Son yıllarda hiç olmadığı kadar iç ve dış şoklarla karşı karşıya kalındığını belirten Aydın, "Bu şokları yöneten bir ekonomide, her şeyi bir öncekine nispetle daha iyi şekilde sürdürebilmek, çok ciddi istikrarı gerekli kılıyor. Jeopolitik risklerimizi herkes biliyor. En büyük komşumuz ile Amerika arasındaki sorunlar, bizim ekonomik gidişatımızı yakından ilgilendiriyor." diye konuştu.
'HAMDOLSUN BİR AYDIR FEVKALADE BİR BOLLUĞA SAHİBİZ'
Total kredi miktarının artıya geçtiğine dikkati çeken Aydın, şöyle devam etti: "Bugün, Allah'a hamdolsun son 1-1,5 aydır fevkalade bir bolluğa, rahat bir likiditeye sahibiz. Türk bankacılık sisteminde öz kaynağımızda, likitte problemlerimiz vardı ama dengelenme ve disiplinle, yeni ekonomi programıyla şu anda likitte de ciddi bir artışa sahibiz. Türkiye'ye tekrar sermaye akımı başlamıştır. Alınan önlemlerle devletin edimlerini yerine getirmesi, daha az borçlanıyor olması, Türk bankacılık sistemini rahatlatmıştır. Likiditemiz olunca üstüne oturacak halimiz yok. Onu bireylere ve firmalara kullandırmamız gerekiyor. Bu, hemen kredilerde bir toparlanmaya vesile oldu. Artık kredilerdeki negatif gidişat bitmiştir. Son 10 gündür krediler, pozitif gidiyor. Hem de temel altyapı yatırımlarda geriye dönük yatırımlar olduğu halde."
'NAKİT AKIŞLARINDA BOZUKLUK VAR, TEMİNATTA SIKINTI YOK'
Konuşmasının ardından salondakilerin sorularını cevaplandıran Aydın, futbol kulüplerinin idari ve mali yapılarının güçlendirilmesi için TBB ile Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) arasında yapılan anlaşmada son durumun sorulması üzerine, şu ifadeleri kullandı: "Biz zaten spor kulüpleriyle çalışıyoruz. Bir tek ben çalışmıyorum. Spor kulüpleriyle çalışan bir sürü banka var. Ne vermişsek vermişiz, hepsini piyasa koşullarında vermişiz. Spor, bir ekonomidir. Bein Sports'un Türkiye'deki yayına verdiği miktar, 500 milyon dolar. Futbol, bir ekonomidir, endüstridir. Biz, bu ekonominin ayakta kalmasını ve bu değerin sürmesini istiyoruz. Üç büyük kulübün yıllık ortalama geliri 600 milyon lira civarındadır. Şampiyon olacak bir takımı 250-300 milyon liraya kurabilirsiniz. Nakit akışlarında bozukluk var, teminatta sıkıntı yok. Biz, nakit akışlarını düzenlemek istiyoruz. Sadece biz değil, TFF, UEFA, kreditör olarak biz de müşteri de istiyor. Yüzde 8 ile bir kredi yapılandırması, kimseyi de ülkenin kaynaklarını çarçur falan etmedik. Biz ticaret yapıyoruz."
'TÜRKİYE'NİN IMF İLE HİÇBİR İŞİ YOKTUR'
Aydın, Ziraat Bankasının Türkiye dış ticaretinin yüzde 14'lük bölümünü tek başına karşıladığını vurgulayarak, şöyle konuştu: "Paramız vardı, verdik. Teminatlarımızı da aldık. Adam bir tek medya işi yapmıyor. Petrol var, gaz var, bir sürü şey var. Teminatlarından hepsini de alıyor olacağız. Kimsenin bir sıkıntısı olmasın. İlgili medya grubu, Türkiye'nin çok saygın özel bankalarıyla da çalışıyor. Türkiye'de ticaret yapıyorsanız biriyle de birkaçıyla da çalışmanız gerekiyor. Türkiye'nin IMF ile hiçbir işi yoktur. Sadece Halkbank'ın ilk üç ayda esnafa dağıttığı kredi miktarı 10 milyar liradır. Yani IMF'ye gidecek halimiz yok, paramız pulumuz var."
'2010-2012'DEKİ GİBİ OLMAYACAK AMA ÖNÜMÜZÜ GÖRECEĞİZ'
Toplantıya TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Hakan Çavuşoğlu, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, BTSO Meclis Başkanı Ali Uğur, BALKANTÜRKSİAD Başkanı Berat Tunakan, AK Parti Bursa milletvekilleri de katıldı.