştık başbakanın. Başbakan yanımda yok dedi. O zaman Başbakana söyle Kılıçdaroğlu'nu bir arasın dedik."
Öztürk'ün aktardığına göre Özdağ'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
'DÖNÜN DEDİM, ‘GELMEYECEĞİM' DEDİ'
‘GELİRSEM BELALARI KÖPÜRTÜRÜM'
— Gelirsem ‘başımızdaki belaları köpürtürüm' dedi. AK Parti'yi, hükümeti kast ederek. Ben de niye belalar köpürsün ki dedim. Köpürürse hep beraber görevimiz dedim. Menderes asıldı, Demirel altı defa gitti, 7 defa geldi dedim. Özal bedel ödedi. Muhsin Yazıcıoğlu büyük bedel ödedi, Erbakan, Çiller bedel ödedi. Şimdi de Recep Tayyip Erdoğan bedel ödüyor dedim. Recep Tayyip Erdoğan da burada direniyor gelin dedim beraberce direnin birlikte Türkiye ye demokrasiyi getirin, birlikte getirin bedel ödeyelim dedim.
'3 DÖNEM AK PARTİ İKTİDARDA KALMALI'
— Siz de gelin Erdoğan'ın yediği dayağa ortak olun dedim. Bunu yapalım Türkiye'yi gelecek kuşaklara özgür ve demokratik zengin bir ülke bırakalım dedim. Gelmeyeceğim dedi. Üç dönem daha parti iktidarda kalmalı dedi. Üç dönem yasağını da kaldırın dedi. Siyaset tecrübeyle yapılır dedi, niye yasak koysunlar, üç dönem yasağı diye bir şey olur mu dedi.
'HUMEYNİ GİBİ GELECEKTİ'
— İlginç, ondan sonra meğerse üç dönem sonra şöyle gelmeyi düşünüyordu herhalde. Üç dönem sonra İstanbul'a bir uçak inecek Washington'dan, Humeyni gibi gelecek herkes üç dönem sonra da yaşarsa tabi gelecek. Bu üç dönem içerisinde gayesine ulaşacak. Türkiye' ye döndüm. Partinin yetkililerine bazı bilgiler verdim, bu adam dönmek istemiyor diye söyledim. Parti yetkililerine de ‘bunlar devleti ele geçirmek istiyorlar dikkat edelim. Türkiye Olimpiyatlarını alkışlıyoruz ben de alkışlıyorum ama bunlar ağır ağır devleti ele geçirme çalışması yapıyorlar' dedim. Ama pek kaile alınmadım.
‘HER OKULU İHL YAPMAYIN' RAHATSIZ ETTİ'
'MÜCADELEDE CHP'Yİ ÖN PLANA ALALIM'
— Darbeden sonra ben CHP ile MHP ile AK Parti'nin birlikte hareket etmesini istiyorum. Türkiye'yi beraberce normalleştirelim. FETÖ'den PKK'dan kurtaralım. Başka iç yapılar varsa bunlarla yine beraber mücadele edelim. Özellikle CHP'yi ön planına alalım dedim. Sebebim de şuydu; CHP Sosyalist Enternasyonel üyesiydi ve o dönemde de dönem başkanıydı. CHP ile yapacağımız bir FETÖ mücadelesinin Avrupalıları daha rahat ikna edebileceğimizi düşündüm. Çünkü FETÖ'nün Amerika tarafından yönlendirildiğini biliyorum çünkü oraya gidişi belli zaten.
'FETÖ'YÜ SİZ, SOL, MİLLİYETÇİ KESİM YAZDI'
'HEDEFİ İSLAM DEVLETİ KURMAK'
- Benim tahminim şu; Fethullah Gülen kendisi bir proje. Hedefi Türkiye'yi ele geçirmek. İslam devleti kurmak. Ama Türkiye'yi yönetenler de Kasım Gülek'ten, Ecevit'e tüm siyasi parti liderlerine kadar hepsi.. Birkaç ismi tenzih ederim; Ya bu güzel işte okullar açıyor, Türkiye'nin lobileri oluyor. Gülen'i devlet gibi algılamışlar, Türkiye Cumhuriyeti için çalışan bir adam gibi algılamışlar ve devlet bunlara destek olmaya başlamış.MİT'İ 5 KATLI BİNADAN DİNLEDİLER!: MİT'i ele geçirmeye çalışmışlar bunlar. MİT'in dışında beş katlı bir bina almışlar. Yenimahalle'de. Daha büyük bir teknolojiyle MİT'i dinlemişler bunlar. Çok önemli bir şey o. Ele geçirme çalışması yapıyorlar ama geçiremiyorlar. 70-80 adamı MİT'e sokuyorlar. Bazı MİT elemanlarımızın PKK'nın eline geçmesi dedikleri de budur zaten. Sonra MİT hemen uyandı.
'17-25'TEN SONRA UYANDI'
'ERDOĞAN'I ELE GEÇİRSELER, DARBE OLURDU'
— Recep Tayyip Erdoğan'ı ele geçiremediler. O gece 23-24 sularında Erdoğan'ı ele geçirselerdi yine darbe olurdu. Kesinlikle olurdu. Çünkü sokakta kimse kalmazdı. Bazı askerlerde bunlara raam olurdu yani darbeyi başarmışlar işte. İnsanlar güce karşı bir meyil gösteriyorlar maalesef. Türkiye'nin demokratikleşmesi, şeffaflaşması, özgürleşmesi lazım. Yani bu mücadelede de hukuktan ayrılmaması lazım. Türkiye de her cemaat, her dernek maliye ve hukuk tarafından denetlenmelidir. Bu çok önemlidir Türkiye'nin geleceği açısından.
'SEÇİMİN BEKA İLE ALAKASI YOK'
'SÜRPRİZLER OLABİLİR'
— Çok büyük sürprizler de olabilir. Çok umulmadık yerde umulmadık başarıları BBP, Saadet Partisi bazı illerde alır. AK Parti'nin çok güçlü olduğu bir yeri CHP alır, İyi Parti alır. CHP'nin bazı güçlü olduğu yerlerde Ak Parti alabilir. Hem parametre hem barometre millet. Bir yandan siyasetin ısısını ölçecek bir yandan sizler yolunuza devam edin veya etmeyin diye mesajlar verecek. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin bir noktada denemesi olacak. Ak Parti burada bir sınavdan geçecek. Geçecek mi geçemeyecek mi onu göreceğiz.
'YENİ PARTİ, İHTİYAÇ Kİ KONUŞULUYOR'
'HAİNSE NİYE BAKANLIK YAPTILAR?'
— Bunları rencide ediyorlar, hain diyorlar. Hainse bu adamlar, niye Dışişleri bakanlığı, Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı yaptı? Yani. Siyaset yapmanın ağır olduğunu düşünüyorum. Ülkücülerin, sağın diyelim haini bitmez. Solcuların döneği bitmez. Dini cemaatlerin de kafiri bitmez. Neden? Kimse kurulu yapısını kaybetmek istemiyor. Gördüğüm kadarıyla bu kadar konuşulmanın, lehte aleyhte yazıların özellikle de aleyhte yazıların çok olması, vatandaşın konuşması bir arayış var Türkiye'de. Bu arayışın sonucu 31 Mart sonrası daha çok göreceğiz."